Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2022 NUMARASI : 2022/59 ESAS 2022/388 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydındaki Şerhin Terkini KARAR : Konya 1....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini davasıdır. Haciz kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İİK.nun 91 hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi TMK 1010 anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. TMK 1010 maddesi uyarınca haciz şerhi tapuya yazıldıktan sonra borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi veya sona ermesi halinde haczi koyan makamın yazısı ile ya da şerh lehdarının talebi ile terkin edilebilir....

İstanbul 2 ATM'ce verilen 29/05/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı gereğince alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuştur. Arnavutköy Dursunköy Mahallesi Ayvalı Dere 110 Ada 6 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde T1 lehine Fikret-Kuvvet Gürbüz hissesi yönünden, 05/07/2018 tarihi 16921 Yevmiye Nosu ile satış vaadi sözleşmesini şerh edildiği, Cihangir lehine Kuvvet Gürbüz hissesi yönünden, 12/07/2018 tarihli 17564 Yevmiye No ile satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2019/21536 sayılı haciz yazısı ile 31/05/2019 tarihinde 11308 Yevmiye No ile haciz şerhinin işlendiği görülmüştür. Dosyada tapu kayıt örneğinde taşınmazın T1 adına 08/11/2019 tarihinde T2 adına 08/11/2019 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Müdürlük 11/11/2019 tarihli kararında ihtiyati haciz uygulandığı, ihtiyati hacizin devam ettiği, müdürlüğün haciz kaldırma yetkisi bulunmadığından talebin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Yönetimi tarafından haciz şerhinin kaldırılması talebine ilişkin olarak temyiz edilmektedir. Dava, tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve tapu kaydındaki haciz kaydının silinmesine ilişkindir. Yörede 1949 yılında yapılan orman kadastro çalışması ile 1973 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda "davanın kabulü ile, ... İlçesi, ... Köyü 1032 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline, davalının bu bölüm üzerindeki müdahalesinin men’ine, İ.İ.Y.’ nın 28.maddesi uyarınca hüküm özetinin ... Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, 08.09.2004 tarih 4493 yevmiye numaralı 3761,383,560.-TL bedelin 01.10.2004 tarih 4831 yevmiye numaralı 4.634.595.200.-TL bedelli ... ......

    Arasındaki 12/06/2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 17/06/2008 tarihinde Muğla İli, Bodrum İlçesi, Türkbükü Mahallesi, 231 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerh edildiği, bu sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/194 Esas 2015/25 Karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, kararın 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği, anılan taşınmazdaki 1/3 hisseye 03/05/2011 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle haciz konulan hissenin takip borçlusu adına tapuya kayıtlı olduğu, davacı adına tescil işleminin 5 yıllık yasal süre içinde tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tapuya şerh edilmiş dahi olsa, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan bu şahsi hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerekir....

    İcra ve İflas Kanunun 28. maddesi "taşınmaz davalarında davacının lehine hüküm verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hükmün tefhimi ile beraber hulasasını tapu sicili dairesine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan taşınmazın kaydına şerh verir. Bu şerh, Türk Medeni Kanununun 1010 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmüne tâbidir. Taşınmaz davası üzerine verilen karar ileride davacının aleyhine kesinleşirse mahkeme, derhal bu hükmün hulasasını da tapu sicili dairesine bildirir" hükmünü içermektedir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İİK'nın 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.4.2005 gününde verilen dilekçe ile tevdi mahalli tayini-şerhin kaldırılması istenmesi üzerine tensiple talebin reddine dair verilen 18.4.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu kaydındaki “davalıdır” şerhinin kaldırılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava dilekçesi mahkemenin D.İşler esasına kaydedilerek kaldırılması istenen şerh Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/240 Esasında dava konusu olduğundan istemin reddine karar verilmiş hükmü davacı temyiz etmiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere dava tapu kaydındaki şerhin kaldırılması talebine ilişkindir. Bu tür davalar mahkemelerin D.... esasına kaydedilerek evrak üzerinden incelenebilecek dava türlerinden değildir....

        Bu şerh, Türk Medeni Kanunu'nun 1010. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne tâbidir. Mezkur maddede; "Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." denilmektedir. Somut olayda, davaya konu haciz işlemi 17/03/2003 tarihinde tapu kaydına işlenmiştir. İncelenen tapu kaydına göre haciz tarihi itibariyle taşınmazın 1/2 hissesi borçluya aittir. Haciz tarihinden sonra davacı ve diğer mirasçılar tarafından açılan dava neticesinde mahkemece verilen tapu iptal ve tescil kararına göre taşınmazın 1/4'er hissesi 31/10/2006 tarihinde davacı ve diğer mirasçılar adına tapuya tescil edilmiştir. Tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmaz, haciz şerhi birlikte 3. kişilere intikal etmiş bulunmaktadır. Bu durum, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucudur....

          devam edeceği hususu göz önünde bulundurulduğunda, davaya konu olayda olduğu gibi, inşaat sözleşmesine ilişkin tapu kaydında hiç bir şerh olmadığı durumda, bu taşınmaz üzerine işlenen ipotek ve haciz şerhlerinin evleviyetle geçerli olmaya devam edeceğini, terkin edilemeyeceğini, Türk Medeni Kanunu'nun 1023....

          UYAP Entegrasyonu