WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. maddesinde; "Kadastro çalışması yapılmayan alanlarda, tapusuz taşınmazlar hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak (TMK m. 713/1; 3402 sayılı Yasa m. 14, 17) açılan tescil davaları ile mülkiyetinin ve zilyetliğin tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme, 2. maddesinde ise; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

Orman Kadastrosu 14/04/1997 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiş ve 14/10/1997 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Orman kadastrosu kesinleşip taşınmaz kamu malı orman niteliğini kazandıktan sonra 1998 yılında yapılan imar uygulaması sonucu 8258 ada 2 sayılı parsel 1999 yılında davacı adına tescil edilmiştir. Bu tür tapu kayıtları, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde sözü edilen "tapulu arazi" olarak kabul edilemeyeceği gibi, kesinleşen orman kadastrosuna itiraz davalarında zilyetlik iddiası ile açılan dava dinlenemez. 6831 Sayılı Orman Yasasına tabi olan taşınmazlar hakkında 3194 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre imar uygulaması yapılamaz. Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesine göre, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ve kamu malı niteliğinde bulunan ormanlar bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasalar hükümlerine tabidir....

    Davanın devamı sırasında davacılar vekilinin, ölü Ali Osman oğlu ölü Mehmet mirasçıları aleyhine aynı taşınmazlar için açtığı 2003/501 esas sayılı iptal ve tescil davası görülmekte olan bu dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece, Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan 2001/554 esas sayılı davanın reddine, 2003/501 esas sayılı davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK. nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK. nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

      Davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan ve incelendikten sonra otaya çıkacağı, ayrıca yargılama aşamasında değişen koşullara göre HMK 394 maddesi uyarınca tedbirin şartları mahkemece talep halinde değişen şartlara göre yeniden değerlendirilebileceği bilinmekle davacı tarafın taşınmazın tahliyesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına itirazın yerinde olmadığı anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TMK'nın 713/2. Maddesine Dayanılarak Açılan Tapu İptal ve Tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır....

      Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6....

      Ancak bu tapu iptali ve tescil davası olarak açılan davalarda davanın kabulü halinde tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağı ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği biçiminde yorumlanmamalıdır. Dava koşulunu, yargılama sırasında yerine getirme hususu ile, araştırma ve inceleme yöntemi klasik tapu iptali ve tescil davalarından farklı da olsa, sonuç itibariyle dava bir tapu iptali ve tescil davasıdır ve böyle olduğunun kabulü gerekir. O halde, saptanan bu olgular karşısında HUMK. nun 417. maddesinde açıklanan genel kural uyarınca davayı kaybeden taraf sözü edilen tüm yargılama giderlerini ödemekle yükümlüdür. Nitekim, zilyetliğe dayanılarak (kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak) Hazineye karşı açılan tapu iptali ve tescil davalarında, davayı kaybeden Hazine yargılama giderleriyle sorumlu tutulmaktadır. (HGK. 20.11.1981 T., 8/483-753 E/K, HGK. 25.4.1979 T., 8/696-403 E/K., YKD. 1980/5, sh: 633-634, Prof....

        Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesi ile birlikte toplam beş adet taşınmaz için muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, ... İli Beyoğlu İlçesinde bulunan taşınmazlar yönünden de tapu iptal ve tescil isteminin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda tapu iptal ve tescil istemine konu ... İli Beyoğlu ilçesinde bulunan taşınmazlar yönünden yetkili olan mahkemenin HMK’nın 12/3. maddesi gereğince ... ilçesindeki taşınmazlar yönünden de yetkili olduğu, murisin üzerine kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih ve 1974/1-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın uygulama yeri olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince; ... 8....

          Mahkemece, ... parsel sayılı taşınmazın davacı, ... parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, ... ile ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ..., ... ile ... parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise temliklerin muvazaalı olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle iptal-tescile karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, mülkiyet hakkına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesiyle; satın aldığı ve zilyetliğinde bulunan yaklaşık 20 dönüm yüzölçümündeki tarlanın kadastro sırasında Evciler Köyü, 118 ada 218 nolu orman parseli içerisinde bırakıldığını iddia ederek, bu bölümün iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece; 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesine göre kesinleşen orman kadastrosunun iptalini, ancak tapulu taşınmazlar yönünden tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde isteyebileceği, zilyetliğe dayanılarak iptal istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu