Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

madde uygulaması bağlamında kadastral çalışmalar yapıldığını, bu çalışmalar sonucunda 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olmadığı, orman vasfını kaybettiği, 2B madde uygulamasına konu yapılabileceğinin tespit edildiğini, ancak 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın 2B madde uygulamasına konu yapılamayacağını, çünkü bu alanın halen orman vasfını haiz olduğunu, 1956, 1957, 1986 ve 2005 tarihli memleket haritalarına göre belirtilen alanda meşe baltalığının gözüktüğünü, uydu görüntülerinde hiçbir kullanımın olmadığının açıkça belli olduğunu, davaya konu yapılan bu alanın 2B parselinden çıkarılarak orman olarak bırakılması gerektiğini, beyanla, 62 nolu orman kadastro komisyon başkanlığı tarafından Şırnak ili, Güçlükonak ilçesi, Çevrimli köyünde kain 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki P.I. ile gösterilen kısmın orman vasfını haiz olmadığından bahisle 2B çalışmasına konu yapılabileceğine dair yapılan tespite itirazlarının kabulünü, bu kısmın orman vasfı...

Madde gereği orman kadastrosu yapıldığı ve askı ilanının 2015 yılında yapılarak kesinleşmesi halinde askı ilan süresi sonrasında tapu iptal ve tescil talebi ile açılan davada Kadastro Mahkemesinin görevli olmayacağı, buna karşılık davacının sadece yörede 2018 yılında yapılan 2/B madde uygulamasına itiraz ettiği ve böylelikle taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması isteminde bulunduğu belirlendiği takdirde davanın yörede yapılan 2/B madde uygulamasının askı ilan süresi içinde açıldığı gözetildiğinde bu yönden Kadastro mahkemesinin görevli olacağı anlaşılmakla davacının aynı mahkemece incelenmeyecek talepleri konusunda orman kadastrosunun ve oluştu ise tapu kaydının iptali ve tescil istemi hakkında işin esasına girilerek karar verilmesi yerinde olmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... YÖNETİMİ, dava konusu ... MAHALLESİ, 161 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, orman sayılan yerlerden olduğunu, 82 numaralı orman kadastro komisyonunca yapılan ve 15/08/2002 tarihinde ilan edilen 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına karşı Orman Bakanlığı tarafından Orman Genel Müdürlüğü aleyhine dava açıldığını, Kıbrıscık Kadastro Mahkemesinin 18/3/2003 gün ve 2003/3-10 sayılı karar ile, dava konusu taşınmaz hakkındaki 6831 Sayılı Yasanın 2B madde uygulaması iptali edilerek, orman sınırları içerisine alındığını, kararın Yargıtay 20....

    Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli 131 ada 3 parsel sayılı taşınmazın içinde bulunduğu 2/B parselinin, Kemer Kadastro Mahkemesi’nin 1994/1085-2002/16 Esas, Karar sayılı ilamı ile iptal edilen 2/B parseli olup olmadığı yönünde araştırma yapılması, çekişmeli taşınmazın mahkeme kararıyla iptal edilen ve orman olarak tescil edilen 2/B parseli içinde kaldığının anlaşılması halinde kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kaydının geçerli olmayacağının düşünülmesi, aksi halde taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılma işlemi kesinleştiğinden sadece eylemli orman olduğu saptandığı takdirde Orman İdaresinin davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ... İdaresinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik davasının reddine, el atmanın önlenmesi ve kal istemlerine yönelik davası hakkında feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ......

      Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın içinde bulunduğu 2/B parselinin, Kemer Kadastro Mahkemesi’nin 1994/1085-2002/16 Esas, Karar sayılı ilamı ile iptal edilen 2/B parseli olup olmadığı yönünde araştırma yapılması, çekişmeli taşınmazın mahkeme kararıyla iptal edilen ve orman olarak tescil edilen 2/B parseli içinde kaldığının anlaşılması halinde kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kaydının geçerli olmayacağının düşünülmesi, aksi halde taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılma işlemi kesinleştiğinden sadece eylemli orman olduğu saptandığı takdirde Orman İdaresinin davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı ... İdaresinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik davasının reddine, el atmanın önlenmesi ve kal istemlerine yönelik davası hakkında feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ......

        Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

          Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

              Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

                Bu nedenlerle; mahkemenin, 2. madde çalışmalarının kesinleştiği ve hakdüşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davacıların orman kadastrosunu iptal ettirme imkanlarının bulunmadığı, 2/B madde uygulamasına konu olsa bile bir yerin orman sınırı dışına çıkarılması için de yönetimi zorlayıcı dava açma hakkının bulunmadığı yönündeki her iki gerekçesi de doğrudur. Bundan ayrı olarak davacı taraf taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürmüşse de dava konusu taşınmaz, 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydı yasal değerini yitirmiştir. Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz....

                  UYAP Entegrasyonu