Davacı dava dilekçesinde, cari hesap alacağının kur farkından kaynaklandığını belirtmiştir. Davalı cevabında, bir ödeme aracı olan çek ile ödeme yapıldığını, davacının kur farkı alacağı doğmadığını bildirmiştir. Mahkemece ödeme aracı olarak çek kabul eden kişinin kur farkı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu kararın temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 2015/1730 esas ve 2015/12848 karar sayılı ve 15.10.2015 tarihli kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 4/2. maddesi gereğince davacının kur farkı alacağının talep edebileceğini işaretle davacının kur farkı alacağı olup olmadığının tespiti yönünden yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporunda kur farkı alacağı olmadığı saptanmış, davacı alacağının sözleşme dışı fazla iş ve malzeme tedarikinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlıdır....
istinaden bağ-kur sigortalılığının mümkün olduğu gerekçesi ile oda kaydına istinaden sigortalılığının başlatılamadığının belirttiği ve eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında EURO üzerinden satım sözleşmesi yapıldığını, lehine kur farkı oluşan tarafın talepte bulunacağının sözleşme ile kararlaştırıldığının, müvekkili lehine oluşan kur farkının tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı istenebileceğine ilişkin sözleşme olmadığını faturaların TL olarak düzenlenip ödemelerinde TL üzerinden yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, davacının kur farkı faturası düzenlediğini, bunu da iade ettiklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kur farkı faturalarından kaynaklandığı, kur farkı ödeneceğine dair taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, ancak davalının 2008 ve 2009 yıllarında davacı yanca düzenlenen kur farkı faturalarını ödediği, bu konuda teamül bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 8.942,29 TL asıl alacak üzerinden iptaliyle bu tutara takipten itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacı tarafından düzenlenen kur farkı faturalarından kaynaklanmaktadır....
I-İSTEM Müvekkilinin 1994-1998 yılları arasında 4 yıl, 1 ay, 10 gün Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak hizmetinin bulunduğunu, sonrasında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak çalışmaya başladığını, dükkanını kapattıktan sonra esnaf sigortalısı olarak isteğe bağlı prim ödemeye devam ettiğini, 1994-1998 yıllları arasındaki 4 yıl, 1 ay, 10 günlük Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresine ait prim borçlarını ödemesi halinde Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında emekli olacağının tarafına söylenmesi üzerine Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresine ait prim borçları ile 720 günlük askerlik borçlanmasını ödeyen müvekkiline 13.02.2002 tarihli tahsis talebine istinaden 01.03.2002 tarihinden itibaren 5756 gün üzerinden Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığını, ancak davalı Kurum tarafından Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak bağlanan yaşlılık aylığının hatalı olduğu ve emeklilik şartlarını tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında yerine getirdiğinin tespit edildiğini, her hangi bir tebligat...
Değer Vergisi Dahil ; 93.476,70 TL. karşılığı 13.448,91 EURO kur farkı alacağı olduğu, davacının davalıdan olan yabancı para cinsinden olan kur farkı alacak tutarının aynı zamanda takip tarihindeki alacak tutarı olduğu belirtilmiştir....
Bu durumda davalı ödeme tarihlerine göre kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihlerindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması, yani davalının TL cinsinden yaptığı ödemelerin ödeme tarihindeki kur dikkate alınarak yabancı paraya çevrilmesi ve fatura tarihindeki yabancı para ile arada bir fark meydana gelmesi halinde bunun kur farkı olarak davacıya ödenmesi gerekecektir. Diğer yandan, çek bir ödeme aracı olup, çekle yapılan ödemelerde ise çek üzerinde yazılı bedel dışında herhangi bir kur farkı istenemeyecek, yani çek alınmış olmakla alacağın bu bedel üzerinden ödenmesi kabul edilmiş olacağından çekle yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyecektir. Bu durumda, varsa kur farkı alacağının çek ile yapılan ödemeler düşüldükten sonra geriye kalan ödemeler yönünden hesaplanması gerekecektir. Dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarına göre, davacının kur farkı isteminin çek ile yapılan ödemelere dayandığı anlaşılmıştır....
Bunun da nedeni sözü edilen maddelerde mahiyeti itibarıyla sağlanan gelirler olarak para ile temsil edilebilen menfaat kalemleri yer almasına karşın kur farkının ekonomik konjonktör gereği negatif de olabileceğinden sadece gelir değil icabında gider de sayılabilmesidir. Bu değerlendirme ve tespitler ışığında kur farkının Kanunun hizmetin tanımının yapıldığı 4. maddesi kapsamında müstakil bir hizmet olarak kabul edilemeyeceği, 24/c maddesinde düzenlenen vade farkı ile aynı anlama gelmeyeceği ve kanun koyucunun kur farkının katma değer vergisine tabi olmasını amaçlamadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda kur farkı gelirleri için katma değer vergisi hesaplamadığından bahisle yükümlü şirket adına yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatı onayan vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 26.5.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bağ-Kur prim borcunun bulunduğunu, davacının SSK'li olarak çalışmadığı dönemlerde Bağ-Kur kapsamına alındığından davacı adına Bağ-Kur prim borcu çıkartıldığını, kurumun işleminin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: 1- Davanın kabulü ile, davacının 02.05.2012 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile, borçlu olmadığnın tespitine, aksi kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir....
Kur farkı faturalarının davacının işleyen hesabına kayıt edilmesi nedeniyle bu alacak kaleminin de işleyen hesapta görülmesi nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak için takip başlatılması yerindedir. Uyuşmazlık, davacının kur farkı alacağı bulunup bulunmadığı ve bu miktarın talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında kur farkına ilişkin bir sözleşme bulunmamakla birlikte, davalı tarafından 13.01.2017 tarihinde yapılan 38.499,00 TL tutarındaki kur farkı ödemesi nedeniyle teamül oluştuğu belirtilmiştir. Mahkemece taraflar arasındaki sipariş formlarında ticari ilişkinin döviz cinsinden kurulduğu belirtilmesi nedeniyle kur farkı alacağı bulunduğu belirtilmiştir....