İstanbul 2 ATM'ce verilen 29/05/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı gereğince alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuştur. Arnavutköy Dursunköy Mahallesi Ayvalı Dere 110 Ada 6 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde T1 lehine Fikret-Kuvvet Gürbüz hissesi yönünden, 05/07/2018 tarihi 16921 Yevmiye Nosu ile satış vaadi sözleşmesini şerh edildiği, Cihangir lehine Kuvvet Gürbüz hissesi yönünden, 12/07/2018 tarihli 17564 Yevmiye No ile satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2019/21536 sayılı haciz yazısı ile 31/05/2019 tarihinde 11308 Yevmiye No ile haciz şerhinin işlendiği görülmüştür. Dosyada tapu kayıt örneğinde taşınmazın T1 adına 08/11/2019 tarihinde T2 adına 08/11/2019 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Müdürlük 11/11/2019 tarihli kararında ihtiyati haciz uygulandığı, ihtiyati hacizin devam ettiği, müdürlüğün haciz kaldırma yetkisi bulunmadığından talebin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.4.2005 gününde verilen dilekçe ile tevdi mahalli tayini-şerhin kaldırılması istenmesi üzerine tensiple talebin reddine dair verilen 18.4.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu kaydındaki “davalıdır” şerhinin kaldırılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava dilekçesi mahkemenin D.İşler esasına kaydedilerek kaldırılması istenen şerh Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/240 Esasında dava konusu olduğundan istemin reddine karar verilmiş hükmü davacı temyiz etmiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere dava tapu kaydındaki şerhin kaldırılması talebine ilişkindir. Bu tür davalar mahkemelerin D.... esasına kaydedilerek evrak üzerinden incelenebilecek dava türlerinden değildir....
Arasındaki 12/06/2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 17/06/2008 tarihinde Muğla İli, Bodrum İlçesi, Türkbükü Mahallesi, 231 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerh edildiği, bu sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/194 Esas 2015/25 Karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, kararın 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği, anılan taşınmazdaki 1/3 hisseye 03/05/2011 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle haciz konulan hissenin takip borçlusu adına tapuya kayıtlı olduğu, davacı adına tescil işleminin 5 yıllık yasal süre içinde tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tapuya şerh edilmiş dahi olsa, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan bu şahsi hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerekir....
Temyiz Sebepleri Mahkemece hükme yeter inceleme ve araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiği, davacı vekilinin iddiasını ispatlamış olmasıyla ispat yükünün müvekkil idareye geçtiğinden bahisle müvekkil idarenin haciz işlemlerine dayanak olan bilgi ve belgeleri sunamadığından davanın kabulüne karar verildiğini ancak, mahkeme tarafından deliller toplanmadan, yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Bu şerh, Türk Medeni Kanunu'nun 1010. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne tâbidir. Mezkur maddede; "Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." denilmektedir. Somut olayda, davaya konu haciz işlemi 17/03/2003 tarihinde tapu kaydına işlenmiştir. İncelenen tapu kaydına göre haciz tarihi itibariyle taşınmazın 1/2 hissesi borçluya aittir. Haciz tarihinden sonra davacı ve diğer mirasçılar tarafından açılan dava neticesinde mahkemece verilen tapu iptal ve tescil kararına göre taşınmazın 1/4'er hissesi 31/10/2006 tarihinde davacı ve diğer mirasçılar adına tapuya tescil edilmiştir. Tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmaz, haciz şerhi birlikte 3. kişilere intikal etmiş bulunmaktadır. Bu durum, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucudur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.02.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin kaldırılması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki vasiyet şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin satın aldığı 25 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydındaki vasiyet şerhinin vasiyetin hükümsüz hale geldiğini belirterek kaldırılmasını istemiştir....
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki İsmail oğlu ... payındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki malik İsmail oğlu ... payı üzerindeki haciz şerhlerinin bu paydaş yönünden hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kamulaştırılan taşınmaz mal ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek binaya değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının .... paragrafındaki (işletilmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki paydaşlardan ... payı üzerindeki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ... payı üzerindeki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
Bu durumda mahkemece, mevcut haciz şerhleri ve diğer takyidatlarla ilgili kayıt ve belgelerle birlikte güncel tapu kayıtları ve icra takip dosyaları getirtilmek suretiyle tüm şerh lehtarlarının davaya dahil edilmesi ve savunmalarının alınması gerekir. Haciz lehtarlarının işlemlerinde kötüniyetli olduklarının anlaşılması halinde buna ilişkin takyidatlar kaldırılmalıdır. Haciz lehtarlarının işlemlerinde iyiniyetli olduklarının anlaşılması halinde ise davalının borçları sebebiyle taşınmaz üzerine takyidat konulduğu göz önünde bulundurularak davalıya bu takyidatların kaldırılması için süre verilmelidir. Davalı tarafından takyidatların kaldırılması halinde her türlü takyidattan ari bir şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilmelidir. Davalının takyidatları kaldırmaması halinde ise davacının ilk talebi olan bedel iadesine karar verilmesi gerekir."...