Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İyiniyetli zilyet, elatmanın önlenmesi (geri verme) davası sırasında def’i (savunma) yoluyla zorunlu ve yararlı giderler ile harici satış bedelinin ödenmesini isteyebileceği gibi, taşınmazın geri verilmesinden sonra; taşınmazı geri verirken açıkça veya örtülü olarak vazgeçmemiş (feragat etmemiş) olduğu hallerde, faydalı ve zorunlu giderler ile satış bedelini sonradan ve ayrı bir dava ile istemesine engel yoktur. (Y.4.H.D 03.06.1958 tarihli ve 3265/3847 sayılı kararı, Prof. Dr. Jale G. Akipek, Prof. Dr. Turgut Akıntürk, Eşya Hukuku 214,215 sayfa, Prof. Dr. Turhan Esener, Prof. Dr. Kudret Güven, Eşya Hukuku sayfa 100) Harici satın alma, satın alan davalı bakımından satış bedeli üzerinden kişisel hak sağlar ve Türk Medeni Kanunu'nun 994/1. maddesi uyarınca iyiniyetli zilyet yapılanması nedeniyle faydalı ve zorunlu giderlerini isteyebileceği gibi anılan bu giderler ile satış bedeli üzerinden alıkoyma hakkı tanınmasını da defi (savunma) yoluyla isteyebilir....

    Davalılar, taşınmazın bedeli olarak kararlaştırılan 1 175 000,00 YTL’nin sözleşme ile belirlenen 25 gün içerisinde yatırılmadığı gibi kendilerini altı ... kadar oyaladığını ve cezai şart olarak verilen kaporanın iadesinin gerekmediğini ... sürerek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, BK.nun 156/son maddesi hükmüne göre davacının sözleşmeden rücu ettiği ve verdiği kaporayı terk ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tapulu taşınmazlarda mülkiyetin geçirilmesine yönelik işlemlerin TMK.’nun 706 BK.’nun 213. ve Tapu Kanununun 26 maddeleri hükmü gereğince resmi biçimde yapılması gerekir. Aksi halde sözleşme geçersiz olup tarafları bağlamaz ve taraflar geçersiz sözleşme sebebiyle verdiklerini geri alabilirler. Somut olayda, dayanılan sözleşme tapulu taşınmazın harici satışına ilişkindir ve açıklanan yasa hükümlerine göre geçersizdir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2020/192 ESAS, 2022/306 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Harici Satış Sözleşmesine Dayalı) KARAR : KONYA 8....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı tarafın iddiasının ileri sürülüş şekline göre davanın TMK.nun 713. maddesine dayalı kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik ve tapulu taşınmazın haricen satın alınması hukuksal nedenlerine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı tarafın kadastro tespit öncesi ve sonrası devam eden zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 704 nolu parsel yönünden 13/02/1978 tarihinde, bunun dışındaki taşınmazlar yönünden 14/11/1975 tarihinde kesinleştiği, davacının dayandığı 1968 tarihli harici satış sözleşmesinin kadastro tespitinden önceki tarihe dayandığı bu cümleden olarak 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra işbu davanın açıldığı, ancak; davacı tarafın aynı zamanda kadastro tespit sonrası zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde de bulunduğu, kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda...

      İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, terditli olarak öncelikle harici satış nedenine ve TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil talebine, mahkemece yerinde görülmemesi durumunda harici satış bedeline dayalı alacak talebine ilişkindir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davacının TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptal ve tescil talebine gelince; Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.6.2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 9.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek kazandırıcı zilyetliğe dayalı tescil, olmadığı takdirde güncelleştirilmiş satış bedelinin tehsili istemi ile açılmıştır....

          Mahkemece, “Davacının dava dilekçesinde, harici satıma yani kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ne var ki somut olayda davacı asil ve vekilince ortaya konan devir sözleşmelerinin gerçek bir satış işlemi olmadığı, davanın ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından taşınmaz devrini içerir geçerli bir ölünceye kadar bakma akdinin ibraz edilmediği” gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

            temlik ettiğini, davacının taşınmazı sözleşmeden önce temlik edilmiş olduğundan 22.09.2011 tarihli sözleşmede hukuki ve fiili imkansızlık bulunduğunu, bozma öncesi kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, geçersiz sözleşmeden dolayı tapu iptali ve tescil ile rayiç değer talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddini karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın bölgede 766 Sayılı Yasaya göre 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen kadastro paftasında çevresindeki devlet ormanları ile birlikte orman olarak tespit dışı bırakıldığı, zaman içerisinde orman örtüsünün kaldırılmış olmasının o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmeyeceği ve taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 gün ve 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararları ile orman olarak tespit harici bırakılan yerlerin orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından taşınmaz üzerinde orman kadastrosu yapılana kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, konumu itibariyle de dört tarafı ormandan açma tapulu olmayan tarlalarla çevrili 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile...

                İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın bölgede 766 Sayılı Yasaya göre 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen kadastro paftasında çevresindeki devlet ormanları ile birlikte orman olarak tespit dışı bırakıldığı, zaman içerisinde orman örtüsünün kaldırılmış olmasının o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmeyeceği ve taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 gün ve 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararları ile orman olarak tespit harici bırakılan yerlerin orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından taşınmaz üzerinde orman kadastrosu yapılana kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, konumu itibariyle de dört tarafı ormandan açma tapulu olmayan tarlalarla çevrili 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile...

                  UYAP Entegrasyonu