Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6831 sayılı Orman Yasasının 1744 sayılı Yasa ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa ”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte...
Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu davacının 187 ada 1 parseli dava ettiği belirlenmiştir. Mahkemece davanın reddine, 155 ada 6 sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 22.10.1947 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece yapılan keşif sonucu davacının 155 ada 6 parselin güneyinde bulunan 187 ada 1 sayılı 2/B parselini dava ettiği belirlendiği halde, mahkemece davaya konu olmayan 155 ada 6 parsel hakkında hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmaz başında fen bilirkişi yardımıyla keşif yapılmış, dava edilen ve bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4976,78 m2 yüzölçümlü taşınmazın 230 ada 4 nolu orman parseli içinde kaldığı ve tesbitinin 03.02.1998 tarihinde kesinleştiği anlaşılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, 30/12/1997 ilâ 02/02/1998 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.11.2010 gün ve 13771-13651 sayılı bozma kararında özetle: "Yağmurlar köyünde bulunan ve 101 ada 1 parsel sayılı orman parseli içinde bırakılan (B)=8822 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmişse de, bu bölümün memleket haritasındaki konumunun, davası reddedilen ve orman olarak tesciline karar verilen (A) bölümü ile aynı olduğu ve ayrıca 5304 sayılı Yasa uyarınca yapılan orman kadastrosunun kesinleştiği, genel mahkemede artık zilyetlik iddiasıyla dava açılamayacağı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Bozmaya uyularak yapılan keşifte davacıların dayandığı tapu kaydının dava konusu parseli kapsadığı, müdahil davacıların dayandığı 502 ve 503 parsellere uygulanan tapu kaydının 720 parseli hudut olarak kapsadığı miktarı olarak kapsamadığı ve 720 parselin tahdit dışında kalan bölümünün dahi yüksek eğimde üzerinde kızılçam, pırnal meşesi, sakız çalısı ile kaplı eylemli orman sayılan yerlerden olduğu saptanmıştır. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacılar Naime Uran ve arkadaşlarının davasının H.M.U.K.'nun 409/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, müdahil davacıların davalarının reddine, müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulüne, Düzce köyü 720 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı tarla vasfının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm müdahil davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Çekişmeli taşınmazın sınırında ... ada ... sayılı orman parseli bulunduğu, Hazinenin davada taraf olup, orman iddiasında bulunduğu gözetildiğinde davada orman araştırması yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesi ve 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinin 1. fıkrasına göre kesinleşen orman kadastrosunun iptalini ancak tapulu taşınmazlar yönünden tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde isteyebileceği, zilyetliğe dayanılarak iptal istenemeyeceği gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosu sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilen orman parselinin zilyetliğe dayalı olarak tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılarak 04.02.2008’de kesinleşmiştir....
İdaresi tarafından tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki dava açıldığından ve bozma ilamında da 6831 sayılı Kanun’un 11/5.maddesi gereğince Orman İdaresinin eylemli orman niteliğindeki yerlerin orman olarak tahsisini Hazineden idari yolla talep edebileceği gibi dava yolu ile de ileri sürebileceği vurgulandığından, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken orman olduğunun tespiti ile yetinilmesi doğru değildir. Bunun yanında karar tarihinden önce 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesinde, Orman Genel Müdürlüğünün, 02.07.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaf olduğu belirtilmiş olup, anılan Kanun hükmü karşısında davacı ......
İdaresi tarafından tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki dava açıldığından ve bozma ilamında da 6831 sayılı Kanun’un 11/5.maddesi gereğince Orman İdaresinin eylemli orman niteliğindeki yerlerin orman olarak tahsisini Hazineden idari yolla talep edebileceği gibi dava yolu ile de ileri sürebileceği vurgulandığından, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken orman olduğunun tespiti ile yetinilmesi doğru değildir. Bunun yanında karar tarihinden önce 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesinde, Orman Genel Müdürlüğünün, 02.07.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaf olduğu belirtilmiş olup, anılan Kanun hükmü karşısında davacı ......
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle: Dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş olduğu halde Hazineye husumetin yöneltilmediği Hazinenin davaya dahil edilmesi gerektiği; kabule göre de (B) harfi ile gösterilen bölümün dört tarafının orman parseli ile çevrili olduğu, bir sınırından köy yolu geçiyor olsa dahi bu yolun Devlet karayolu niteliğinde olmaması nedeniyle yol olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı göz ardı edilerek bu kısmın orman içi açıklık olduğu hususunun değerlendirilmemesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulması sonrası taşınmazın orman içi açıklık olduğu, orman içi açıklıkların ise zilyetlikle elde edilmelerinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....