Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bağ-Kur hizmet sürelerine karşılık Kurum'a sigortalılık prim borcunun bulunduğu, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17. ve 63. madde hükümleri dikkate alınmadığı takirde davacının hangi tarihler arasında ... Bağ-Kur sigortalısı olduğunu Kurum’dan sormak, Kurum tarafından bildirilen bu hizmet süreleri yönünden davacının ... Bağ-Kur sigortalısı olduğunu kabul etmek, davacının ... Bağ-Kur sigortalısı olmadığı veya Kurum tarafından sigortalı olarak kabul edilen hizmet süreleri yönünden hüküm kurulmasında yarar olup olmadığını değerlendirmek ve davacının talebi 10.03.2014 tarihine kadar ... Bağ-Kur sigortalılığı hizmetinin tespiti istemi olup talepten fazlasına dair hüküm kurulamayacağını da gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında kur farkı alacağının istenebileceği yönünden sözleşme veya fiili bir uygulamanın bulunmadığı, davacının asıl alacaklarını ihtirazi kayıtsız tahsil etmiş olduğu, böylece davaya konu fatura alacaklarının ödeme ile sona erdiği, davacının davalıdan kur farkı veya vade farkı ismi altında talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya Euro cinsinden mal sattığını ve bu hususun faturada belirtildiğini, ödemelerin faturada gösterilen 90 günden sonra yapıldığını, dolayısıyla kur farkı alacağı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Kur farkı alacağının doğması için satışın yabancı para cinsinden yapılması yada sözleşmenin bulunması gereklidir....

      Davacı 66.254,33-TL'lik kaydın, faturalar USD cinsinden olmasına rağmen, TL cinsinden çek ile yapılan ödemelerden doğan kur farkından kaynaklandığını iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında kur farkı anlaşması bulunmadığı gibi bu yönde teamül de olmadığını, ayrıca çek ile yapılan ödemelerde kur farkı talep edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere, USD cinsinden alacak için de, ancak TL cinsinden kur farkı istenebileceğini savunmuştur. Mahkemece ilk iki bilirkişi raporu hükme esas alınmamış, son bilirkişi raporunda USD cinsinden faturalar için hesaplanan kur farkı alacağının yerinde olduğu, zira davacının yabancı para cinsinden yaptığı satışlara karşılık TL cinsinden yapılan ödemeler için kur farkı talep edebileceği gerekçesi ile taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

        BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI"İçtihat Metni" Davacı 1.8.1986-1.10.2001 tarihleri arasında SSK'ya tabii sigortalılık süresi ile çakışmayan tüm sürelerde zorunlu tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı 1.8.1986-1.10.2001 tarihleri arasındaki dönemlerde çakışan SSK sigortalılık süresi dışında 2926 sayılı Yasaya göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir....

          V.U.K'na göre kesmesi gereken kur farkı alacağının 31.464,86 TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür....

          İncelenen dosyada,16.10.1996 tarihli yatırım teşvik belgesi kapsamında Yap İşlet Devret modeli ile … Çayı üzerinde … Hidroelektrik Santrali inşaatını tamamlayarak 20.12.1999 tarihinde işletmeye açan davacı kurum tarafından, ilgili yılda yani işletme döneminde,yatırım dönemine ait döviz cinsinden kullanılan uzun vadeli yabancı kaynaklara ait kur farkı giderleri ile aynı yılda faaliyetinden elde edilip yabancı para şeklinde değerlendirilen hasılata ait kur farkı gelirleri mahsup edilerek kalan kur farkı gideri aktifleştirilip, işletme süresi dikkate alınarak amortisman hesaplanmış ve dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmıştır.İnceleme elemanınca, sabit kıymetin işletmenin aktifine alındığı tarihi takip eden vergilendirme dönemleri için hesaplanan kur farklarının bir kısmının doğrudan gider yazılması bir kısmının ise amortisman yoluyla itfa edilmesi eleştirilerek, kur farklarının tamamı aktife alınmak suretiyle amortisman ayrılarak, kur farkı gelirleri ise dönem kazancına...

            Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir. Davacı taraf, 8.488,00 USD kur farkı alacağı için takip başlatmıştır. Kur farkı alcağı yabancı para alacağı (döviz) üzerinden düzenlenen faturanın düzenlediği tarihin kuru ile faturanın tahsil edildiği tarihin kuru arasındaki farktan kaynaklanan ve TL olarak doğan bir alacaktır. Kur farkı düzenlenen temel ilişkide asıl alacak miktarı döviz olarak aynı kalmaktadır....

              V.U.K'na göre kesmesi gereken kur farkı alacağının 31.464,86 TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür....

                çekin teslim tarihi ile tahsil tarihi arasında süre içinde meydana gelebilecek kur farkından dolayı taraflarca kur farkı talep olunacağına dair herhangi bir sözlü sözleşme olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 840,42 TL'nin dava tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmeyecek şekilde T.C....

                  Ancak davacının 16.12.1981-6.10.2003 tarihleri arasında devam eden oda kaydının yeniden 14.7.2008 tarihinde başladığı anlaşıldığından ilk Bağ-Kur prim ödemesi 15.8.2008 tarihinde yapıldığından 6.10.2003 tarihinde oda kaydının silinmesiyle sonlanan tarım Bağ-Kur sigortalılığı yeniden ancak ilk Bağ-kur prim ödemesinin yapıldığı 15.8.2008 tarihini takip eden aybaşından başlatılabilir. Buna göre davacının 2.9.1986 - 30.9.1995, 2.12.1995 - 6.10.2003 ile 1.9.2008 - 12.5.2009 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu