"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tasarruf Yetkisinin Sınırlaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından; reddedilen tasarruf yetkisinin sınırlanması davasına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 199'ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması, "evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlandırmaya şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Tarafların evliliği, 08.09.2015 tarihinde, taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir. Bu durumda erkeğin tasarruf yetkisinin sınırlanması davasının esası konusuz hale gelmiştir....
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir. Hangi malvarlıklarına ilişkin olduğu somut olarak gösterilmeksizin genel ve soyut nitelikte tasarruf yetkisi kısıtlamasına gidilemez. TMK.nun 406.maddesinde düzenlenen vesayet gerektirir istisnai haller dışında eşin tüm mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması (kısıtlanması) mümkün değildir. Somut olayda, tarafların evlilik birliği içerisinde satın alınan ve davalı eş üzerine tescil edilen dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın davalı eş tarafından kredi borcu ödenerek satılacak hale getirildiği, bu taşınmazda davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hakkının bulunduğu, taşınmazı davalının satma hazırlığında olduğu gerekçesiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır....
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 2012/1667-3751 -2- Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir....
İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de terkini mümkündür. Somut olaya gelince; davacı dava konusu taşınmazı 03.11.2007 tarihinde kayıtta bulunan 23.08.2006 tarihli haciz şerhi ile yükümlü olarak satın almıştır....
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması halinde veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi İcra İflas Kanununun 110. maddesi uyarınca da borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple haczin kalkması halinde de şerhin terkini mümkündür....
Bu hüküm sayesinde hâkim, eşlerin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına yönelik önlem niteliğinde olmak üzere, bu tür tasarrufların diğer eşin rızasına bağlı olduğuna karar verebilecektir. Ancak bu kararın verilmesi yeterli olmayıp, maddenin ikinci fıkrası bu durumda hâkime gerekli diğer önlemleri de kararlaştırma yetkisini tanımaktadır. Maddenin üçüncü fıkrasında hâkimin, eşlerden birinin taşınmazlarıyla ilgili olarak tasarruf yetkisini kısıtlaması hâlinde, daha özel nitelikte bir önlemi alabileceği de hükme bağlamıştır. Bu hükme göre, hâkimin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin önlemin tapuya şerh edilmesine kendiliğinden karar vermesi mümkün olmaktadır. Böylece eşlerin mal kaçırma yolu kapatılmıştır.''açıklaması yer almaktadır....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesi değişik iş esası üzerinden TMK 199. madde gözetilmek suretiyle davalı erkek adına kayıtlı gayrimenkuller üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de davacının iddiasını destekler mahiyette HMK 390/3. madde gereğince haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek herhangi bir delil, belge ibraz etmediği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğunda davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 199. maddesi, evliliğin genel hükümleri içinde yer alır ve evlilik devam ettiği sürece aktif olan bir hükümdür. Evlilik sona ermişse, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına gidilemez. Yabancı mahkemece tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karar Türk mahkemesince tanınmış, tanıma kararı da kesinleşmiştir. Artık davacının, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin talebi konusuz kalmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kadın tarafından açılmış TMK.nun 199. maddesine dayalı davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebine ilişkindir. Mahkemesince her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı erkeğin kumar alışkanlığı olduğu, sürekli borçlandığı kredi çektiği, kredi kartı kullandığı, kumar alışkanlığı nedeniyle ailesini zor durumda bıraktığı anlaşılmakla davacı kadının eşinin banka ve finans kurumlarından kredi çekmesini önleme ve kredi kartı kullanmasını önleme amacıyla dava açmakta haklı olduğu, davalı erkeğin de davayı kabul ettiği dikkate alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı kadının, TMK.nun 199 maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına yönelik talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı erkek adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasını (TMK m. 199) talep ve dava etmiş, mahkemece verilen ilk hükümde davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.03.2011 tarih 2010/2561 esas 2011/4027 karar sayılı ilamı ile "Dava, Türk Medeni Kanununun 199.maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılması istemine ilişkindir. Taraflar ...ya vatandaşıdır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 13/3 .maddesi gereğince, evliliğin genel hükümlerinin, eşlerin müşterek milli hukukuna tabi olduğu belirtilmiştir....