Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

    Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

      Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

        Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

          Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalıların temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

              Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

                Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

                  Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

                    Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu