Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 28.07.2006 tarihli ve “maddi hatanın düzeltilmesi” başlıklı ek karar ile değişiklik yapılmak suretiyle hüküm karıştırılmış, bozma ilamlarında da açıklandığı halde tespit gününden sonra tapuda pay alanların payları adlarına tescil edilmemiştir. Paydaşların payları doğru olarak tespit edilmeden ve hüküm karıştırılarak karar verilemeyeceği gibi 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca tespit gününden sonra tapuda pay temlik alanların bu temliklerine itibar etmek gerekirken bu kişilerin talepleri yönünden davanın (görev yönünden) reddine karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır....

    Somut olayda tapu kaydında davacının 1/6 oranında pay sahibi olduğu yazılı olduğuna ve hükmedilen ecrimisile esas 5 yıllık süre aralığında davacının taşınmazda 1/6 oranında pay sahibi olduğunun anlaşıldığına göre, ecrimisil miktarının hesaplamasında ve değerlendirilmesinde 1/6 oranının dikkate alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulü suretiyle hüküm altına alınan ecrimisil bakımından, dönemsel ecrimisil miktarlarının tespitinde tapuda davacı adına kayıtlı 1/6 oranının değil de, murisin daha eski tarihli mirasçılık belgesinde davacının miras payı olarak gösterilen 1/8 oranının esas alınarak keşfen bilirkişi raporunda belirlenen dönemsel ecrimisil bedellerine mahkemece hükümde 1/8 oranı uygulanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

      nin kurucusu olduğunu, aynı zamanda %... payla şirket ortağı olup kalan hisselerden %....pay müvekkilinin eşine ait olduğunu, davalının ise sadece %... payı mevcut olup, şirket müdürü olarak seçildiğini, şirketi münferiden temsile yetkili kılındığını, müvekkilinin şirket taşınmazların tapuda satışı için davalıya vekalet verdiğini, ancak şirketin aktif olarak iş ve işlemlerde bulunmamasına ve hiçbir borcu olmamasına rağmen, şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine yüksek miktarlarla üç ayrı haciz şerhi konulduğunu öğrendiğini, müvekkilinin, davalı tarafından kendisine verilen vekaletname kullanılmak suretiyle tapuda müvekkili adına kayıtlı .... ilinde bulunan ....ayrı taşınmazın ... günlük kısa süre içerisinde piyasa değerlerinin çok altında bedellerle tapuda devrinin gerçekleştirildiğini öğrendiğini, bu satışlardan müvekkilinin haberdar olmadığını, işlemlerin danışıklı yapıldığını, taşınmazların .... günlük kısa süre içerisinde gerçek değerlerinin altı katından daha az bir bedelle tapuda devrinin...

        ün tapuda ... olan baba isminin nüfus kaydına uygun şekilde ... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı İdare vekili, kadastro tespit bilirkişileri dinlenmediği nedeni ile ve re'sen görülecek yönlerden temyiz etmiştir. Dava, Medeni Kanunun 1027 maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle dava konusu 4408 sayılı parselin tapu kaydı ve 3697 sayılı parselin tapu kaydı ve 3697 sayılı parselin tesciline esas olan Kadastro Mahkemesinin 1988/245 Esas, 1989/18 Karar sayılı dosyasının getirtilip incelenmesi gerekir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I 1-a)Dava konusu taşınmazda 1/2 pay sahibi Hayriye vereseleri ile davalılar arasındaki bağlantıyı gösterir belgenin, b)Davalı ... mevcut tapuda pay sahibi olmayıp varsa tapuda pay sahibi olduğunu gösterir belgenin, İlgililerden temini ile dosyaya konulmasından, 2-Bilirkişi kurulu tarafından münavebeye alınan buğday, buğday samanı, yazlık domates, yer fıstığı, 1 ve 2. yıl çileğin 2011 yılı itibariyle sulu şartlarda dekar başına ortalama verimi ile ortalama toptan satış fiyatının ve ürünlerin dekar başına ortalama üretim giderine (masrafları oluşturan kalemler ayrı ayrı yazılmak suretiyle) ilişkin veri listesinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda pay ya da tapuda bağımsız devir yapılmasını da içerdiğinden TMK’nın 706, BK’nın 213, Noterlik Kanunu’nun 60 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddeleri gereği resmî şekilde yapılmaları zorunludur. Bu husus geçerlilik şartı olup, resmiî şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz ve tarafları bağlamaz, ancak adi yazılı da olsa sözleşmenin ifa ile sonuçlanması veya tapuda pay devri halinde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek TMK’nın 2. maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağından tarafları bağlar. Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan arsa payına hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri, tasdikli projesi ve ruhsatı ile imar mevzuatına uygun olarak tamamlayıp arsa sahibine teslim etmesi gerekir. Ayni hak illete bağlı bir işlem sonucu doğar, değişir veya son bulur. Sadece tescil işleminin yapılması, ayni hakkın kazanılması için yeterli değildir....

              Davacı yüklenici, eldeki bu davasında 75.000,00 TL ödenmeden tapuda pay devrinin yapıldığını belirterek 75.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemekte, davalı arsa sahipleri de ödeme yapılarak pay devrinin gerçekleştiğini savunmaktadır. Gerçekten tapu kaydına göre 10.10.2006 tarihinde kurulan kat irtifakı uyarınca (4) nolu bağımsız bölümün tamamı ... dışındaki diğer davalılar adına tescil olunmuştur. Tapunun 10.10.2006 gün ve 8494 yevmiye nolu resmî senediyle düzenlenen kat irtifakı listesine göre de arsa sahiplerince davacıya verilen 09.10.2006 tarihli vekâletnamede (4) nolu bağımsız bölüm uhdelerinde kalmak kaydıyla yükleniciye satış yetkisi verilmiş, yüklenici de bu yetkiye dayanarak kat irtifakı tesis etmiştir. Bu haliyle (4) nolu bağımsız bölümün tamamının arsa sahipleri adına tescil olunduğu anlaşılmaktadır....

                Davacı ..., muris babası ve müşterekleri adına tespit gören çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarında pay oranının hatalı olduğu, tespit maliki ...'ın tespit tutanağındaki payının 2/12 olması gerekirken 5/12, muris baba.... payının ise 5/12 olması gerekirken 2/12 olarak tespit edildiğini ileri sürmüş, ölü tespit maliki ... mirasçısı dahili davalı ... ise davacının murisi ile ...'ın kardeş olduklarını ve kök muristen kalma yedi parça taşınmazdan kendi murisine pay verilmemesi sebebiyle çekişmeli taşınmazlardaki pay oranının 5/12 olarak tespit edildiğini, bu pay oranının doğru olduğunu savunmuştur....

                  Davalı ... ..., 22.07.2011 tarihli dilekçesiyle mahkeme ilamında kendisine ait pay oranının eksik gösterildiği iddiasıyla tavzih talebinde bulunmuştur. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacının talebinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 455 ila 459. maddeleri kapsamında kalmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Davacının talebi, kesinleşmiş hükümdeki pay miktarının eksik yazılması neticesinde ortaya çıkan hak kaybının giderilmesine yöneliktir. Söz konusu kararda paylar dağıtılırken davacının hak iddia ettiği 210 pay hesaba katılmaksızın toplamda 14910/15120 oranında paylaştırma yapılmıştır. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgeler itibariyle davacı dışındaki tüm taraflara yasal paylarının verildiği, davacıya ise 840 pay verilmesi gerekirken 630 payın verildiği anlaşılmaktadır....

                    Davacı, paydaşı olduğu 318 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına payının sehven eksik işlendiğini ileri sürerek, anılan tapu kaydında pay oranının düzeltilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Davalılar savunma getirmemiş, dahili davalı ... ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 318 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1976 tarihli kadastro tespiti ile davacının mirasbırakanı adına tescil edildiği, sonrasında intikal ve pay temliki işlemlerinin yapıldığı, taşınmazın halen davacı ve davalılar adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hatanın nereden kaynaklandığı açıklanmadığı gibi, raporun denetime elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı da yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu