Çekişmeli 93 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, 08.04.1967 tarihli komisyon kararı ile çalılık vasfıyla davalı Hazine adına tespit edildiği, daha sonra Tapu Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına göre taşınmazın 1967/25 Esas sayılı dosyada dava konusu olduğundan bahisle tapu kaydının malik hanesinin doldurulmadığı anlaşılmaktadır....
İstanbul Kadastro Müdürlüğü'nün 20.04.2017 tarihli yazısı ile; dava konusu parselin kadastrosunun mülga 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu (2613 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapıldığı, bu Kanun'un 45 inci Maddesi gereğince yayınlanan, 19.12.1935 tarihli Kadastro ve Tapu Tahriri Nizamnamesi'nin 21 inci maddesini 2 nci fıkrasına istinaden 163 ada 8 nolu parseldeki hak sahibinin tayini için ilgililerin tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde mahkemeye başvurmaları, bu gerçekleşmediği takdirde komisyonun mahkemeye resen müracaatı gerektiği hususları açıklanarak, taşınmaza ilişkin dosya, malik hanesinin doldurulması amacı ile Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın, müvekkillerin murisleri ... ve ... adına malik hanesinin doldurulmasına, adı geçenlerin vefat etmiş olmaları sebebi ile veraset ilamına göre müvekkili adına malik hanesinin doldurulmasına karar verilmesini istemiştir Davalı ... İstanbul 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2014 NUMARASI : 2014/51-2014/230 Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, 424 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları "Osman kızı ................" adına tespit ve tescil görmesi gerekirken tapu kütüğünde malik hanesine hatalı olarak "ölü Ali kızı Hatice mirasçıları" olarak yazıldığını ileri sürüp malik kaydının düzeltilmesini ya da doğrudan mirasçıları adına yazılmasını istemişlerdir.Davalı, takdiri mahkemeye bırakmıştır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Dairece, "tapu kaydının malik hanesinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt doğuracak şekilde beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesine karar verilmesinin" doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi .......................'...
Tapu kaydı üzerinde yapılan incelemede, 178 ada 1 sayılı parselin 4333/5971 pay malkinin Poyracık Belediyesi, 1638/5971 pay malikinin ise, malikhanesinde Harmanyeri yazıldığı belirlenmiştir. Davacı Hazine vekili tapu kaydının malikhanesinde “Harmanyeri” yazılı bulunan ibarenin kaldırılmasıyla Hazinenin yazılmasını istediğine ve davanın bu nedenle TMK. nun 1027. maddesi gereğince açılan kayıttaki isim düzeltilmesi davası niteliğinde bulunduğuna, mülkiyet hakkına dayanarak açılmış bir dava niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığına göre temyiz incelemesi yapma görevinin Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olmaktadır. Çünkü davacı Hazine sadece tapu kaydındaki Malik hanesinin değiştirilmesini (düzeltilmesini ) istemektedir. Ne var ki , Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 09.11.2012 tarih ve 2012/10997 Esas ve 2012/13079 Karar sayılı ilamıyla dosya görevsizlikle Yüksek 8....
Belediyesi adına tescil edildiğini; satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 444 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin Hakkı oğlu ... adına doldurulmasına ve taşınmazın bu şekilde tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın mükerrer tapu mevzusuna girmediği, davacı Hazine ile diğer davalılar ...ve müştereklerinin dayandığı tapu kayıtlarının davalı parsele uymadığı, davalı ...'...
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edildiğinden dairemizin 28.01.2009 tarihli ve 2009/106 - 2009/890 sayılı ilamı ile “ Somut olayda mahkemece dava konusu 2 ada 1, 3, 4, 5; 22 ada 1; 3 ada 36, 37; 24 ada 25; 1 ada 7; 503 parsel sayılı taşınmazların malik hanesinin ... olarak tashihine karar verilmiş, ancak taşınmazların malik hanesinde birden fazla malik bulunmakta olup mahkemece açık olarak hangi malik isminin düzeltildiği belirtilmediğinden hükmün Tapu Sicil Müdürlüğünce infaz edilmesi mümkün değildir. Bu haliyle hüküm yasanın 389. maddesine uygun kurulmamıştır. Mahkemece, tüm bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından karar bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan araştırma sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların malik hanesinin Karadeniz Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/266 Esas sayılı dava dosyasında davalı olması nedeniyle boş olarak tespit edildiği, adı geçen dava dosyasının görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesi'ne devredildiği ve Kadastro Mahkemesinin 1975/16-82 sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, ancak bu kararın kesinleştirilmediği, bu nedenle kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği ve taşınmazın malik hanesinin açık olduğu anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden başlayıp taşınmaza ait tutanağın hukukça kabul edilen usule uygun olarak kesinleştiği güne kadar devam eder. Kadastro tespiti sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazın malik hanesinin doldurulması görevi Kadastro Mahkemesine ait olup görev hususu yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece belirtilen hukukî tavsife göre uyuzmaşlık, gerçek kişiler arasında çekişmeli taşınmaza ait aynı kuvvette birden fazla tapu kaydı bulunması ve malik tesbiti yapılamaması nedeniyle tutanağın malik hanesinin boş bırakılması ve 3402 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince malikin belirlenmesi için tutanak ve eklerinin kadastro mahkemesine gönderilmesinden kaynaklanmaktadır. Davada Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, taşınmazın sanırlarında orman bulunmadığı, orman incelemesi yapılmadığı ve orman incelemesi yapılmasını gerektirir bir durum da bulunmadığından, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi 24/01/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin göreve dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı,... ili ...Kasabası 445, 1771, 1778, 1046 parsel sayılı taşınmazların malik hanesinde baba isminin Kadir olarak yazıldığını, gerçekte... olduğunu belirterek tapu kaydının .... oğlu... olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, .... ili...Kasabası 445, 1771, 1778, 1046 parsel sayılı taşınmazlarda tapu maliki olarak gözüken... oğlu ...'ın gerçekte ... oğlu ..... olduğu gerekçesiyle malik hanesinin "... oğlu..." olarak tashihine karar verilmiştir. Karar,davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Çekişmeli 324 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, imar uygulaması sonucu 4435 ada 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13 ve 14 parsellere ayrılmış, dava konusu taşınmazın kadastro sonucu oluşan tapu kaydı ve imar sonucu ayrıldığı parsellerin tapu kayıtları davalı göründüğünden bahisle davacı Hazine, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle 2013 yılında dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz hakkında açılan 1970/718 esas sayılı dosyada esasa ilişkin bir karar verilmediği, dolayısı ile dava konusu taşınmazların Kadastro Kanunu'nun 18. maddesinde sayılan yerler arasında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, karar gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Kadastro tespitine karşı askı ilan süresi içinde dava açılmakla tutanağın kesinleşmesi önlenmiş ve tapu kaydında malik hanesi açık kalmıştır....