İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerin muris Pembe Zengin'in mirasçıları olduğu, murisin dava konusu parsellerde hak sahibi olmasın rağmen taşınmazların orman tahdidi içine alındığını, taşınmazlarına el konulmasına rağmen herhangi bir bedel ödenmediğini, taşınmazların 2016 yılında orman tahdidinden çıkarıldığını, 6292 sayılı yasa kapsamında idariye yapmış oldukları bedelsiz iade başvurusunun reddedildiğini, müvekkillerinin taşınmazlarının orman tahdidi içine alınması sebebiyle tazminat ödenmesi gerektiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: Tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı mülkiyetin tesbiti davası (1997/527-165) ve yine Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde Belediye, Orman Yönetimi ve Hazine arasında görülen tapu iptali tescil davalarında (1997/243-397) taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğuna ve orman kadastrosu yoluyla oluşan 3586 sayılı parsel tapusunun geçerli esasa dayandığından mükerrer olarak oluşan 3289 sayılı parsel ve gittilerinin tapu kayıtlarının iptaline karar verildiği, böylece orman kadastrosu sonucu Hazine adına orman niteliğiyle oluşturulan 3586 sayılı parselin tapu kaydının geçerliliğini koruduğu, askı ilan süresi içinde ... ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Orman Yönetimine husumet yönelterek dava konuusu parselin niteliğinin değiştirilmesi amacıyla açılan ve Belediyenin de katıldığı Kadastro Mahkemesinin 1996/63 sayılı davasının reddine dair verilen kararın 20....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında belgesizden davalı adına tespit edildiği, 1945 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alınarak 1996 yılında yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulamasında 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğinin yitirilmiş olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, yörede yapılan makiye ayırma işlemi yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından geçerli sayılamayacağı, öncesi orman olan taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği (H.G.K. 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 sayılı kararı) bu tür taşınmazların Hazine adına tescil edilmesinde 2924 Sayılı Yasanın 3. maddesi hükümlerine göre yasal zorunluluk bulunduğu ve H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün 1-419/528 sayılı kararında belirtildiği gibi hiçbir...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında belgesizden davalı adına tespit edildiği, 1945 yılında yapılan orman kadastrosunda (B) bölümünün orman sınırları içine alınarak 1996 yılında yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulamasında 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğinin yitirilmiş olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, yörede yapılan makiye ayırma işlemi yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından geçerli sayılamayacağı, öncesi orman olan taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği (H.G.K.'...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazların ... bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E), (F) ve (G) ile işaretlenen bölümler olduğu, bunlardan (A) ve (B) bölümlerinin 2/B sahasında, (C) ve (D) bölümlerinin orman sahasında kaldığı ve dava tarafından 1975 yılında yapılan orman kadastrosuna ve 1989 yılında yapılan 2/B uygulamasına itiraz edilmemesi nedeniyle bu çalışmaların kesinleştiği, (F) bölümünün de yine orman alanı içinde kaldığı, davacının tutunduğu Ekim 1947 tarih 7 nolu sicilden gelen Haziran 1952 tarih 31 ve 34 numaralı tapu kayıtlarının 4785 Sayılı Yasa karşısında yasal değerinin bulunmadığı, (E)=394 m2 bölümünün 101 ada 36 parsel içinde, G=148 m2 bölümünün ise 101 ada 34 parseli içinde kaldığı, ancak paftada yol olarak gösterildiği bu bölümler hakkında davacı tarafından tapu malikleri hasım gösterilerek açılacak tapu iptali ve tescil davasında tapu kaydının taşınmazları uyup uymadığının tartışılıp değerlendirileceği gözönünde bulundurularak...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1973 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 2005 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2B madde uygulaması ile, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve ... bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, ve işleminin kesinleştiği, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı...
(e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 Sayılı kararı ve H.G.K.'...
Dairenin bozma kararında özetle; "yörede yapılan makiye ayırma işleminin geçerli olmadığı, taşınmazın öncesinin tapuda kayıtlı Devlet Ormanı olup, kadastro sırasında bu kesinleşen orman kadastro sonucu oluşturulan tapu kaydı revizyon gösterilerek 1081 sayılı parselin tesbit tutanağı düzenlendiği kişilerin açtığı dava sonucu 1951 yılında yapılan maki işlemine değer verilmeyerek hükmen orman tapu kaydı oluşturulduğu, davacıların tutunduğu tapu kaydının orman parseli içinde ... tevzi yoluyla oluşmuşsa da 4753 Sayılı Yasada ormanların tevzi edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından ... tevzi tapusunun yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu gibi, 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin bir kısım hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerinin de 5403 Sayılı Yasa ile tamamen yürürlükten kaldırıldığı, öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle 1988 yılında Hazine adına orman dışına çıkartılmasının yasaya uygun olduğundan, davanın reddine karar verilmesi...
Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez.Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan ve seri dosya niteliğinde bulunan dosyalarda davanın önemi ve değeri, vekilin sarf ettiği emek ve mesai dikkate alındığında mahkemece davalı vekilleri lehine, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 31. maddesi hükümleri gözönönünde bulundurularak vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....