Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte kur farkına dayalı satış faturasının USD cinsinden düzenlendiği, davacının ödeme tarihindeki kuru dikkate alınarak hesaplanan kur farkı alacağını davalıdan talep edebileceği, davalı tarafından yapılan EFT tarihlerindeki satış kurları dikkate alındığında davacının talep edebileceği kur farkının 1.486,31 USD olarak tespit edildiği, ancak davacının takipteki talebiyle bağlı kalınarak 1.466,17 USD tutarında düzenlemiş olduğu kur farkı faturasından dolayı davalıdan alacaklı olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

    DAVA Davacı asıl dava dilekçesinde; Beyazıt Vergi Dairesi mükellefi olarak 01.03.1986-31.10.1987 tarihinde deri ticareti ve toptancılığı, 16.01.1989-31.08.1991 tarihlerinde Beyazıt Vergi Dairesi mükellefi olarak deri ticaret ve toptancılığı, 09.04.2003-30.04.2010 tarihlerinde Beyazıt Vergi Dairesi mükellefi olarak deri ticareti ve toptancılığı, 09.04.2003-30.04.2010 tarihlerinde işi ile ilgili olarak 11474661037 Bağ-Kur numarası ile Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, 03.01.1986-31.10.1987 ve 16.01.1989-31.08.1991 dönemlerindeki faaliyetlerinin de Bağ-Kur sigortalılığından sayılarak 11474661037 Bağ-Kur numarasi ile kayıtlı olduğu dönemdeki Bağ-Kur hizmetleri ile birleştirilmesini, 01.03.1986-09.04.2003 tarihleri arasındaki dönemde Bağ-Kur sigortalısı sayılmasını talep etmiştir. II....

      Davalı banka tarafından BSMV hesaplaması yapılırken bu sirkülerden ve sirkülerin dayandığı kanunlardan farklı olarak ödenen taksit tutarı içindeki anapara tutarında oluşan kur farkı üzerinden değil, anapara borç bakiyesi üzerinden oluşan kur farkı üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır....

        [ Madde 47 ] "İçtihat Metni" Davacı, SSK'na tabi hizmetleri haricinde kalan sürelerde ürün bedelinden yapılan tevkifat nedeniyle 2926 sayılı kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 01.11.1988 tarihi itibariyle 2926 Sayılı Yasa Kapsamında kuruma tescil edilen ve 04.09.1990-30.11.1990 dönemindeki 506 Sayılı Yasaya dayalı zorunlu SSK'lı çalışmaları gözetilerek, 01.11.1988 tescil-03.09.1990 terk ve 01.02.2005 yeniden tescil biçiminde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilen davacı, 01.01.1986 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir....

          Davacı tarafından gönderilen krom cevherine, davalı tarafından yeni bir fiyat verilmesi ve bu fiyatın davacı tarafından kabul edilmesi ile satım sözleşmesinin 207,80 X 300 USD/TON olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. 26/08/2008 tarihli ... nolu 87.243,58 TL bedelli faturanın davalı defterlerine işlendiği, faturada kur farkı uygulanacağının yazılı olduğu, ancak davacının 26/08/2008 tarihli 87.243,58 TL bedelli fatura bedelinin ödenmesi için davalı tarafça düzenlenen 25/12/2008 tanzim, 13/02/2009 vade tarihli ve 35.000 YTL bedelli ve 25/12/2008 tanzim 27/03/2009 vade tarihli ve 38.757 YTL bedelli bonoları almak suretiyle kur farkından vazgeçtiği, kur farkı ödeneceği yönünde kayıt ihtiva eden ve bedeli ödenmiş olan takip konusu faturaya müsteniden davacının kur farkı alacağını talep etme hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin davanın kısmen kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

            Davacının SSK’dan alması gereken yaşlılık aylığının Bağ-kur kapsamında ödenmesi dolayısıyla ,yaşlılık aylığının bağlandığı 1.11.2007 tarihi ile eksik ödenen miktarın Kurum tarafından davacıya ödendiği 23.3.2010 tarihine kadar geçen süre için faiz alacağının doğduğuna karar verilmesi doğrudur.Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya SSK emeklisi olması nedeniyle Bağ-kur kapsamında ödenen aylıklar düşülmek suretiyle eksik ödenen yaşlılık aylıkları üzerinden faiz hesaplanması yerine Bağ-Kur kapsamında ödenen yaşlılık aylıkları dikkate alınmadan SSK’dan ödenmesi gereken aylıklar üzerinden faiz alacağının hesaplanması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul dilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 28/02/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Zira şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davacı Bağ-Kur kapsamında sigortalı olacağından davacının 30/04/2005 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiğinin tespiti yönündeki karar hatalı olmuştur. Ancak dava konusu olayda davacının Bağ-Kur sigortalılığı geçici 17. madde ile 30.11.1997 tarihinde durduğundan iptale ilişkin hukuki yarar da yoktur. Yukarıda izah edilen nedenlerle davacının 30/04/2005 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının iptal olunamaması ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür....

                  Davacı tarafından dava ve icra takibinde söz konusu faturaların kur farkı talep edilmiştir. Davacı tarafça faturalar USD olarak düzenlenmiş ve davalı tarafça ödemeler Türk parası ile yapılmıştır. Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması gerekmektedir. Eldeki davada taraflar arasında kur farkına ilişkin sözleşme ve teamül bulunmamaktadır. Ancak davacı tarafından düzenlenen yabancı para içerikli faturalar davalı tarafından da kabul edilerek ticari defterlerine kaydedilmiş, fatura karşılıkları ise fatura tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası olarak ödenmiş olup, dava konusu fark ise fatura tarihleri ile fiili ödeme tarihleri arasındaki kur farkından kaynaklanmaktadır....

                    Bilirkişi tarafından asıl davaya yönelik gerekçe kısmında izah edildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişkide tüm ödemelerin çek ile yapıldığına yönelik tespitleri dikkate alınmış ve kur farkı istenemeyeceğine kanaat getirilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 05.12.2019 Tarih, 2018/965 Esas ve 2019/5447 Karar sayılı kararında bu husus " ....Dava kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Kur farkına esas olan faturalar incelendiğinde, satılan malların döviz karşılığının gösterildiği ve bu nedenle ödeme tarihlerine göre kur farkı istenebileceği anlaşılmaktadır. Ancak malın geri iadesi suretiyle yapılan ödemeler ile çek keşide edilmek suretiyle yapılan ödemelerde kur farkı istenemez. Bono ile yapılan ödemelerde ödeme tarihi, havale ve elden yapılan ödemelerde ise makbuz ve havale tarihi itibariyle kur farkı doğuyorsa bu fark istenebilir....

                      UYAP Entegrasyonu