Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu taşınmazın, davacının dayandığı Temmuz 1967 tarih, 43 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapu kayıt maliklerinden olan davacının babası muris ... aleyhine tapu kaydının hukuki kıymetini yitirmediği, söz konusu tapu kaydının tesisi olan Mayıs 1289 tarih, 44 sıra numaralı tapu kaydının malikleri tarafından, taşınmazın taksim edilmediği anlaşılmış olup, mahkemenin bu hususlara ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece; davalının dayandığı tapu kaydının, mevki ve hudutları itibariyle çekişmeli taşınmazı kapsadığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Dava, tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu halde; mahkemece, çekişmeli taşınmazın tespit dayanağı ve davalı tarafın tutunduğu 18.02.1974 tarih ve 7 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmakla yetinilmiş; davacı Hazinenin tutunduğu 27.10.1931 tarih ve 7 sıra numaralı tapu kaydı getirtilip uygulanmadığı gibi Hazinenin tutunduğu tapu kaydının, revizyon görüp görmediği ve haritası olup olmadığı sorulmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz....
Mahkemece, öncelikle dayanak tapu kaydının geldi kaydı olan Mart 333 tarih 16 nolu tapu kaydı getirtilmeli, tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmeli; önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki harita mühendisi veya olmadığı takdirde iki tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahallî bilirkişiler eliyle tapu kaydı mahallinde uygulanmalı, tapu kaydında okunan sınırlar zeminde belirlenmeli, dayanak tapu kaydı sabit sınırlı olmadığından 20/c maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi gerekir. Bu nedenle; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden ve tapu kaydının doğu sınırı ... Deresi ve güney sınırı ......
, tapu kaydının çekişmeli taşınmazın dışında başka taşınmazları da kapsadığının belirlenmesi halinde bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, davalı iseler dava dosyaları getirtilmek suretiyle kesinleşip kesinleşmedikleri ya da ne şekilde kesinleştikleri belirlenmeli; çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığının tespiti halinde, tapu kayıt maliki olan davacının halen hayatta olması nedeniyle tapu kaydının davacıya intikal edene kadar hukuki değerini yitirmediği anlaşıldığından 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-c maddesinde belirtilen koşulların oluştuğunun kabul edilemeyeceği düşünülmeli, tapu dışı satışı tarihi ile kadastro tespitine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-b maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçip geçmediği ve tapu dışı satışın bozulmuş olup olmadığı araştırılmalı, 3402 sayılı Kanun'un 13/B-b koşulları değerlendirilmelidir....
Davacı Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı 79000 metrekare yüzölçümündeki 02.01.1964 tarih 643 sıra sayılı tapu kaydıdır. Davalı tarafın dayanağını oluşturan 18380 metrekare yüzölçümündeki ....03.1952 tarih ve 25 sıra sayılı tapu kaydı Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.1952 tarih, 1951/63, 1952/2 sayılı ilamı ile oluştuğu halde mahkemece tapunun dayanağı tescil krokisi fen bilirkişi aracılığıyla taşınmaza uygulanmamış, Hazinenin dayanağı olan tapu kaydının kapsamı da tevzi haritalarından yararlanılmak suretiyle saptanmamıştır. ... Komisyonunca, davalı dayanağı tapu kaydının kuzey hududunun sırt olması nedeniyle kaydın değişebilir sınırlı kabul edildiği ve Hazine tapusunun oluşturulduğu anlaşılmaktadır....
Dava ... tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Şahintepe Köyü ... çalışma alanında bulunan dava konusu 200 parsel sayılı taşınmaz 20.12.1977 tarihinde yapılan ... tespitinde 50750 metrekare yüzölçümü ile R. Ahır 279 tarih ve 229 sıra numaralı sicilden gelen 30.9.1954 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalması nedeniyle tapu kayıt maliki ... Çelebi mirasçıları olan davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları ise R.Ahır 279 tarih ve 229 sıra numaralı sicilden gelen 29.05.1954 tarih ve 24 sıra numaralı tapu kaydına dayanmışlar ve murisleri tapu kayıt maliklerinden Dilşah Elma (Özer) ve ... Elma (Nahırcı)'nın davalıların tutunduğu 30.09.1954 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydına esas satışa konu tapu işleminin yapılmadığı iddiasında bulunmuşlardır. Dosya kapsamında ... teknikeri M....
Öte yandan davacı tarafın tapu kaydına tutunduğu göz önüne alınarak tutunduğu tapu kaydının oluşma nedeni belirlenerek dayanılan tapu kaydı Tapu Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü yada Tapu Sicil Müdürlüğünden ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritasıyla birlikte malik yada tüm maliklerini açıkta pay kalmayacak ve oluşma nedenini ve yüzölçümünü gösterecek şekilde getirtilip incelenmemiş davacı tarafın tapu kayıt maliki yada malikleri ile akdi yada ırsi ilişkisi gereği gibi ilgiliden sorulup saptanmamıştır. Kaldıki, zilyetlik yönünden yapılan araştırma ve soruşturma da yetersizdir. Gerçekten bu konuda dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları somut olaylara dayanmayan, soyut nitelikte, gerekçesiz sözlerden ibarettir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz....
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davacının dayandığı cilt:5, no:4, haziran 1936 tarihli tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazın 13 ve 14 numaralı parseller olduğu belirtilmiş ise de, kadastro tutanaklarının tetkikinde ilgili tapu kaydının 14 numaralı parsele uygulandığı, 13 numaralı parselin belgesizden iktisap edildiği anlaşılmaktadır. Keza tapu kaydının şarken hark, ..., ..., ... ..., ...., ... ... ... okuduğu, ancak mahkemece yapılan keşifte hudutların tam olarak belirlenemediği, tapu kaydının sınırlarları itibariyle gayri sabit veya sabit hudutlu olup olmadığının anlaşılamadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı anlaşılamamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez....
Bu durmda, tapu kadastro çalışmalarından kaynaklanan yazım hatası bulunmadığına göre Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinin davada uygulama yeride bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, tapu kayıtlarındaki hatalı yazımın mahkeme kararından kaynaklanması, davacıların tapu kayıt maliki ...'nın mirasbırakanları ..., tapu kayıt malik ...'nın mirasbırakanları ... olduğunun tespitini talepler etmiş olmaları nedenleriyle, Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinin davada uygulama yeri olmadığı gibi davacıların davadan önce tapu müdürlüğüne yaptıkları başvurununda reddedildiği gözetildiğinde, mahkeme kararının bozulması ve işin esası hakkında inceleme yapılması gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluğun mahkeme kararının onanması yönündeki görüşüne katılamıyorum....