Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca; mahkemece; öncelikle; çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanak kayıtları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilmeli, tapu kaydına dayanan tarafın dayandığı tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren titizlikle yapılacak inceleme sonucu (gerektiğinde bu konudaki ihmalin suç teşkil edebileceği ihtar edilerek) tüm geldi ve gittileri ile birlikte tüm maliklerini gösterecek ve açıkta pay kalmayacak biçimde ve varsa haritasıyla birlikte getirtilmeli; bundan sonra dayanak tapu kayıt malikleri ile dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde bu kayıtlara istinaden hak iddia edenler arasında akdi veya ırsi ilişki bulunup bulunmadığı öncelikle ve kesin olarak belirlenmeli, bu bağlamda; tapu kaydına dayanan tarafın kayıt maliki ya da malikleri ile akdi-ırsi ilişkisi açıkça sorulup kesin olarak saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki ya da maliklerinin tüm...

Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/530 Esas sayılı dosyasının mevcut olduğunu, aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması şeklinde sayılan dava şartları arasında derderstliğin bulunduğunu, bu itibarla derdestlik itirazında bulunduklarını, esasa yönelik itirazlarında ise davacıların tapu kayıt maliki Şeyh Mahmut oğlu Şeyh T1 mirasçıları olduklarını usulen kanıtlamaları gerektiğini, varsa diğer mirasçıların da davaya dahil edilmeleri gerektiğini, bunun yanında Osmanlı kaydında malik görünen Şeyh T1 ile davacıların murisi şeyh Süleyman'ın aynı kişi olduğunun davacı yanca kanıtlanması gerektiğini, dava konusu tapuların dava konusu taşınmazla bir ilgisi bulunmadığını, dava dayanağı belgelerin tapu kaydı niteliğinde olmadığını, yoklama defteri kayıtları olduğunu, bunların herhangi bir hukuki değerinin bulunmadığını, davaya dayanak tapular geçerli olsalar bile bu tapuların gerek Hatay Devletinin kuruluşu ve gerekse Türkiye Cumhuriyetine katılmasından sonra kadastro ile yenilenmediğinden...

    Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

      Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapu maliki ...’nın davacının murisi ... olduğu, taşınmazın irsen intikal ile davacı tarafa geçtiği, davacı ve murislerinin satın aldıkları tarihten itibaren zilyet bulundukları kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Yargılama sırasında ölen davacı ..., 30.10.1934 tarih ve 5 sıra numaralı 59 ağaç zeytinli ve tesisi 24.4.1933 tarih ve 52 sıra numaralı iskanen oluşan tapu kaydına dayanmıştır. 30.10.1934 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydında 189 hissesi ... Köyünden ... ve 27 hissesi ... Köyünden ... oğlu ... adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tapu maliklerinden ...’nin kök murisi ... olduğunu, taksimen annesi ...’ya ondanda kendisine intikal ettiğini iddia ederek, murisi 1936 yılında ölen ...’ün veraset ilamını ibraz etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Davacının dayandığı Teşrin evvel 1318 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı ile ipotek kaydındaki tapunun tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin, tapu kaydı krokiye bağlanmışsa krokisinin, Tapu Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı'ndan sorularak getirtilmesi, tapu kaydı revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların tutanak örnekleri ile tapu kayıtlarının getirtilerek dosya içerisine konulması, 2- Davacının dayandığı, dosya arasında bulunan "ipotek kayıt örneği" başlıklı belgede yazılı taksitlerin davacıların kök murisi Hacı Murat Efendi Zade ... Efendi ya da ......

          Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması için yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapılması gerekirken, mahkemece sadece tanık beyanı ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan araştırmaya dayanılarak, nüfus müdürlüğünden yapılması gereken araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir. Mahkemece ilgili nüfus Müdürlüğünden, kayıt maliki “... oğlu ...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, “... oğlu ...” nun nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....

            Vatandaşı olarak nüfus kayıtlarında hakkında ölüm araştırması yapılan tapu malikinin oğlu ...........i'nin ölü olduğunun tespiti için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmaları için süre verilmeli, sonucu beklenmeli, toplanan ve toplanacak delillere göre davacıların tapu maliki olan kök muris Aleksi'nin yasal mirasçıları olduklarını kanıtlamaları halinde mirasçılık belgesi verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davalı ...'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece kayıt maliki ...’nın kim olduğunun bilinmediği ve davacıların 20 yılı aşan zilyetliklerinin bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, dosyada bulunan tapu kayıtlarına göre kayıt maliki ...’nın tanınan ve bilinen kişi olduğu, TMK’nin 713/2. maddesinde yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' sebebine dayalı kazanma koşullarının gerçekleştiğini kabule olanak bulunmadığı, ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacıların yargılama sırasındaki beyanlarından, davacıların aynı zamanda TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı ''ölüm'' hukuki sebebine de dayandıkları, tapu kayıt malikinin ölümü belli ve mirasçıları mevcutsa, mirasçıları hasım gösterilerek davanın görülmesi, mirasçılarının mevcut olmaması ve mirasının TMK'nin 501. maddesine göre Devlete kalması halinde Hazine hasım gösterilerek davaya devam edilmesi gerektiği, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Daire’nin 11.4.2016 tarihli ve 2014/22213...

                Davacılar, 2792 ada 93 ve 94 numaralı taşınmazlar maliki olan murislerinin tapuda “isai oğlu ...” isminin “... oğlu ... ” olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Az yukarıda da açıklandığı üzere, kayıt düzeltme davalarının kaynağını kadastro tespiti yada tapuya tescili arasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim ve baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda yanlış yada hatalı yazılımı olmuştur. Bu istemin kabulü halinde; taşınmazın malik hanesinde adı geçen kişinin kimlik bilgilerinin isminin kayda yazılması isteminin kişinin nüfus bilgilerinin uygun olarak düzeltilerek kayıtlar arasındaki uygunluğun sağlanması gerekir. Eldeki davada yapılan araştırma ve inceleme sonucu kayıt malikinin davacıların murisi olduğu anlaşılmış ve davanın kabulüne karar verilmiş ise de hüküm kurulurken HUMK.nun 388 vd. maddelerine riayet edilmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu