Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır. Bir başka anlatımla, tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz kabul edilmesi halinde, harici satış bedelinin dava tarihine göre ulaşacağı değerin hangi usulle belirleneceği ve davalının davayı temyiz etmesinden sonra davacının temyizi üzerine, temyize cevap dilekçesini hakime havale ettirmiş ve yerel mahkeme kararının doğru olduğundan bahisle onanmasını istemesi nedeniyle bu son dilekçesinin temyizden vazgeçme anlamına gelip gelmediğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK. nun 706, BK. nun 213 ve TK. nun 26. maddeleri uyarınca, tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli değildir. Davalının duruşma zabıtlarına geçen ve yukarıda yazılı olan beyanları da harici satışın kabulü anlamına gelmemektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; ‘‘davalıların uyuşmazlık konusu 331 ada 4 parsel sayılı taşınmazı haricen satın aldıklarını ileri sürerek 6.1.1936 günlü senedi ibraz ettikleri ve yapılan keşifte bu senedin taşınmaza ait olduğu belirlendiği gibi, şimdiye kadarki zilyedinin miras bırakanları ile davalılar olduğunun saptandığı, bunun aksine bir itiraz ve delilin bulunmadığı, 28.04.1983 günlü bozma kararında tapulu yerlerin kısmi zilyetlikle iktisap edilemeyeceğine işaret edilmişse de, sonradan yürürlüğe giren 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b ve 15/2. maddelerinde zilyetlikle birleşen bu tür harici satışlara ve taşınmazın bir kesimindeki zilyetliğe değer verildiği açıklanarak, belirtilen yasa hükmünün eldeki davada uygulanması...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Satış Vaadi (harici satış) Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil, olmadığı takdirde ödenen paranın güncel değerinin tahsili istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesiyle satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı T3 Harfilli mahallessinde tapulama çalışmaları başladıktan sonra harici sözleşme ile Mersin ili, Erdemli ilçesi, Harfilli Mahallesi, Cıcık alanı mevkiinde doğusu Elif Öngeli'nin, batısı İbrahim Özer'in, kuzeyi Fikret Coşkun'un, güneyi Mustafa Yılmaz'ın tarlası ile çevrili 1068 m² miktarındaki taşınmazı müvekkili T1 2.000.000.000,00TL (iki milyar lira) bedelle satmış ve satış bedelini nakden ve peşinen aldığını, davalı taşınmazın tapusunu devredeceği hususunda güven verdiğini, müvekkilini bugünlere kadar oyaladığını, en son bu hafta yapmış oldukları şahsi araştırmada bu taşınmazın tapuda Harfili mah. 105 ada 157 parsel numarasını aldığını, taşınmazın üzerindeki ipotek ve haciz nedeniyle cebir icra ile satışının yapıldığını, bir üçüncü şahsın satın aldığını öğrendiklerini, Türk Hukukunda tapulu taşınmazları satışı resmi şekle tabi olduğunu, ellerindeki...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satışının geçersiz olması nedeniyle ödenen bedelin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          KARAR Davacı, 28.2.1995 tarihli harici satış senedi ile 227 ada 12 ile 15 parsellerin yarısını, bedellerini ödemek sureti ile davalıdan satın ve teslim aldığını, o tarihte yasal olarak tapuda hisse satışı yapılamadığından devrin gerçekleşmediğini, ancak davalının davacıyı oyalayıp taşınmazı tapu ile 18.7.2005 tarihinde 3. şahsa sattığını, satımın hileli olduğunu, değerin düşük gösterildiğini ileri sürerek fazlasını saklı tutarak 7.500,00 YTL nin 3. şahsa satış tarihinden faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımının dolduğunu, satış sözleşmesinin düzenlendiğini ancak sonrasında vazgeçildiğini, taşınmazın teslim edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, BK 125 maddesi uyarınca 10 yıllık ve 1 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiğine dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında 28.2.1995 tarihli harici satış sözleşmesinin düzenlendiği tarafların kabulündedir....

            Öte yandan davacılar tarafından sunulan harici satış senetleri uyarınca dava konusu taşınmazın zilyetliğinin davacılara devredildiği, harici satış senetlerinin tanzim edildiği tarihlerde dava konusu taşınmazın tapulu olduğu, bir başka ifadeyle çapa bağlandığı ancak satış tarihinde taşınmazın mülkiyetine ilişkin devam eden dava nedeniyle harici sözleşmeler uyarınca kayda dayalı devrin gerçekleştirilemediği, sonuç olarak satış yapıldığı tarihlerde taşınmazın tapu memuru önünde devrinin yasal olarak mümkün olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. 8. Bu durumda Kanun koyucunun bir geçerlilik şartına bağladığı tapulu taşınmaz devrinin taraflar arasında şekil şartına uymaksızın yapılması mümkün olmadığından ortada geçerli bir mülkiyet devir işleminin bulunduğunu söylemek mümkün değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine tapu iptali ve tescil istemi ile açılmış, mahkemece Türk Medeni Kanunu 706, Borçlar Kanunu 213 ve Tapu Kanunu 26.maddesi uyarınca tapulu taşınmazların satışı ancak resmi şekilde yapılabilmesi, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava konuşu taşınmazın paydaşı tapu maliki davalı ... hazır bulunduğu 19.10.2007 tarihli oturumda davayı kabul etmiştir....

                Mahkemece, ... için davanın husumetten reddine, 25.000.000.000 TL'nin diğer iki davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalıların murislerinden haricen satın aldığı taşınmazın elinden çıkması nedeniyle taşınmazın rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Taşınmaz tapulu olduğundan haricen yapılan satış MK 706, BK 213 ve TK 26 maddeleri hükmü gereği geçersiz olup, geçersiz satış nedeniyle davacı taşınmazın rayiç değerini isteyemez ise de; davacının bu talebinin içinde ödediği bedelin iadesi talebi de bulunmaktadır. Davacının, taşınmazı kendisine satın kişinin ölmesi nedeniyle husumeti satıcının mirasçılarına yöneltmesi doğrudur. Mirasçılardan ...'...

                  UYAP Entegrasyonu