Asıl dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil bedelinin tahsili, karşı dava ise harici satış bedeli ile muhdesatların değerinin tahsili istemine ilişkindir....
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmuz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Davacılar bu davada, 2007/9535-11275 davalılar tarafından verilen bonoya dayalı olarak bir talepte bulunmayıp, sadece ödedikleri bedelin faiziyle birlikte tahsiline yönelik vaki itirazın iptalini istemişlerdir. Az yukarıda açıklandığı üzere davacılar sözleşme geçersiz olduğu için verdiklerini geri isteme hakkına sahip oldukları için ödenilen satış bedelini isteyebilirler. Her ne kadar davacılar satış bedeli olarak 15.000,00 YTL ödediklerini iddia etmiş iselerde; dosyaya sunulan 29.12.2004 ve 11.1.2005 tarihli adi yazılı satış sözleşmesine göre davacıların davalılara 11.000,00 YTL ödedikleri anlaşılmakta olup davacılar bu miktar dışında bir ödeme yaptıklarını yasal delillerle ispatlıyamamışlardır....
MK.nun 706. maddesi, Bk.nun 216.maddesi ve Tapu Kanunun 26. maddesi gereğince tapulu taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar ancak aldıklarını sebepsiz iktisap hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Öyle olunca davacının satış bedeline mahsuben aldığını iade etmek kaydı ile satış sözleşmesinin iptaline, geçersiz sözleşmelerde cezai şartında geçersiz olduğu kabul edilerek sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, harici sözleşmeye geçerlilik kazandıracak şekilde yazılı olduğu gibi karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 15.60 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 15.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerli ise de, tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde harici satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın satış tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin harici satım sözleşmesi niteliğinde olduğu, harici satış sözleşmesi nedeniyle yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği, denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de davanın ıslah edilmemiş olması nedeniyle başlangıçta belirtilen 130.000 GBP'nin karar tarihindeki kur gözetilerek bulunan tutar üzerinden hesaplama yapılarak davanın kabulüne ilişkin karar, davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 16.12.2014 gün ve 2014/13132 Esas- 2014/16585 Karar sayılı ilamı ile "....Somut olayda; dava konusu harici satım sözleşmesine konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, 4077 sayılı yasada tanımlandığı şekilde, davalı yüklenicinin satıcı, davacı alıcının tüketici olduğu anlaşılmakla; aynı yasanın 23. maddesi gereğince davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir...." gerekçesiyle bozulmuştur....
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1-Çekişme konusu 15 ada 4 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalı ve davacı ... adına kayıtlıdır. Gerçekten, tapulu bir taşınmazın satışının geçerliliği Türk Medeni Kanununun 706 ve Borçlar Kanununun 213.maddeleri hükmü gereğince resmi biçim koşuluna uyulmasına bağlıdır. Tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satışı hüküm ve sonuç doğurmaz. Bu gibi durumlarda da Türk Medeni Kanununun 950.maddesi gereğince harici satış bedeli ödeninceye kadar alacaklı yararına hapis hakkı tanınması mümkün ise de, harici satışın ve satış bedelinin ne olduğunun bunu iddia eden tarafından kanıtlanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında satışa ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı çekişmesizdir. HUMK’nun 288.maddesi hükmüne göre, iddia edilen satış bedeli dikkate alındığında, harici satışın varlığı ancak senetle ispat edilebilir. Yasanın 289.maddesi gereğince de bu konuda karşı tarafın açık muvafakatı bulunmadan tanık dinlenemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; ‘‘davalıların uyuşmazlık konusu 331 ada 4 parsel sayılı taşınmazı haricen satın aldıklarını ileri sürerek 6.1.1936 günlü senedi ibraz ettikleri ve yapılan keşifte bu senedin taşınmaza ait olduğu belirlendiği gibi, şimdiye kadarki zilyedinin miras bırakanları ile davalılar olduğunun saptandığı, bunun aksine bir itiraz ve delilin bulunmadığı, 28.04.1983 günlü bozma kararında tapulu yerlerin kısmi zilyetlikle iktisap edilemeyeceğine işaret edilmişse de, sonradan yürürlüğe giren 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b ve 15/2. maddelerinde zilyetlikle birleşen bu tür harici satışlara ve taşınmazın bir kesimindeki zilyetliğe değer verildiği açıklanarak, belirtilen yasa hükmünün eldeki davada uygulanması...
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır. Bir başka anlatımla, tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz kabul edilmesi halinde, harici satış bedelinin dava tarihine göre ulaşacağı değerin hangi usulle belirleneceği ve davalının davayı temyiz etmesinden sonra davacının temyizi üzerine, temyize cevap dilekçesini hakime havale ettirmiş ve yerel mahkeme kararının doğru olduğundan bahisle onanmasını istemesi nedeniyle bu son dilekçesinin temyizden vazgeçme anlamına gelip gelmediğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK. nun 706, BK. nun 213 ve TK. nun 26. maddeleri uyarınca, tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli değildir. Davalının duruşma zabıtlarına geçen ve yukarıda yazılı olan beyanları da harici satışın kabulü anlamına gelmemektedir....
bu durumda 10/07/1940 günlü ve 2/7 sayılı İBK uyarınca; BK 81 (TBK 97) maddesinin uygulama yeri bulacaktır. 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez....
Davalı; daire satışı için harici satış sözleşmesi yapıldığını, 40.000 TL karşılığı anlaşıldığını, davacının 25.000 TL ödeme yaptığını, davacı ile davalının oğlu ...'in 16.10.2012 tarihinde davalının oğluna ait mağazanın devri konusunda 55.000 TL bedel karşılığı anlaştıklarını, 30.000 TL'nin davacı tarafından davalının oğluna ödendiğini, davacının oğluna olan borcunun bakiyesini harici satış sözleşmesine konu daire için yapılan 25.000 TL ödemeden karşılanmasını istediğini, harici satış sözleşmesinde ödenen 25.000 TL'nin mağaza devir bedeline sayıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, "... duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre davacının sözleşmeye konu 32 nolu bağımsız bölüm için yaptığı ödemelerin davalının oğlu ...'den devraldığı iş yerine mahsup edildiği, davacının sözleşmeye konu daireyi almaktan vazgeçerek ödediği bedelin dükkan devir bedeline sayılması konusunda davalı ile anlaştığı ..."...