Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL tutar olduğu, taraflar arasında kur farkı faturası kesileceğine dair hususunun öncekli uyuşmazlık konusu olup bununla ilgili olarak SMMM bilirkişi Daim Karcı'dan bir ek rapor daha aldırılarak mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda taraflar arasında satışlardan kur farkı alınacağı ve kur farkı faturası kesileceğiune dair cari hesap satış ve / veya sipariş sözleşmesinde herhangi bir anlaşma bulunmadığı, ödeme vadesinin 180 günlük müşteri çeki ile yapılır ibaresinin bulunmasından 180 günlük ödemeye vade farkı uygulanmayacağının anlaşılacağı, bunu da kur farkı alınacağı ya da kur farkı faturası düzenleneceği anlamına gelmeyeceği, kur farkından söz edebilmek için kura esas alınacak dövizli satış faturası, dövizli satış sözleşmesi veya dövizli sipariş sözleşmesinden birisinin bulunması gerekeceği, taraflar arasında ise bu şekilde düzenlenmiş bir sözleşme veya anlaşmanın bulunmadığı sonucuna varılmakla davacı yanın yapmış...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; USD alacaklarını takip tarihindeki kur üzerinden takibe çevirdiklerini, davacının itirazlarının muhatabının icra mahkemesi olmadığını, bilirkişinin fesih tarihindeki kur üzerinden TL ye çevrilerek hesap yapması ve bu hesabın dikkate alınmasının yasal olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı süresinde verdiği istinaf cevap dilekçesinde; 61.997,70 TL üzerinden takip başlatıldığını, ancak bunun hangi tarihteki kur üzerinden TL ye çevrildiğinin hiç bir şekilde belirtilmediğini, işlenin faizin de yüksek olduğunu, mahkemeninde gerekçesinde belirttiği gibi asıl alacağın akdin fes edildiği 27/02/2009 tarihinde kur üzerinden TL ye çevrilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun haklılıklarını gösterdiğini belirterek kararın onanmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı hakkında İstanbul 35....

    Nolu fatura Kur Farkı 6.856,86 09.04.2019 tarihli ... Nolu fatura Örme Kumaş 194,40 09.04.2019 tarihli .......

      Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir. Kur farkı faturası yabancı para alacağı (döviz) üzerinden düzenlenen faturanın düzenlediği tarihin kuru ile faturanın tahsil edildiği tarihin kuru arasındaki farktan kaynaklanan ve TL olarak doğan bir alacaktır. Kur farkı düzenlenen temel ilişkide asıl alacak miktarı döviz olarak aynı kalmaktadır. Kur farkı alacağı döviz olarak istenmesi mümkün olmayıp, Türk Lirası olarak talep edilebilecek bir alacaktır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kur farkı faturasından kaynaklandığı, bilirkişi raporlarına göre tarafların ticari defterleri birbirini doğrulamadığı, bu nedenle tarafların defterlerinin kendileri açısından aleyhe delil olarak değerlendirildiği, kur farkı faturasının davalının defterinde bulunmadığı, savalı tarafın bu faturayı kabul etmediği ve itiraz ettiği, ayrıca kur farkına dayanak teşkil eden faturalara ilişkin bedellerin çek ile ödendiğinin görüldüğü, neticeten davacının kur farkı talep edebilmesinin hukuki dayanağınıın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle de davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....

        Davalı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmede kur farkı alacağına ilişkin hüküm olmadığını, bu sebeple kur farkının doğması durumunda her iki tarafın da sorumluluğuna gidilemeyeceğini, daha önceki iş ilişkilerinde de davalının böyle bir taleple karşılaşmadığını, davacının döviz kurunun artışını fırsata çevirmek istediğini, sözleşmeye uygun olarak belirlenen fiyatın ödemesinin anlaşılan fatura tarihindeki kur üzerinden yapıldığını, taraflar arasında kur farkına ilişkin yazılı ve sözlü anlaşma olmadığını, tek taraflı düzenlenen faturadaki tutarın yabancı para cinsinden karşılıklarının yazılması ile kur farkı alacağının doğmayacağını, bunun irade serbestisine aykırı olduğunu, ödemelerin faturaların düzenlenmesinden kısa bir süre sonra yapıldığını, haksız davanın reddine karar verilerek davacı şirket aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

          Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde bir kimse8nin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiş, ayrıca Limited Şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalısı olacağı, 25. maddesinde ise şirketle ilgilerinin kesildiği tarihten itibaren sigortalılıklarının sona ereceği öngörülmüş olup benzeri hükümler 5510 sayılı Yasa'nın 4/a-b, 6/k, 7/a-b ve 9/a-b maddelerinde de yer almıştır....

            Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 23.09.1983 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olan davacının 20.01.2001 tarihinde davalı Özyılmaz Kömürcülük ve Nakliye Tic.Ltd.Şti'nde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak işe başladığına dair imzalı işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma verildiği ve bir günlük sigorta priminin ödendiği, Kurumun bir günlük çalışma nedeniyle davacının Bağ-Kur sigortalılığını 19.1.2001 tarihinde durdurduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 20.01.2001 tarihindeki bir günlük sigortalı çalışmasının iptalini talep etmekte ise de gerçekte amacı çakışan sigortalılıkta esnaf Bağ-Kur sigortalılığına üstünlük tanınarak bu sigortalılığın devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir....

              Mahkekemece davacının 1.9.2000-31.12.2000, 1.2.2007- 30.5.2007 ve 1.8.2007- 10.11.2008 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş, 5763 sayılı Yasadan yararlanma istemi hakkında ise hüküm kurulmamıştır....

                Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkil şirketin adresinin Çorum olduğu, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemenin Çorum Mahkemeleri olduğunu, davanın esası yönünden davacının kur farkı talep etme hakkının bulunmadığını, davacının alacağını yabancı para üzerinden isteme hakkına sahipken türk lirası üzerinden açtığını, bu durumda artık kur farkı talebinde bulunamayacağını, Yargıtay kararlarına göre kur farkı alacağının talep edilebilmesi için bu konuda taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olması en azından böyle bir uygulamanın varlığının gerekli olduğunu, davacı tarafından tanzim edilen faturalarda iş bu fatura USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde USD olarak tahsil edilecektir şeklinde bir ibarenin olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu