Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ...Ş. vekili, davalı bankanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine taraf olmadığını, dolayısıyla bu sözleşmeye dayalı hak talebinde muhatap olamayacağını, ipotek tesis edildiği tarihte tapu kütüğüne şerh edilmiş satış vaadi sözleşmesi veya arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin bulunmadığını, tapu kütüğüne güvenerek ipotek hakkı tesis ettirdiğini, hakkının korunması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

    Davacı ile davalı arasında 23.03.2010 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış bilahare davacı ... Taşçı’nın vekili olan ...’ya vekaleten davalı .... İle 14.06.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzalamış inşaat da bu şirket tarafından yapılmıştır. Bu durumda ilk sözleşmenin iptal edildiğinin kabulü ile uyuşmazlığın ikinci sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin de bu sözleşmenin yüklenicisi konumundaki Şura Mühendisliğe yöneltilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden ve davalı ...’ın davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığının kabulü ile bu davalı hakkında talebin husumet nedeniyle reddi gerekirken yargılamaya devamla davalı ... aleyhine davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi 12.06.2018 tarih ve 2015/9085 Esas, 2018/3646 Karar sayılı ilamında; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmasından sonra yapılan tapu devrinin bu sözleşmenin ifası maksadıyla yapıldığı, taraflar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinden söz edilemeyeceği, tapu kaydının devir nedeninin de satış olduğu gerekçesini doğru olmadığı öte yandan yeni tapu maliklerine davaya dahil edilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....

        Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder....

          Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin tüketici saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Öte yandan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin kapsamı, karmaşıklığı ve üst düzey teknolojisi gerektirmesi karşısında, bu davaların; dilekçelerin verilmesi, tahkikat ve hüküm aşamaları yönünden daha kısa ve basit şekilde sonuçlandırılmasında yarar görülen basit yargılama usulüne tabi tutulmasının sakıncaları da gözardı edilmemelidir. Açıklanan nedenlerle somut uyuşmazlığın çözümünde, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....

            Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde, arsa sahibinin Tüketici Kanununun 3/k. maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

              Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                Uyuşmazlık taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davacı yükleniciye isabet eden dava konusu 18 no'lu bağımsız bölümün, davalı arsa sahipleri tarafından üçüncü şahsa satılması nedeniyle alacak davasıdır. 03.06.2003 tarihli 9459 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 2. maddesinde davacı yükleniciye iskân belgesini alma yükümlülüğü getirilmiştir. Dosyadaki belgelerden inşaatın tamamlandığı, ancak iskân ruhsatının alınmadığı gibi taraflar arasında arsa sahipleri lehine sonuçlanan bir dava olduğu, yükleniciye ait son bağımsız bölümün ise arsa sahiplerince 3. kişiye satıldığı sabittir. Bu durumda sözleşmenin tasfiyesine yönelik karar kurulmalıdır. Böyle olunca Mahkemece dava konusu 18 no'lu taşınmazın 17.02.2011 satım tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin belirlenerek, arsa sahipleri tarafından yüklenici aleyhine Ankara 13....

                  Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                    Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu