Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim, davacıların dava konusu yaptıkları taşınmazın neresi olduğu somut şekilde belirlenmeden, hükme esas teşkil edecek kayıt ve belgeler getirtilmeden, dayanılan kayıt ile belgeler arasındaki bağlantı değerlendirilmeden ve anılan belgelerde ismi geçen kişilerin davacıların miras bırakanı Mustafa Uzer olup olmadığı şüpheye yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, çekişmeli taşınmazın Hazine’ye intikal tarihinde davacıların murisi Mustafa’nın Türk vatandaşı olup olmadığının da usulünce araştırılmadığı açıktır....

Davaya konu olayda mülkiyet ilişkisi kalmadığından tapu kaydındaki kimlik bilgileri düzeltilemeyen murisin mirasçılarının kamulaştırma bedelini alabilmeleri için mahkemece dava konusu taşınmazların kamulaştırma işleminden önceki tapu maliki "... oğlu ... ...'' ile davacının murisi ... oğlu ...'ün aynı kişi olduğunun tespitine" şeklinde bir karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Somut olayda kayyım atamasına konu İzmir ili, Tire ilçesi, Boynuyoğun mahallesi, 158 ada 2 parsel (eski 473) sayılı taşınmaza ait tapu kütük sayfası incelendiğinde kayıt malikinin T2 mirasçıları olduğu, davacıların T2 Kocakal'ın mirasçıları olduklarını ifade ederek kayyımlık kararının kaldırılmasını talep ettiği, ne var ki tapu kayıt maliki T2 mirasçıları ile talep edenlerin aynı kişi olduklarının tespitine dair bir mahkeme hükmü olmadığı gibi mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığı davacılara tespit davası açmak üzere süre verilmediği, kayyım atanmasına ilişkin davada Yargıtay 8 HD'nin 2017/5959 esas, 2017/13858 karar sayılı ilamıyla bu hususun bozma nedeni yapıldığı da gözetilerek, kayyım atanan kişi ile davacıların murisinin aynı kişi olup olmadığının tespit edilmesi, resen araştırma ilkesi dikkate alınarak mülkiyet aktarımına neden olmayacak şekilde yöntemine uygun araştırma ve inceleme yapılması, gerektiğinde davacılara bu konuda tespit davası açmak üzere yetki ve süre verilmesi...

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... ...’in davasının sıfat yokluğu nedeniyle reddine, diğer davacılar ... ve müştereklerinin davalarının kabulü ile, çekişmeli 150 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ... ve müşterekleri ile davalı ... adına hükümde gösterilen pay oranlarıyla adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1) Davalı ... vekilinini temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, kadastrodan önceki haklara dayanan, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu kayıt malikine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda çekişmeli taşınmaz, davalı ... adına kayıtlı olup, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ...’nın tapu kayıt maliki olmadığına göre eldeki davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....

      C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapu kaydında aynı kişi olduğunun tespiti davalarında idareye başvuru zorunluluğunun bulunmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu kayıt maliki ile aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile aynı kişi olduğu iddia edilenin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

      den intikal ettiğini ileri sürdükleri, nitekim yukarıdaki paragraflarda yer verilen önceki bozma ilamında da bu hususa işaret edildiği ve mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de; davalı kayıt maliklerinin de ... mirasçıları oldukları gözetildiğinde davacıların payları oranında taşınmazın tapu kaydının iptali ile kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tapu kaydının tamamının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. VI. KARAR Davalı ...'...

        dosya arasına alındığı, fen bilirkişisi raporu ile mahalli bilirkişilerin beyanları birlikte değerlendirildiğinde; dayanak tapu kayıtlarının zeminde uygulanması açısından raporda değinilen tespitler ile mahalli bilirkişi beyanları uyumlu olduğu, davacı ... ve arkadaşlarının dayanak tapu kayıtlarını ve tedavüllerini keşif esnasında elde edilen bilirkişi beyanlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, davacıların dayanağı olan tapu kaydının mahalli bilirkişi beyanları hudutlar ve mevki adı yönünden uyum içerisinde olduğu, fen bilirkişisi raporundaki tespite göre de davacılara ait Mart 1290 tarihli ve 137 sıra numaralı kök tapu kaydı ile tedavülleri olan T.evvel 1930 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı ve 04.02.1966 tarihli ve 11 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu edilen yerlerle uyumlu olduğu, davalılar Maliye Hazinesi, ... ve asli müdahillerin dayanağı olan Recep 1284 tarihli ve D.8 Y.124 sıra numaralı kök tapu kaydı ile gittisi 12.02.1963 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı ayrıca...

          Müdürlüğü vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava konusu ... mahallesi; 1347, 1368, 1372, 1367, 1419, 1414, 1416, 1421,14253,1425,1373,1377,1350,1344,1411,1413,1366,1410/A,1412/A,1415/A,1417/A,1418/A,1422/A parsel sayılı taşınmazlarda hisse sahibi olan tapu kayıt maliki ... ... ile davacıların murisleri ...'nın aynı kişiler olup olmadığı kesin olarak anlaşılmamaktadır. Tapu maliki ... ... ile davacıların murisleri ...'nın aynı kişiler olup olmadığı, Tapu ve Nüfus Müdürlüklerinden araştırılarak ve varsa taraflardan delilleri sorulup (nüfus kaydı, tapuda isim düzeltme kararı, kadastro tutanağı vb.) taraflardan istenip temin edilerek gerekiyorsa tapu kayıtları düzeltildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

              Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

                UYAP Entegrasyonu