WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 706. ve Borçlar Kanununun 213.maddeleri hükümleri uyarınca, tapulu bir taşınmazın satışının geçerli olması resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Eldeki davada adi yazılı sözleşmeye dayanılarak satış olgusunun varlığı sebebiyle davanın reddi savunulamaz. Ne var ki, 10.07.1940 tarihli 1939/2-1940/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; harici taşınmaz satış senedine dayanılarak verilen bedel kendisine iade edilinceye kadar harici satışa dayanan tarafın taşınmazdan müdahalesinin menini ve ecrimisil ödemesini istemek mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davalıya hapis hakkı tanınmak koşuluyla müdahalesinin men’ine karar vermek, ecrimisil istemini ise reddetmek olmalıdır. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Geçersiz sözleşme çözülürken mahkemece, davalının aldığı satış bedelinin iadesine karar verilmesi sırasında davacının da elinde bulundurduğu taşınmazın davalıya aynı anda ve zamanda iade edilmesi gerekir. Öyle ise mahkemece; davacının dava dilekçesinde ve yargılama sırasında verilen dilekçelerinde taşınmazı halen kullandığını belirtmesi karşısında, bu durum araştırılarak taşınmazın davacının elinde olması durumunda bu taşınmazın davalı tarafa iade edilmesi (birlikte aynı anda ifa edilmesi) şartıyla, ödenen satış bedelinin davacıya iade edilmesi gerekirken, yanılgılı degerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre ise; davacı, satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz de talep edemez....

      Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Mahkemenin tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olması nedeniyle davanın reddi kararı dairemizce isabetli bulunmuştur.Öte yandan dava dilekçesindeki anlatımdan TMK.724 ve devamı maddeleri gereğince temliken tescil talebi bulunulduğu anlaşılmamaktadır. Davacı tarafça yargılama sırasında temliken tescil talebi ileri sürülmemiş, ıslah talebinde bulunulmamıştır. Yargılama sırasında ileri sürülmeyen temliken tescil talebi istinaf aşamasında ileri sürülemez. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebepleri dairemizce yerinde görülmemiştir....

      Somut olaya gelince, davaya konu taşınmazların taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (TMK. 705, BK. 213, Tapu K. 26 ve Noterlik K.60 maddeleri) Resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceğinden, davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davasının reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi gereğince, alacak miktarı nazara alındığında davacının sözlü satış ilişkisini tanıkla kanıtlama olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, satış bedeli olarak kabul edilen 17.000TL'nin davacı tarafından davalıya verildiği de yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamadığından tanık beyanları esas alınarak davacının bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili, davacıların murisleri (dedeleri) olan ...'in davaya konu taşınmazın bir kısmını 20.04.1968 tarihli, bir kısmını da davacıların babaları ...'...

          İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; " Taraflar arasında yapılan 15/04/2008 tarihli harici satış sözleşmesine göre, 2819 parsel sayılı taşınmazın davacıya satıldığı, satıcı olan davalı tarafından satış bedelinin eksiksiz olarak alındığı, harici satış sözleşmesinde satış bedelinin gösterilmediği, dava dilekçesinde bu bedelin 50.000,00 TL olduğunun iddia edildiği, tarafların kayınbaba-damat olmaları sebebiyle, HMK'nın 203/1- a maddesindeki istisna gözetilerek, davacı tanıklarının dinlendiği, tanık beyanlarının davacının iddiasını doğruladığı, dolayısıyla, 15/04/2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince davacı tarafından davalıya 50.000,00 TL'nin ödendiği, ancak karşılığında 2819 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tescil edilmediği, taşınmazın 21/12/2009 tarihinde üçüncü kişiye satıldığı anlaşılmıştır....... ifanın imkansız olduğu ve davacı açısından tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı tarih, dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye devredildiği tarih (21/12/2009...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık tapu iptali ve tescil talebinin kabulü kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1. Tapulu taşınmazların satışı resmi şekil koşuluna tabi olup, haricen satışı TMK’nın 706, BK’nın 213 (6098 ... BK’nın 237 nci), 2644 ... Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince geçersizdir. 2. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK’nın 713/2 nci maddesindeki düzenlemelerdir....

            Mahkemece, tapulu bir taşınmazın veya üzerindeki bağımsız bölümün haricen satış ve devrinin geçerli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu bağımsız bölümün üzerinde yer aldığı 836 ada 87 parsel davalı Mehmet ile davada taraf durumunu almayan 3. kişiler adına paylı olarak tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Davacı vekili, bu parsel üzerinde yapılan binada yer alan bağımsız bölümü satın aldığını ileri sürerek İptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tapulu taşınmaz üzerindeki bir bina ve bağımsız bölümler TMK.nun 684. maddesi hükmü uyarınca bütünleyici parça niteliğindedir. Aynı Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümlerine göre; tapulu bir taşınmazın devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. Resmi memur önünde yapılmayan sözleşme hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında kadastro tesbitinden ... dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 19 parsel sayılı 310 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz pay tapu kayıtları, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde tapu kaydı miktar fazlasının tapu sabit hudutlu olmadığından adına tescili gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ... zilyetliğe, M.... ..., ... ... ve müşterekleri tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, davalının paydaşı bulunduğu 456 parsel sayılı taşınmazın 350 m2 kısmını 15.10.1991 tarihli harici senetle 30.000 TL bedelle satın alarak, bu kısma ev yaptığını, evin değerinin zeminin değerinden fazla olduğunu, davalının 2007 yılına kadar bir itirazı bulunmadığını ileri sürerek, 456 parsel sayılı taşınmazın 350 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescilini veya taşınmazdaki evin davacıya ait olduğunun tespitini ve senetle ödenen 30.000 TL ile evin dava tarihindeki rayiç değerinin toplamının faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, harici satış konusunda bilgisi bulunmadığını, satış senedindeki mühür ve imzanın kendisine ait olmadığını, davacının zor kullanarak taşınmazına ev yaptığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu