Davacıların dayandığı tapu kaydı Hazinenin taraf olduğu ve taraflar arasında kesin hüküm teşkil eden tescil ilamı ile oluştuğu halde tapu kaydı haritası uygulanarak kapsamı haritasına göre belirlenmemiştir. Hazinenin dayanağı olan tapu kaydının kapsamı da tevzi haritalarından yararlanılmak suretiyle saptanmamıştır....
Dava, evveliyatında taşınmazın paydaşı olmasına rağmen sonradan tapu kütük kayıtlarının fersude olması nedeniyle payın tapu kaydında gözükmemesi nedeniyle paydaş olduğunun tespitine ilişkindir. Davacı dava dilekçesine eklemiş olduğu tapu paydaşı olduğunu gösteren belgeye dayanmıştır. Bilindiği üzere bu tür bir belge tapu idaresi tarafından ilgiliye maliki olduğu tapu kaydı hakkında bilgi edinmesi amacıyla verilmektedir. Söz konusu belgede gösterilen bilgilerin karşılığı tapu kütüğünde bulunmuyorsa, bir başka ifade ile tapu sicil kaydında ilgili malik gözükmüyorsa söz konusu belgenin ilgiliye bir hak bahşettiğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır....
kayıtları (köy, mahalle, mevki, cins, sınırlar, yüzölçümü, oluşum nedeni, malik, hisse, geldi, gitti ve revizyona ilişkin tüm bilgileri içerir ve bilgisayar ya da daktilo ile yazılı şekilde) ile varsa haritasının Mahalli Tapu Müdürlüğünden (Eski yazı tapu kayıtları varsa Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından) ayrı ayrı sorulup getirtilmesi, 04- Yine, davacı ...'...
Dayanak tapu kaydının haritası bulunmaması ya da uygulama kabiliyetinin olmaması durumunda ise; Hazine dayanağı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmeli, kaydın sınırlarında okunan meşelik ve cami haritasında işaretlettirilmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının ve haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın kayıt kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, tapu kaydı kapsamında kalması halinde Hazinenin tutunduğu tapu kaydının oluşum sebebi araştırılarak davalılar lehine tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları alınmalı, bundan...
Dosya içine getirtilen tapu kayıt örneklerine göre; davalıların miras bırakanı ... oğlu ... ile dava dışı İdris adına 20.12.1933 tarih 73 sayılı tapu kaydında 16 hisse itibariyle 1 hisse kayıtlıdır. Ayrıca 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydında ise 15/32 hisse .... oğlu .... ve diğerleri adlarına eşit paylar ile kayıtlı olup bu tapu kaydında davalıların murisi ... oğlu ...'in 15/32 payın 1/3'ünde de hissesi olduğu sabittir. Davalıların murisi ... oğlu .... adına 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydında 15/32 pay itibariyle 1/3 hissesi sonuç olarak 30.11.1988 tarih 33 sayılı tapu kaydına gitmiş; akabinde yapılan intikal ve satış işlemleri sonucunda 21.09.1976 tarih 85 sayılı tapu kaydından ... mirasçılarına gelen tüm paylar kayden satış yoluyla davacıya geçmiştir. Ne var ki; davalıların murisi ... oğlu ......
Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir. Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, “Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür....
Bu nedenle, 22.02.1960 tarih ve 93 ve Mayıs 1930 tarih ve 37 sıra numaralı tapu kayıtlarının ifraz haritaları ve ekleri ile kök tapu kaydının tedavüllerinden olan Ocak 937 tarih ve 13 sıra nolu tapu kaydının tedavülü (gittisi) olan kaydın getirtilerek dosya içine konulması, ayrıca temyiz incelemesi sırasında incelenmesine gerek görülen dava konusu taşınmaza komşu 6 ada 1 ve 11 ada 12 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları hükmen kesinleşmişse güncel tapu kayıtları (kadastro sonucu oluşan) ve dava dosyası asılları ile henüz davalı iseler, davalı oldukları dosyalardaki keşif, fen bilirkişi raporları ve krokilerinin onaylı örneklerinin getirtilmesi, yine Ocak 937 tarih ve 13 nolu tapu kaydı, Mart 324 daimi tarihli 51 nolu tapu kaydı ile Mart 1930 tarih ve 37 nolu tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin araştırılarak varsa revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ile tapu kayıtlarının getirtilmesi, geri çevirme kararında sözü edilen eksikliklerin...
Mahkemece, “...istenen düzeltme için öncelikle Tapu İdaresine başvurulması gerektiği, böyle bir başvuru yapılmadan açılan davanın dinlenemeyeceği...” yönündeki Dairenin kesin bozmasına uyulmuş; ancak, istenen düzeltmenin bozma sonrasında Tapu İdaresine başvurularak gerçekleştirildiği, böylece davanın konusuz kaldığı belirtilmek suretiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı Tapu Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmiş; hüküm, davalı Tapu Müdürlüğü tarafından yargılama gideri ve vekâlet ücretine hasren temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi dikkate alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân tanındığı ve kayıt düzeltimleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir.....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Kadastro Mahkemesi YARGITAY İLAMI 1-Davacılar ....,‘ın dayandığı 26.06.1968 tarih 25 sayılı tapu kaydının revizyon gördüğü 121 ada 112 parsel, 26.06.1968 tarih 26 sayılı tapu kaydının revizyon gördüğü 122 ada 82, 84 parsel, 26.06.1968 tarih 21 sayılı tapu kaydının revizyon gördüğü 121 ada 111 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ile dayanağı kayıtlar, dava konusu iseler dava dosyaları, 2-Davalı tarafın dayandığı Rebiyülevvel 1270 tarih 2-12 sayılı, Rebiyülevvel 1271 tarih 2/31 sayılı, ...1266 tarih 1/2 sayılı, ...1273 tarihli İsmail ve ...adına oluştuğu belirtilen tapu kayıtları, ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazlar ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara...
Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez....