Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesine ilişkin tespitin doğru olduğu, ancak 01.01.2000 tarihinden sonraki dönemde prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece son olarak; davanın kısmen kabulü ile murisin 01.02.1999 tarihinden itibaren ... Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, murisin teslim ettiği ürünlerden sadece 1999/Ocak ayında Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığı, Dairemizin anılan bozma kararından sonra da toplanan delillerden başkaca prim kesintisi veya ürün teslimine dair belge bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    Somut olayda, davacının 01/04/1998-30/06/1998 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin 15/07/2015 tarihli yazısında 1997 yılına ait Bağ-Kur tevkifat listesinde davacının isminin bulunduğu, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin 18/01/2016 tarihli yazısında ise 1997 yılı pancar bordrosunda prim kesintisi yapıldığı ve kesilen tutarın 16/04/1998 tarihinde Bağ-Kur hesabına yatırıldığı bildirildiği, prim kesintisinin hangi tarihte yapıldığının bildirilmediği, davacının teslim ettiği üründen 1997 yılında prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya yapılan kesintinin 1997 yılı ürününden 1998 yılında yapılan bir kesinti olup olmadığı anlaşılamamaktadır....

      Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, bir-iki yıl dışında süreklilik arz ettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir. Somut olayda; davacının talep ettiği dönemde Bağ-Kur prim kesintileri bulunmasına rağmen zabıta tutanağı esas alınarak davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davacının talep ettiği dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulüne karar vermekten iberettir....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının, Kurumun 7259953958 Bağ-Kur sicil numaralı sigortalısı olduğunu, davacının 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4 numaralı alt bendine tâbi sigortalılık tescili bulunduğundan 08/07/2010 tarihinde tarım Bağ- Kur sigortalılığının başlatıldığını, 13/05/2011- 30/12/2012 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur kapsamında sigortalı olması sebebiyle tarım Bağ-Kur sigortalılığının 12/05/2011 tarihinde sona erdirildiğini ve 31/12/2012 tarihinde tekrar başlatıldığını, yine 27/11- 15/12/2015 tarihleri arasında 4/1- (a) bendi kapsamında sigortalı olması sebebiyle tarım Bağ-Kur sigortalılığının 26/11/2015 tarihinde sona erdirilip, 16/12/2015 tarihinde tekrar başlatıldığını, tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 5510 sayılı Kanunun 4/1- (a), 4/1- (b) ve 4/1- (c) kapsamındaki sigortalılık ile çakışması durumunda nasıl sona ereceğinin ve başlatılacağının, 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde ve 6111 sayılı Kanunun 33. maddesinde...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça düzenlenen ve davalı tarafça kabul edilmeyen 13.613,82-TL bedelli kur farkı faturasına ilişkin olduğu, taraflar arasında kur farkı ödeneceği konusunda yazılı bir anlaşma bulunmadığı, yine kur farkı ödeneceği konusunda taraflar arasında uygulama görmüş bir teamül de bulunmadığı, davacı tarafın tek taraflı olarak faturalara kaydettiği taraflar arasında mutabık kalınmayan dövize ilişkin ödeme yönündeki kayıtların bağlayıcı nitelik taşımayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

          GEREKÇE: Dava, kur farkından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

            ın 06/05/1994 - 09/05/2008 tarihleri arasındaki primleri ödenmiş 14 yıl, 3 günlük sürenin Bağ-Kur Sigortalılık süresi olarak geçerli sayılması gerektiği, buna göre 30/10/2009 tarihli tahsis başvurusuna istinaden 1479 sayılı Yasanın 4759 sayılı yasayla değişik geçici 10/g maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmişse de varılan sonuç doğru olmamıştır. 01/04/1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20/04/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı...

              Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 25/11/1987-27/07/1989, 04/03/1991-31/12/1995, 01/01/1996-31/03/2003 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, Gaziosmanpaşa SGM tarafından davacının ticari kayıtlarını Kuruma süresinde intikal ettirmediği için vergi kayıt tarihlerine göre sigortalı olmasının mümkün olmadığının bildirildiği, davacının İstanbul'da çalışmaya başlamadan önce Düzce'de çalışmasının bulunduğunu ve Bağ-Kur kaydının yapıldığını belirttiği ancak davacının Düzce ilindeki çalışmasına istinaden Bağ-Kur kaydının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna...

                GEREKÇE: Dava, 5 adet kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, taraflar arasında mal alım satımına dayalı akdi ilişki olduğunu kabul etmekle birlikte, kur farkı faturası düzenlenebileceğine ilişkin anlaşma bulunmadığını savunmaktadır. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı)....

                  ZORUNLU SİGORTALILIK"İçtihat Metni" Davacı, ürün bedelinden yapılan tevkifat nedeniyle 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkeme, davacının 01.05.1997 tarihinden itibaren 31.12.1998 tarihine ve 01.01.2001 tarihinden dava tarihi olan 23.05.2006 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermiştir. Davacının 30.04.1997 tarihinde Turhal Şeker Fabrikasına teslim etmiş olduğu şeker pancarı ürün bedelinden kesilen Bağ-kur prim tevkifatı nedeniyle başlatılan 2926 SY....

                    UYAP Entegrasyonu