Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediyesi adına tescil edildiğini; satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 444 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin Hakkı oğlu ... adına doldurulmasına ve taşınmazın bu şekilde tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın mükerrer tapu mevzusuna girmediği, davacı Hazine ile diğer davalılar ...ve müştereklerinin dayandığı tapu kayıtlarının davalı parsele uymadığı, davalı ...'...

    Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların malik hanesinin Karadeniz Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/266 Esas sayılı dava dosyasında davalı olması nedeniyle boş olarak tespit edildiği, adı geçen dava dosyasının görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesi'ne devredildiği ve Kadastro Mahkemesinin 1975/16-82 sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, ancak bu kararın kesinleştirilmediği, bu nedenle kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği ve taşınmazın malik hanesinin açık olduğu anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden başlayıp taşınmaza ait tutanağın hukukça kabul edilen usule uygun olarak kesinleştiği güne kadar devam eder. Kadastro tespiti sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazın malik hanesinin doldurulması görevi Kadastro Mahkemesine ait olup görev hususu yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece belirtilen hukukî tavsife göre uyuzmaşlık, gerçek kişiler arasında çekişmeli taşınmaza ait aynı kuvvette birden fazla tapu kaydı bulunması ve malik tesbiti yapılamaması nedeniyle tutanağın malik hanesinin boş bırakılması ve 3402 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince malikin belirlenmesi için tutanak ve eklerinin kadastro mahkemesine gönderilmesinden kaynaklanmaktadır. Davada Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, taşınmazın sanırlarında orman bulunmadığı, orman incelemesi yapılmadığı ve orman incelemesi yapılmasını gerektirir bir durum da bulunmadığından, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi 24/01/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin göreve dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16....

        Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edildiğinden dairemizin 28.01.2009 tarihli ve 2009/106 - 2009/890 sayılı ilamı ile “ Somut olayda mahkemece dava konusu 2 ada 1, 3, 4, 5; 22 ada 1; 3 ada 36, 37; 24 ada 25; 1 ada 7; 503 parsel sayılı taşınmazların malik hanesinin ... olarak tashihine karar verilmiş, ancak taşınmazların malik hanesinde birden fazla malik bulunmakta olup mahkemece açık olarak hangi malik isminin düzeltildiği belirtilmediğinden hükmün Tapu Sicil Müdürlüğünce infaz edilmesi mümkün değildir. Bu haliyle hüküm yasanın 389. maddesine uygun kurulmamıştır. Mahkemece, tüm bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından karar bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan araştırma sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı,... ili ...Kasabası 445, 1771, 1778, 1046 parsel sayılı taşınmazların malik hanesinde baba isminin Kadir olarak yazıldığını, gerçekte... olduğunu belirterek tapu kaydının .... oğlu... olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, .... ili...Kasabası 445, 1771, 1778, 1046 parsel sayılı taşınmazlarda tapu maliki olarak gözüken... oğlu ...'ın gerçekte ... oğlu ..... olduğu gerekçesiyle malik hanesinin "... oğlu..." olarak tashihine karar verilmiştir. Karar,davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

            Dava, 3917 ada 18 parsel sayılı taşınmazın iskan kaydı nedeniyle muris ...'in mirasçıları adına tescili istemine yöneliktir. Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın malik hanesinin Bursa Sulh Hukuk Mahkemesinin 1935/453 Esas sayılı dava dosyasında davalı olması nedeniyle boş olarak tespit edildiği, adı geçen dava dosyası ve sonucu hakkında bilgiye ulaşılamadığı bu nedenle kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden başlayıp taşınmaza ait tutanağın hukukça kabul edilen usule uygun olarak kesinleştiği güne kadar devam eder. Hal böyle olunca, kadastro tespiti sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazın malik hanesinin doldurulması görevi Kadastro Mahkemesine ait olup görev hususu yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır....

              Tespit tarihinden önce 9.8.1961 tarihinde davacı Mehmet Halil Karaoğlan tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan tescil davasının, tespit tarihinde derdest olduğu ve bu davanın varlığına rağmen usulsüz olarak kesinleştirilen tutanaklara karşı aynı kişinin açtığı tapu iptal davası ile birleştirildiği anlaşılmaktadır. Kadastro tespitinden önce açılmış ve tespit sırasında derdest olan ve Kadastro Mahkemesine devredilebilir nitelik taşıyan bir dava bulunduğuna göre; tespit sırasında dava dilekçesi kapsamında kalan taşınmazların tutanaklarının malik hanesinin açık bırakılması gerekir. Davaya rağmen tutanağın malik hanesinin doldurulması ve kesinleştirilip, tapu oluşturulması, yasal, istisnai haller dışında hukuki hiç bir sonuç doğurmaz. Böyle bir davadan vazgeçilmeside ancak vazgeçme beyanında bulunan davacı yönünden bağlayıcıdır....

                Mahallesi çalışma alanında bulunan 456 ada 24 parsel parsel sayılı 78,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, 1987 yılından yapılan imar uygulaması sonucunda ise 2785 ada 1 parsel numarası verilerek 172,00 metrekare yüzölçümü ile ... adına tescil edildikten sonra kayden ... ve ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, 31.07.2001 tarihinde çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti sırasında malik hanesinin açık bırakıldığı, bilahare Encümen kararı ile ... adına tescil edildiği; buna karşın Encümen kararının İdare Mahkemesi'nce iptal edilerek bu kararın kesinleştiği dolayısıyla tescilin yolsuz hale geldiğini ve taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır....

                  Mahallesinde kain 432 ada 15 parsel sayılı 130,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildikten sonra, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 106,00 metrekare yüzölçümü ile 1923 ada 3 parsel numarası verilerek ... Belediyesi adına tescil edilmiş ve bilahare 08.03.1991 tarihinde satılarak ...'e intikal etmiştir. Davacı Hazine, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık bırakıldığını, bilahare Encümen kararı ile ... Belediyesi adına tescil edildiğini ve satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle 31.07.2001 tarihinde dava açmıştır....

                    Çekişmeli 324 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, imar uygulaması sonucu 4435 ada 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13 ve 14 parsellere ayrılmış, dava konusu taşınmazın kadastro sonucu oluşan tapu kaydı ve imar sonucu ayrıldığı parsellerin tapu kayıtları davalı göründüğünden bahisle davacı Hazine, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle 2013 yılında dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz hakkında açılan 1970/718 esas sayılı dosyada esasa ilişkin bir karar verilmediği, dolayısı ile dava konusu taşınmazların Kadastro Kanunu'nun 18. maddesinde sayılan yerler arasında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, karar gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Kadastro tespitine karşı askı ilan süresi içinde dava açılmakla tutanağın kesinleşmesi önlenmiş ve tapu kaydında malik hanesi açık kalmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu