Yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, bilirkişi raporları ekindeki krokilerde eldeki dosyada dava konusu taşınmazlar gibi.......sınırları içinde gösterilen ve davacı yanın dayanağı....... ..... tarih 2 numaralı tapu kaydına dayanılarak tescil talepli olarak açılan yargılama bulunduğu, aynı bölgede bulunan taşınmazlar hakkında kararlar verildiği, bir kısmının temyiz incelemesinden geçtiği anlaşılmıştır. Eldeki dosya kapsamında mahkemece yapılan keşif ve yargılama esnasında ise bahsi geçen dava dosyaları ve alınan bilirkişi raporları nazara alınmadığı gibi bilirkişi raporları ekindeki krokilerde eldeki dosyada dava konusu taşınmazlar gibi .........çinde gösterilen taşınmazlara ilişkin aynı tapu kaydına dayanılarak açılmış başkaca dava olup olmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyalarının getirtilerek değerlendirilmesi ve dosya kapsamına göre birleştirme hususunun değerlendirmesi gerekirken mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma da yapılmamıştır....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...'...
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Olağanüstü Zamanaşımını Dayalı (TMK. 713/2) Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....
Ç.. tapu iptali tescil davalarının tarafı olmadığı için o kararlar için yaptığı yargılamanın yenilenmesi talepleri de reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, elatmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davalarında rapor veren bilirkişilerin hatalı uygulama yaptıklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini istemiştir. Esasen Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/205 - 1980/941 sayılı dosyasında davanın temeli ve elatmasının önlenmesine karar verilmesinin nedeni, tapu iptal ve tescil davaları sonucunda dava konusu taşınmazların tapularının iptal edilerek orman niteliğiyle tapuya tescil edilmiş olmasıdır. Başka bir anlatımla, tapulu taşınmazlara elatmanın önlenmesi için dava açılmış, mahkemece de tapulu taşınmazlara elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Elatmanın önlenmesi davasında mahkemenin ayrıca gerekmediği halde, yeniden bilirkişi incelemesi yaparak taşınmazların tahdit haritasındaki konumlarını belirlemiş olması sonuca etkili olmaz....
Ne var ki, TMK'nun 713/... maddesine dayanılarak açılan bu tür iptal ve tescil davalarında, dava başlangıçta, tapu sicilinin tutulmasından sorumlu bulunan ve maliklerin mirasçı bırakmaksızın ölmeleri durumunda son mirasçı olan ...'ye yöneltilebilir. Nitekim davacı tarafça da ... davalı gösterilerek görülmekte olan dava açılmıştır. Ancak, somut olayda, dava konusu parsel .../...'er paylı olarak ... ...., ... ....... oğlu ......., ... ....... oğlu ..... ve ... ....... oğlu ..... adına tescillidir....
KARŞI OY I- Davacılar, Dökmetaş Mahallesi 759 ve 754 parsel sayılı taşınmazların 1970 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakıldığını, taşınmazların bir bölümünün 1980 yılından itibaren müvekkili tarafından imar ve ihya edildiğini, o tarihten beri nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını belirterek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılan 116.804,58 ve 14.677,35 metrekare yüzölçümündeki 754 ve 759 parsel sayılı taşınmazlar, idari yoldan 10/01/2011 tarihinde Hazine adına tescil edilmiştir. Davacılar, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Bu durumda davaya bakmak görevi dairemize ait değildir. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK’nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararla" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin görev alanındadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü düzenleyen 01/09/2020 tarihli kararı ve davanın açıklanan niteliği gereğince istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine ait olduğu, iş bölümü kararı gereğince dairemizin açıkça görevli olmadığı anlaşılmakla, dava dosyanın iş bölümü bakımından görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Dava, bilinmeme sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de dava dilekçesi içeriği ve beyanlardan davanın TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı “ölüm” sebebine dayanılarak açılan iptal ve tescil isteği olduğu açıktır. Mahkemece, somut olayda yukarıda açıklanan Yasa'da öngörülen koşulların sağlanıp sağlanmadığı hususunda iddia ve savunma gözetilip tarafların delilleri birlikte yöntemince değerlendirilerek sonucuna göre iptal-tescil isteği hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır....
Mahkemece 459 ve 937 parsellere ilişkin açılmış bir tapu iptali ve tescil davası olmadığı, 915 parsel yönünden ise derdest bir dava olsa dahi usul ekonomisi gereği bu parsel yönünden açılan davanın bekletici mesele yapılması uygun görülmemiş, kesinleşmiş bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığı gereksiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan maddi tazminat istemine ilişkindir....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33.). Mahkemece, dava, tapulu taşınmazın haricen satışına dayalı tapu iptal ve tescil isteği olarak nitelendirilmiş ise de dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacı tarafın dava konusu tapulu taşınmazlarda haricen satın alma ile başlayan zilyetliğe ve TMK’nin 713/2. maddesinde düzenlenen “ölüm” sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesidir....