Tüketici Mahkemesi'nin 05/02/2021 tarih ve 2020/324 Esas 2021/91 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Müvekkili ile davalı şirket arasında 31.05.2014 tarihli 15.460,00- TL bedelli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşmeye istinaden sözleşme tarihinde 15.460,00- TL satış bedelini peşin ödediğini, müvekkili tarafından, sözleşmede belirtilen dairede ve dönemde henüz hiç tatil hakkı kullanılmadığını, defalarca kez telefonla aranmış ve ulaşılmaya çalışılmışsa da davalı şirkete ulaşılamadığını, son olarak sözleşmede bildirilen adrese cayma bildirimi gönderildiğini fakat gerekli işlemlerin yapılmadığını, kanundan kaynaklı cayma haklarını kullanmalarını iletmelerine rağmen davalı şirket tarafından bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmadığından, müvekkiline ayrıntılı bilgi verilmeden imzalattırılan 31.05.2014 tarihli toplam 15.460,00...
Şti. ile yapılan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi doğrultusunda bu şirket tarafından yapıldığını, davalılar arasında düzenlenmiş Gebze 6. Noterliğinin 27.01.2009 tarihli, 27657 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesinin davacı açısından geçersiz olduğunu ve bağlayıcı olmadığını, davalı vaat alacaklısı ... ile dava dışı şirket arasında yapılan bağımsız bölüm satım sözleşmesinin feshedildiği, bu doğrultuda vaat alacaklısına senet verildiğini, davalıların iyiniyetli olmayıp işbirliği içerisinde olduğunu ileri sürerek davalılar arasında akdedilmiş düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinin feshi ile davacı yönünden geçerli ve bağlayıcı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ve birleştirilen davada davalılar, dava ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur. Asıl ve birleşen Gebze 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi nedeni ile el atmanın önlenmesi ile fesih tarihine kadar geçen dönem için ecrimisil istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şti arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunmadığı, aksine T2 A.Ş ile Üsküdar 7.Noterliği'nin 30.06.2010 tarihli 22061 yevmiye nolu Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği, arsa malikleri ile Bengisu Yapı A.Ş'nin yaptığı, konut satışının ise başka bir şirket ile imzalandığı, bu şekilde kötü niyetli hareket edildiği, davacının yanıltıldığı, yapılan satıştan tüm davalıların sorumlu olduğu, davalı şirketlerin yetkilisinin tek kişi olduğu, sözleşmenin en başından beri geçersiz olduğu, tüzel kişilerin kendilerini oluşturan kişilerden ayrı bağımsız kişi olup sınırlı sorumluluk ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olacakları ancak kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulmak için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin geliştirildiği ve Yargıtay uygulamaları ile bu teorinin benimsendiği, sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmenin feshi...
Somut olayda, davanın, taraflar arasında düzenlenen, hisseli gayrimenkul (devre mülk) sözleşmesinin davacı tarafça tek taraflı olarak feshedilmesi üzerine, davacının ödediği bedelin iade edilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kişidir. 5 adet bağımsız bölümün oturmak veya tatil amaçlı olarak alındığının kabulü, Tüketici Kanununun amacı ile bağdaşmamaktadır. Konutların ticari amaçla satın alındığı gözetilerek, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari satımdan kaynaklandığı anlaşılmakla, Her ne kadar, görev uyuşmazlığı, ... 13. Tüketici Mahkemesi ile ... 6. Asliye hukuk Mahkemeleri arasında çıkmış ise de mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği ve HMK'nın 22/2. maddesi uyarınca Yargıtay tarafından "Görevli" mahkemenin belirlenmesi zorunlu bulunduğu için, ......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, 6502 sayılı yasanın 73/5 maddesi gereğince mahkemenin yetkili olduğunu, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesini adi şekilde düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu, davacı adına tapu devrini sağlamadığını, bu nedenle Yalova mahkemelerinin yetkili ve görevli olmadığını, kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki 24/04/2022 tarihli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece HMK 6/1 ve 6502 sayılı yasanın 73/5 maddesi gereğince Yalova tüketici mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde davacının tüketici olduğu, istanbul bağcılar ilçesinde oturduğu, davalının yetki itirazı bulunmadığı, davanın gayrimenkul aynına ilişkin olmayıp kesin yetki kuralının uygulanması gerekmediği, 6502 sayılı yasanın 73/5....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taraflar arasında düzenlenen hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ile bu sözleşmeye istinaden düzenlenen senetlerin iptali ve iadesi istemine ilişkindir. 6502 Sayılı Yasa 50/2. Maddesinde; devre tatil sözleşmeleri ile tanınan hakkın ayni hak da olabileceği hüküm altına alınmıştır. Ayni hak devrini öngören sözleşmelerin resmi şekilde yapılması 4721 Sayılı MK 706. Maddesi, 6098 Sayılı Yasa 237. maddeleri, Noterlik Kanunu ve Tapu Kanunu gereğince bir geçerlilik şartı olup,en azından noterde düzenleme şeklinde yapılması gereklidir.Mahkememizce yapılan incelemede, taraflar arasında düzenlenen hisseli gayrimenkul harici satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği görülmüştür....
Hukuk Dairesince, taraflar arasında 20/07/2016 tarihinde imzalanan "hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin" devre mülk sözleşmesi olduğu ve sözleşmeye konu taşınmazın davacı adına tapuda tescil edildiği, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi halinde aynı zamanda tapu iptal ve tescil de gerekeceğinden davacı talep etmese de bu yönde karar verilmesi gerektiği, bu durumda taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK m.12 gereği kesin yetkili olduğu, kesin yetki hususunun mahkemece resen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerektiği, somut olayda dava konusu taşınmazı ... ... ilçesinde olduğundan ... Asliye Hukuk Mahkemesi (tüketici mahkemesi sıfatıyla) ihtilafa bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle İstinaf Başvurusunun KABULÜ ile ... 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 28/09/2017 Tarih, 2017/5 Esas, 2017/2160 Karar sayılı Mahkeme KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın yetkili ve görevli ......
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında düzenlenen 15/02/2021 tarihli Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden dönme ve bu sözleşme kapsamında davalıya yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK.'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Somut olayda, taraflar arasında 17/02/2016 tarihli AD01- 2216 sayılı Yalova Termal Saray Hisseli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile Yalova İli, Termal İlçesi, Killi Orman Mevkii, 424 Ada, 23, 25 ve 27 parsellerin 7/3650 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, bakım aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları, gayrimenkul teslimi sonrası işletilmesine ilişkin 20.750,00 TL bedelle satışı hususunda devremülk satış sözleşmesi akdeilmiştir. Sözleşmeye konu taşınmazın tapuda devir işlemi gerçekleşmemiştir. Dosya kapsamındaki, ödeme belgesi, banka dekontu ve özellikle 14.02.2017 tarihli taahhütname başlıklı davalı şirket temsilcinin imzasını taşıyan ve sıhhatine itiraz edilmeyen belgeye göre davacı tarafça sözleşme kapsamında toplam 10.675,00 TL ödemede bulunulduğu, hesap bilirkişi raporunda ödenen bedelin dava tarihindeki reel değerinin 52.903,05 TL olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır....