WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının, hudutları itibariyle çekişmeli taşınmazı kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf, tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davacı tarafın dayandığı 14.6.1979 tarih 10 sıra numaralı ve 2.750,00 metrekare yüzölçümlü tapu kaydı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.1978 tarih ve 1978/18-95 sayılı tescil ilamıyla oluştuğu ve dayanağı tescil haritasının bulunduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca haritası bulunan tapu kayıtlarının kapsamının, haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Ancak mahkemece, tapu kaydının dayanağı tescil krokisi zemine uygulanmamış olduğu gibi haritanın zemine uygulama yeteneğinin bulunmadığı kabul edilse bile tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmemiştir....

    Mahkemece, davacı dayanağı tapu kaydının yüzölçümü ile davacı adına tespit gören 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü arasındaki farkın hesap hatasından kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı taraf, 19720 metrekare yüzölçümündeki 20.11.1951 tarih ve 221 sıra sayılı tapu kaydına, davalılar ise 4000 metrekare yüzölçümündeki 20.1.1958 tarih ve 370 sıra sayılı tapu kaydı ile 11000 metrekare yüzölçümündeki 21.6.1948 tarih ve 45 sıra sayılı tapu kaydına dayanmışlardır. Davacı dayanağı tapu kaydı Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.08.1951 tarih, 1951/610-873 sayılı kararı ile hükmen oluşmuştur. Davalı dayanağı tapu kayıtlarından 20.11.1951 tarih ve 221 sıra sayılı tapu kaydı toprak komisyonu tarafından, 21.06.1948 tarih ve 45 sıra sayılı tapu kaydı ise iskan yolu ile oluşturulmuştur. Taraf tapularının dayanağı haritalar getirtilip yöntemince kapsamları belirlenmemiştir....

      O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların tutunduğu tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu maliki ile taraflar arasındaki irs ilişkisi belirlenmeli, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden...

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.3.1999 tarih ve 1999/14-165-149 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Tapu Sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, bunları tutmakla görevli ve sorumlu Tapu Sicil Müdürlükleridir. Bu nedenle, Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek dava açılması gerekir. Tapu Sicil Müdürü ve varsa o yerdeki Hazine vekili 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla yönetimi temsil eder. Ancak, Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine hasım gösterilerek dava açıldığında da davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, dava Hazine’ye, Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten yöneltilmiş mahkemece de Tapu Sicil Müdürlüğüne dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir....

          Davacı Hazine temsilcisi, duruşmada 03.03.1971 tarih ve 58 yevmiye numaralı tapu kaydına dayandıklarını belirtmiş, sıra numarası bildirilmediği için davacı tarafın tapu kaydının bulunmadığı kabul edilerek uygulama buna göre yapılmış, davacı Hazine temsilcisine tapu kaydının sıra numarasını bildirmek üzere ayrıca süre verilmemiştir....

            Davacıların kardeşi ve murisin mirasçısı ...’ya da aynı tarihli ve aynı parselde 38 kapı numarası ile tapu tahsis belgesinin verildiği Gülfe’nin buna dayalı olarak adına tapu kaydı oluşturduğu dosyadaki tapu kaydı ve tapu tahsis belgesinden saptanmıştır. Davalı ... vekili tarafından verilen 03.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde ise, 266 sayılı parseldeki taşınmaz nedeniyle ... tarafından da tapu tahsis belgesinin alındığı Asım’ın halk arasındaki isminin Ümit olduğu ve kendisine ait tapu tahsis belgesinin bulunduğu açıklanmıştır. Gerek dava dilekçesi ve gerekse açıklanan davalının cevap dilekçesinin kapsamı ile dosya arasında bulunan ...’ya ait 266 sayılı parselde verilen 38/A kapı numaralı taşınmazla ilgili 07.05.1987 tarihli tapu tahsis belgesi söz konusu olduğundan ve davacı Ümit (Asım) en azından sözü edilen 38/A kapı numaralı tapu tahsis belgesine dayalı olarak dava açtığından dosyanın temyiz inceleme merci Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olmaktadır. Ne var ki 14....

              Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir. Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Talep, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı; mirasbırakanlarının nüfus kütüğünde “... kızı ..., ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... kızı ... ...” olarak kayıtlı oldukları halde 539 ada 23 ve 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında “... kızı ... ... , ... oğlu ... ... , ... oğlu ... ... ve ... kızı ... ...” yazıldığını ileri sürüp, tapu maliklerinin isim ve soyisimlerinin nüfus kayıtlarına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur....

                  Mahkemece; davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı dayanağı tapu kaydı ile komşu parsellere uygulanan tapu kayıtları tesisinden itibaren dayanağı olan kayıt ve belgelerle getirtilmemiş ve keşif sırasında uygulanarak davacıların dayanağı tapu kaydının kapsamı yöntemince belirlenmemiş, dava konusu taşınmazın tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapılmasına rağmen tespit sırasında uygulanan tapu kaydı tesisinden itibaren dayanağı olan kayıt ve belgelerle getirtilmemiş ve keşif sırasında uygulanmamıştır....

                    çekişmeli taşınmazların tapu kaydı malikleri arasında haricen taksim edilip edilmediği, çekişmeli taşınmazların tamamının murise düşüp düşmediği hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, öncesi 13.01.1943 tarih 39 ve 13.01.1943 tarih 40 numaralı tapu kayıtları ile murise ait iken 14.05.1982 tarih 10 ve 11 numaralı tapu kayıtları ile Sabahattin ve Şuayip’e intikal eden tapu kayıtları kayden paya ilişkin olsa da tapu kayıtlarının zeminde taşınmazların tamamına ait olduğunun kabul edilmesi gereğine değinilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu