Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın davalının birlik görevlerini yapmadığını ve edinilen malları kaçırma amacı olduğunu iddia ederek Türk Medeni Kanunu'nun 199. maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep etmiş, mahkemece herhangi bir delil toplanmadan " bu tür davalarda taraflardan birisinin elden çıkartılmasından endişe ettiği malların üzerine tedbir konulmasını, elden çıkarılmasının rızaya bağlanmasını talep edebileceği, bunun için kesin olarak ispat edilebilir durum olmasına gerek olmadığı ve taraflardan birinin bu yöndeki şüphesi ve talebi yeterli olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı tarafından açılan tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasında davalı, davayı kabul etmiş ise de, HMK'nın 308/2 maddesi gereğince kabulün ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğuracağı, TMK'nın 186/3 maddesi gereğince eşlerin birlik giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarının düzenlendiği, giderlere katılma yükümlülüğü yerine getirilmez ise alınacak özel önlemler arasında TMK'nın 199 maddesinde tasarruf yetkisinin sınırlanması olduğu, buradaki taktir hakkı tamamen hakime ait olup her davanın özelliğini göz önünde bulundurarak ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde davalıdan kaynaklı bir davranış ispatlandığında hakim ancak yeterli miktarda tasarruf yetkisini sınırlandırılmasına karar verebileceği, bu durumun tarafların iradelerine bağlı olmadığı, hal böyle olunca İlk Derece...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 198 ve 199. maddesine dayalı ailenin ekonomik varlığının korunmasını gerektirdiği ölçüde davalı eşin tasarruf yetkisinin sınırlanması ve erkek eşin borçlularına ait önlemlerin alınması istemine ilişkindir. Davacının Türk Medeni Kanununun 406. maddesine dayalı savurganlık nedeniyle kısıtlama kararı verilmesine dair herhangi bir talebi bulunmamaktadır. 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 3. kısmı hariç olmak üzere ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemesinde bakılır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na 31.03.2011 tarihli 6217 sayılı kanununun 30. maddesiyle ilave edilen geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde; tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteminin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...

        İstinaf nedenleri; tasarrufun iptali şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenmeden verilen ihtiyati haciz kararının haklı olmadığı, ayrıca takip konusu borç miktarının 12.985,00- TL olduğu gözetildiğinde bu miktar alacak için vekil edeninin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasının da doğru bulunmadığı hususlarına yöneliktir....

        Davalı borçlular ile taşınmazları satın alan davalının aynı köyde oturduğu ve borçlu ...'in köyün muhtarı davalı ...'un da köy ihtiyar meclisi azası olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Toplanan delillerden bedeller arasındaki fark ve davalı 3. kişinin borçlunun mali durumunu ve zarar verme kastı içinde bulunduğunu bildiği anlaşıldığından davanın anılan maddeler gereğince kabulü doğru görülmüştür. 2- Tasarrufun iptali davalarında yargı harcı ve avukatlık ücreti iptal edilen tasarruf değeri, takip edilen alacaktan az ise dava konusu tasarruf değeri üzerinden, iptal edilen tasarrufun değeri alacağı geçiyorsa alacak tutarı üzerinden belirlenmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tedbir nafakası ve davalı adına olan taşınmaz üzerinde, davalının tasarruf yetkisini kısıtlanması talebine ait olup, mahkemece tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebi reddedilmiş olup, davacı taraf kararın bu yönü ile temyiz etmektedir. Uyuşmazlık, bağımsız olarak açılan nafaka talebine ilişkin bulunmamaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KISITLANMASI İSTENİLEN:... DAVA TÜRÜ :Vasi Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava reddedildiği halde davacı yararına vekalet ücreti verilmesi ve kendisini davada avukat ile temsil ettiren kısıtlı adayı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

              Dava konusu mal lehine tasarruf yapılmış olan 3. kişinin elinde ise iptal davasının konusu o mal veya hak üzerinde cebri icraya devam edilmesi, lehine tasarruf yapılan kişi malı elinden çıkarmış ise o zaman davanın konusu 3. kişinin o malın değeri oranında tazminata mahkum edilmesi gerekir. İİK'nın 283/2 maddesi uyarınca borçludan malı satın alan kişinin satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan kişi hakkında dava açılmaması veya kötü niyeli olduğunun kanıtlanmaması halinde üçüncü kişi tasarrufa konu malın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri üzerinden davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir....

                ve çocukların bakımını çay toplayarak ve kendi ailesi ve babası tarafından yapılan yardımlarla sağladığını belirterek, davalının Çaykur Camidağı (Dörtyol) çay fabrikasında çalışması karşılığı olan maaş üzerine tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını ve adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu