ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/613 Esas sayılı dosyasında 11.02.2005 tarihinde, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/601 Esas sayılı dava dosyasında 01.02.2005 tarihinde davalar açılmış olup, yapılan yargılamalar sonunda tapu iptaline ilişkin talepler kabul edilerek taşınmazların tapu kayıt maliki adına olan tapu kaydının iptali ile mahkememiz dosyasının da davacısı olan ... ve ... adına tesciline karar verilmiş olup, davalı banka tarafından ipotek kaydının 05.04.2005 tarihinde konulmuş olup, bu tarihteki tapu kayıt maliki davacılar olmadığı gibi davacıların bankaya borcu bulunduğuna dair de davalı tarafından herhangi bir belge ibraz edilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava menfi tespit-ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar üzerine davalı banka tarafından 05.04.2005 tarihinde ipotek işlemi tesis edildiği, davacıların açtığı tapu iptal tescil davalarında, Bursa 3....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan taşınmazda müvekkilinin açık onayı olmaksızın davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, 4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak davanın ikame edilmiş olduğunu, aile konutu şerhinin tapu kütüğünde bulunmaması nedeniyle şirketinin taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipotek şerhinin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 29.09.2022 gün ve 2022/1973 Esas, 2022/5679 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay bozma ilâmı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, ilâmımız usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların tapuda dava dilekçesinin içeriğinde bahsedilen şahısların adına kayıtlı olduğu ve taşınmazların çoğunda dava dışı Ziraat Bankası A.Ş. ve 677 sayılı Yahyalı Tarım Kredi Kooperatifi lehine ipotek şerhinin bulunduğu, kayıt maliklerinin ve ipotek lehtarlarının davalı tarafta yer almadığının anlaşıldığı, her ne kadar dava açılırken Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne husumet yöneltilmiş ise de anılan davalı ... kayıt maliki olmadığı gibi ipotek lehtarı da olmadığından, davada pasif husumet ehliyeti de bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 1....
Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfının tapu kaydına arsa olarak gözüktüğü hususu da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Encümen kararı ile davacı adına olan tapu kayıtlarının iptali mümkün değildir. Davalı ... encümen kararına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmamıştır. Tapu sicil müdürlüğü tapu kayıtlarına bu konuda şerh koymakla yetinmiştir. Bu durumunda mahkemece, ipotek bedelinin YTL'ya çevrilerek davacıya depo ettirilmesi ve ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.12.2018 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Dava, ipoteğin terkini talebine ilişkindir. Davacının, davaya konu üzerindeki ipoteğin terkinini talep ettiği taşınmaz, öncesinde davacıya satışa konu edilmiş ve ipotek de bu amaçla konulmuştur....
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; irtifakın dava tarihindeki bedeli tespit edilerek bedeli karşılığında terkine karar verilmesi gerektiğini, irtifak hakkı için usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılarak taşınmazın tapu kaydına tescil edildiğini, bedelin ödenmiş olduğunu, ileri sürmüştür....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Mehmet Tolga Baykal'dan 193.255,30 TL'lik alacağı nedeniyle 04/05/2015 tarihinde borçlu M.Tolga Baykal'a ait bulunan ve 1/2 hissesinin de müvekkiline ait olduğu taşınmazdaki borçlu hissesine haciz konulduğunu, borçlunun aynı zamanda kız kardeşi olan müvekkili T5'a haber vermeden taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile dosyadaki ilk davacı durumundaki T1 satış vaadinde bulunduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin kural olarak şahsi bir hak doğurmakla birlikte Tapu Kanunu 26 ve TMK 1009.ncu maddelerine göre tapu siciline işlenmek aynı etkinlik ve aleniyeti kazanacağı ve 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale geleceği fakat bu ileri sürme yetkisini önleyici nitelikte olmayıp taşınmaz satış vaadi alacaklısı taşınmazın rızaen temliki, satışı bağışlaması veya üzerine ipotek konulması ya da taşınmazın haczedilmesini engellemeyeceği, satış vaadi sözleşmesinin mülkiyet hakkı gibi...
Maddesi ile Tapu Sicili Tüzüğünün 26....