Bölge adliye mahkemesince; davaya konu kiralananın, kira sözleşmesinin yapıldığı 01/04/2011 tarihi itibariyle tapuda arsa niteliğiyle kayıtlı ruhsatsız bina olduğu, riskli yapı başvurusunun ilk kez 26/11/2014 tarihinde dilekçe ile yapılmış olduğu, 6306 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik kapsamında riskli yapı olduğuna karar verilen kiralananın, tapu kaydına 05/12/2014 tarihinde riskli yapı şerhinin işlendiği, davanın açıldığı tarih itibariyle kiralananın tahliyesinin gerçekleşmiş olduğu ve sonrasında da kiralanan binanın yıkıldığının anlaşıldığı, kira sözleşmesinin 01/04/2011 tarihli olduğu, kiralananın kamu gücü ile yıkımının dayanağı olan 6306 sayılı Kanun'un kabul tarihinin 16/05/2012, yürürlük tarihinin de 31/05/2012 olduğu, kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte Kanun'un yürürlükte bulunmadığı, riskli yapı kavramının ve riskli yapı kabul edilen binaların kamu gücüyle yıkılacağına ilişkin düzenlemenin bu Kanun ile getirildiği, kira sözleşmesi hükümlerine göre davacının yaptığı masrafları...
halinde, tapu kaydına "davalıdır" şerhi konulmasına, bu hususta ilgili tapu müdürlüğüne yazı yazılmasına, 3- Davacı vekilinin İstanbul İli, Güngören İlçesi, Güngören Mahallesinde bulunan 6029 parsel 11 nolu bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve tapu kaydına "davalıdır" şerhi işlenmesine yönelik talebinin REDDİNE, " karar verilmiştir....
Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına şerhi isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi satış vaadi sözleşmelerinin Tapu Kanununun 26/5 maddesi, Noterlik Kanununun 44/B maddesi uyarınca noterler tarafından düzenlenmeleri koşuluyla tapu kaydına şerhi mümkündür. Ayrıca Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde tapu kaydına şerh edilecek kişisel haklar arasında satış vaadi sözleşmesi de gösterilmiştir. Satış vaadi sözleşmeleri biçimine uygun olarak düzenlendikten sonra yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca tapu kaydına şerhi idari yoldan mümkün olmadığı takdirde sözleşme alacaklısı, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkı kuvvetlendirmek ve üçüncü kişilere karşı bu hakkı ileri sürebilmek için mahkemeden dava yoluyla şerh isteğinde bulunabilir. Ancak bu davasını şerhin kaydına işleneceği kayıt maliklerine de yöneltmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde bulunmuş, bu dava 28.02.2014 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin üçüncü fıkrası, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş, yapılan değişikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklik 6518 sayılı 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....
Evrak incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı ... ... tapu iptal ve tescil davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talepli davasında, mahkemece taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin konulmasına karar verilmiş ise de; karardan sonra 10.11.2014 tarihinde davalı kayıt maliki eşin öldüğü anlaşılmaktadır. Artık Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması imkanı ortadan kalkmış; davanın konusu kalmamıştır....
Dava; aile konutu şerhi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. "...Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı kadın aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmazın 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla taşınmazın tapu kaydına tedbiren aile konutu şerhi konulmasını talep ettiği ve kadının taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması yönünde harcı yatırılarak usulüne göre açılmış bir davası bulunmadığı halde, talep aşılarak taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir..." (Yargıtay 2....
Talep konusu taşınmazların tapu kayıtları dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde; bir kısmının üzerinde ihtiyati tedbir, kira şerhi, kısıtlı şerhi, ipotek şerhi bulunduğu gibi, bir taşınmazında davacılar dışında üçüncü bir kişiye ait bulunduğu görülmüştür. TTK'nın 342. maddesine göre, üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilecek olup, talep konusu bir kısım taşınmazlar üzerinde, ihtiyati tedbir, kira şerhi, kısıtlı şerhi, ipotek şerhi bulunduğu gibi, bir taşınmazın da davacılar dışında üçüncü bir kişiye ait bulunduğu anlaşıldığından bu aşamada ayni sermaye tespiti talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Kira sözleşmesinde kiraya verenin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesine muvafakat edeceği kararlaştırılmış olup, 16.09.2008 tarihinde kiracı tarafından kiraya veren aleyhinde, işbu kira sözleşmesinin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesi için talepte bulunulduğu ve Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/396 Esas 2009/489 Karar sayılı dava dosyası ile 14.12.2009 tarihinde 25/08/2008 başlangıç tarihli, yirmi yıl süreli kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine karar verildiği ve ilamın temyiz edilmeksizin 29.01.2010 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İşbu dava dosyası münderecatı birlikte değerlendirildiğinde, kiraya verenin, 25/08/2008 başlangıç tarihli sözleşmenin varlığından en geç 29.01.2010 tarihinde ilgili kararının kesinleşmesiyle haberdar olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, davanın reddine karar verilmesi yönünden, davalılar tarafından ise, vekalet ücreti miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın, davalı koca tarafından diğer davalıya malik olmayan eşin rızası alınmadan satıldığından bahisle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince , davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile yeniden davalı eş adına tescili, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Tapu iptal ve tescile ilişkin eldeki davanın devamı sırasında , davacı ile davalı ...'...
Dosyaya kira sözleşmesi sunulmamış olmakla birlikte, davacıya ait tek katlı akaryakıt istasyonu vasıflı taşınmazın Beşiktaş 1. Noterliğinin 16.01.2019 tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıllığına davalıya kiralandığı ihtilafsızdır. Tapu kaydı ve dava dilekçesi ekinde sunulan Fethiye Tapu Müdürlüğünün 29.01.2019 tarihli 888 yevmiye numaralı tescil istem belgesinin incelenmesinde de yukarıda belirtilen kira sözleşmesi gereğince kiranın taşınmazın tapu kaydına şerh edildiği görülmektedir. Davalı, davacıdan kiraladığı akaryakıt istasyonunun kullanımını 29.01.2019 tarihli ve 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ile davacıya vermiş, bayilik sözleşmesi davacı tarafından 17 Ekim 2022 tarihinde tek taraflı olarak feshedilmiştir. Davacı işbu dava ile bayilik sözleşmesinin feshedilmiş olması nedeniyle tapu kaydındaki şerhin yolsuz kaldığını ileri sürerek terkinini istemiştir. Bayilik sözleşmesinde kira sözleşmesine ve tapu kaydındaki kira şerhine bir atıf yapılmamıştır....