Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 22/03/2010 tarih ve 2010/ 630- 3598 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ davanın; orman kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, mülkiyet aktarımını gerektirir tapu iptali ve tescile ilişkin olmadığından 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı açıklandıktan sonra, mahkemece işin esasına girilerek, yöntemine uygun biçimde orman araştırması yapılıp taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi ve orman kadastrosuna itiraz davalarına bakan kadastro mahkemelerinin orman sınırı içinde kalan taşınmazların tapu kaydını iptal etme yetkisinin bulunmadığının düşünülmesi..." gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmiştir....

    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli 152 ada 95, 98, 99, 107 ve 108 parsel sayılı taşınmazların tamamın 152 ada 101 parselin ise bir bölümünün orman sayılan, 152 da 102 ve 104 parsellerin tamamen, 152 ada 101 parselin ise kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, ancak dayanak tapu kaydının değişir sınırlı olduğu, 13.785m2 miktarlı tapu kaydının miktarından fazlasıyla dava dışı 152 ada 51 parsel sayılı taşınmaza uygulandığı ve bu taşınmazın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/210-2002/295 sayılı kararı ile davacılar adlarına tescil edildiği, kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açılarak kazanıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu vardır. Dava, tapu dayalı olarak 10 yıl içinde açılan orman kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil niteliğindedir....

      Dava, tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içerisinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali tescil davası olduğuna göre dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsayıp kapsamadığının yöntemince saptanması gerekir. Şöyle ki; 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasa ile değişik 11/1. maddesi gereğince tapu kaydına dayalı olarak 10 yıl içersinde orman kadastrosuna itiraz veya tapu iptali tescil davası açma olanağı vardır....

        Somut olayda, davacının, 206 ada 16 parsel sayılı taşınmazın (eski 1701 parsel) yol ve inşaat sahası içerisinde kalan ekli planlarda boyanarak gösterilen kısımlarının 22/2-a madde çalışmalarında özel mülk olarak tahdit ve tespit edildiği iddiasıyla, yapılan sınırlandırmanın iptali ile yola terkinine karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzenlemelerin sağlanmasıdır. Uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda, uygulama kadastrosunun, yöntemine uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesine ilişkin itirazlar gündeme getirilebilir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise; "...dava konusu yerde 3402 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca uygulama çalışması yapıldığından, dava da uygulama kadastrosunun askı süresi içinde açıldığından davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı OrmanYönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu işlemine itiraz süresi içinde açılan ... savına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

            Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup, tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....

            on yıllık hak düşürücü sürenin bertaraf edilmesi ve kanunun dolanılması anlamına geldiğini, tesis kadastrosuna karşı on yıllık hak düşürücü süre içerisinde itiraz etmeyen davacı tarafın yenileme kadastrosuna itiraz ederek aynı sonucu elde etmeye çalıştığını, dinlenme olanağı bulunmayan davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka, kanunlara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemenin on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesine rağmen tapu iptali ve tescil kararı veremeyeceğini, zira yenileme kadastrosunun iptali halinde ilk tesis kadastrosundaki sınırların yeniden geçerli hale geleceğini, dolayısıyla tesis ve yenileme dışında üçüncü bir sınır tespit edilemeyeceğini, ayrıca davacı tarafın dava konusu taşınmazda hissedar olduğunu, davacı ile diğer hissedarlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, hal böyle olunca mahkemece davacı tarafa diğer hissedarların muvafakatini alması için süre vermesi ve sonucuna göre yargılamaya devam etmesi gerektiğini, sadece tek bir hissedar tarafından...

            Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.11.1990 gün 2405 sayılı Yazası Kadastro Müdürünün 07.11.1990 tarihli yazısı ve ve Tescil Beyannamesi dayanak gösterilerek 12.11.1990 tarihinde tescil nedeni “orman kadastrosu” olduğu belirtilerek yolsuz olarak tapuya tescil edilen ... köyü, 239 parsel sayılı 80.000 m2 yüzölçümlü ... ... Özel Ormanı’na, 240 parsel sayılı 70.000 m2 yüzölçümlü ... Özel Ormanı’na, 241 parsel sayılı 25.000 m2 yüzölçümlü ... Özel Ormanı’na ait tapu kayıtlarının iptalini ve Hazine adına tescilini istediği, Orman Yönetiminin 239, 240, 241 sayılı parseller hakkında Asliye (1) Hukuk Mahkemesinde açtığı davaların 16.07.1997 tarihinde reddine karar verildiği ve kararların 20....

              GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca açılan uygulama kadastrosuna itiraz istemi ile birlikte el atmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı; teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı; mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....

              Davanın devamı sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışmalarının yapılarak ilan edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü anlaşıldığından, asliye hukuk mahkemesince 11/09/2013 tarihli ara kararı ile tapu iptali ve tescil istemi yönünden davanın tefrik edilmesine karar verilerek, yargılamaya orman kadastrosuna itiraz davası yönünden devam edilmiş, orman kadastrosuna itiraz davasında mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve kararın kesinleşmesi sonrasında dosya Amasya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu