Yani katılma rejiminde; eşlere tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 236/1, 239/1 maddeleri). Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır. Açıklandığı gibi davacı kocanın evlilik birliğinde edinilen mallarla ilgili olarak davalı kadından ayın isteme hakkı bulunmayıp değer artış payı veya katılma alacağı istemesi mümkündür. Bu açıklamalar karşısında mahkemece davacının tapu iptali ve tescille ilgili talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması da doğru değildir. Ancak, davacı tarafın tapu iptali ve tescil isteğinin yanında terditli olarak değer artış payı ve katılma alacağını içeren isteğinin de bulunduğu anlaşılmaktadır....
Gerek 01.01.2002 öncesi mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı ve gerekse 01.01.2002 sonrası edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağına ilişkin istekler bakımından 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararı uyarınca ayın (mülkiyet) istenemez. Gerek katkı payı ve gerekse katılma alacağı davalarında istenebilecek hak; kural olarak şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır. Mahkemece; taşınmazın davacı ve davalı tarafından henüz boşanma gerçekleşmeden önce müştereken edinildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın davalı adına tapu kaydının ½ oranında iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; yukarıda bahsedilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Daire ilke ve uygulamaları gereğince bu karara katılma imkanı yoktur....
oranında katılma alacağı hakkı olduğu, bilirkişi tarafından belirlenen sürüm değerine göre davalı - birleşen dava davacısının katılma alacağı hesaplandığını anlaşılmakla birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada aldırılan bilirkişi raporlarının içeriği ve varılan sonucun hükme esas alınabilecek nitelikte görüldüğünden, tüm dosya kapsamı,bilirkişi raporları ve trafik ve tapu kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 08.04.2013 tarihi itibari ile sona erdiği, yargılama çerçevesinde taşınmazın ve aracın değeri ve katkı payı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama uygun bulunduğundan rapor doğrultusunda katılma alacağı taleplerinin kabulüne karar verildiği, davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hakkının kişisel bir hak niteliğindeki alacak hakkı olup ayın (mülkiyet) istenemeyeceğinden, davacı vekilinin tapu iptali yönündeki taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile davacının tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, davacının katılma alacağı talepleri yönünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ...ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair .... Aile Mahkemesinden verilen 31.05.2011 gün ve 248/698 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 2001 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 686 ada 1 parsel (1941 ada 1 parsel) üzerindeki 7 nolu bağımsız bölüm üzerinde katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak tapu kaydının iptaliyle 1/2 oranında vekil edeni adına tapuya tescilini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 20.02.2008 tarihli ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzerine 25.000 TL alacağın davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taşınmazın alınmasına ve edinilmesine davacının hiçbir katkısı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil (6098 sayılı TBK.m.19) ile edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazdan kaynaklanan TMK’nun 202, 219, 229, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Somut olaydaki; Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarının amacı, elden çıkartılan taşınmazın (malların) kayıt maliki eş'e döndürülmesi ve mal rejimi davalarında alınacak karar ile hüküm altına alınan alacağın tahsilatını kolayca sağlamaya yönelik bulunduğundan davacıların bu tür davaları açmakta hukuki yararları bulunmaktadır. Taraflar 19.04.1999 tarihinde evlenmiş, 11.06.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 28.04.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır....
Mahkemece, dava konusu meskenin rayiç değerinin 80.000 TL, bu meskene ilişkin kredi borcunun ise 82.831,43 TL olduğu, mal rejiminin tasfiyesi gereğince davacı eşin katılma alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak, mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallar üzerinde karşılıklı katılma ya da katkı alacak hakları vardır. Eşlerden birine ait edinilmiş mallarda, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, alacaklı eşe tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir alacak hakkıdır (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Ancak, borçlu eş isterse borcunu ayın olarak ödeme hakkına sahiptir(TMK 239/1). Somut olayda, davalı eş ayın ödeme tercihinde bulunmadığından davacının iptal ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Gerek mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önce ve gerekse yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu sonraki dönemde, eşlerin birbirinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakları, ayni hak olmayıp şahsi hakka dayalı alacak (şahsi hak) hakkıdır. Yani her iki durumda da malın kendisi değil, mala yapılan katkı payı alacağı veya edinilmiş mallara yapılan katılma alacağı istenebilir (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Somut olayda; davacı eş vekili, şahsi hak niteliğindeki alacak isteğinde bulunmaksızın, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptaliyle ½ oranında tescili isteğinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek tapu iptali ile tescil isteği hakkında kabul kararının verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ve mal rejimine dayalı alacak ... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve mal rejimine dayalı alacak davasının reddine dair Edremit 2....
katkı payı alacağı ve değer artış alacağı olan şimdilik 78.000,00- TL.nin müvekkile aidiyetinin tespitinin, mal rejimi tasfiyesine, ortak malların katılma rejimine göre paylaştırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....