Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ........1966 tarih ve 1966/257 sayılı dosyasında davalı olduğuna ilişkin şerh bulunduğu anlaşılmakla; anılan dava dosyası aslının, ...- 155 ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı aslı ile 26.....1966 tarihli komisyon kararı ve kadastro tespitine ilişkin diğer kayıt ve belgelerin, ...- 155 ada ... parsel sayılı taşınmaz hakkında 26 ....1966 tarihli komisyon tutanağı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün ........1956 tarih ve 122-...-406/1263 sayılı tamimine atıf yapılmak suretiyle komisyonun mevcut durumda yetkili olduğu belirtilerek taşınmazın malik hanesinin doldurulmasına karar verildiği ve bu kararında askı ilanına çıkarılarak itiraz edilmemesi üzerine ........1966 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmasına göre hangi nedenle bu kararın infaz edilmediğinin, daha açık şekilde komisyon tarafından belirlenen maliklerin 155 ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına hangi nedenle işlenmeyip tapu kaydının malik hanesinin boş bırakıldığının Tapu...
nun 713 maddesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasına konu olacak taşınmazın malik hanesinin mutlaka dolu olması gerektiği, somut olayda ise malik hanesinin boş olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, malik hanesi açık olan, 690 ada 78 parsel sayılı taşınmazın T.M.K.'nun 713/2 maddesine göre maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan taşınmazın davacılar adına tespit ve tescili istemine ilişkindir. Somut olayda; davaya konu taşınmaz hakkında henüz tapu kaydı oluşmamış olup halen malik hanesi açık bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.”...
Dava konusu 639 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın mülkiyetinin saha miktarının Eyüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/293 Esas sayılı dosyasında davalı olduğunun belirtildiği ve taşınmazın malik hanesinin boş bırakılmış olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde, İstanbul Kadastro Mahkemesinin 2013/191 Esas sayılı dosyasında malik hanesinin doldurulmasına karar verildiğini iddia ettiği görülmektedir. Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Somut olayda; davacı kayyımın malik hanesi boş olan taşınmaza kayyım olarak atandığı, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ve saha miktarı hakkında dava açılmış olup mülkiyetinin ihtilaflı olduğu açıktır....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; nüfus müdürlüğünden “ dava konusu 485 ada 16 ve 18 parsel numaralı taşınmazlarda 87/351 paylı malik olan ... kızı ... ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka bir kişinin kaydının bulunup bulunmadığı” araştırılmamıştır. Ayrıca tapuda ismi düzeltilmesi istenen davacının anne,baba ve tüm kardeşlerini gösterir nüfus aile kaydı getirtilerek malik hanesinin tapulama tutanakları ile uyumlu olup olmadığı da denetlenmemiştir....
Davacı vekili tarafından dava açıldığında tespit ve düzeltim talep edilmiş iken 18/11/2019 tarihli dilekçe ile taleplerinin tapu kaydında düzeltim olduğunu belirttiği, ilk derece mahkemesi tarafından da tapu kaydının düzeltilmesine karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği,Tapu Sicil Tüzüğünün 75. Maddesi uyarınca tapu malik hanesinin düzeltilmesi amacıyla başvuru yapılması davanın ön şartı olup davacı tarafından Tapu Sicil Müdürlüğüne malik hanesinin düzeltilmesi amacıyla başvuru yapılmadığından davanın reddi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1- b-3 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
Mahallesi çalışma alanında bulunan 444 ada 3 parsel sayılı 90,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildikten sonra, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 97,00 metrekare yüzölçümü ile 1873 ada 8 parsel numarası verilerek ... Belediyesi adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık bırakıldığını, bilahare Encümen kararı ile ... Belediyesi adına tescil edildiğini ve satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 2613 sayılı Yasa yarınca 1969 yılında yapılan kadastro sırasında 1296 ada 10 parsel sayılı 15.395 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle ... Belediyesi adına tespit edilmiş; 10.12.1971 tarihli Ek Komisyon Kararı ile, önceki Ek Komisyon Kararının ilgililerine tebliği üzerine 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/1161 Esas sayılı dosyasında tespite itiraz davası açılmış olması nedeniyle, mahkemeden sadır olacak hükme göre işlem yapılmak üzere dava sonucuna kadar mülkiyet hanesinin davalı bırakılmasına karar verilmiştir. Tespite itiraz davasında yapılan yargılama sonunda 28.12.1978 tarihli karar ile davaların reddine, 1296 ada 10 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro komisyonunun 10.12.1971 tarihli Ek Kararı ile dava sonucuna kadar malik hanesinin boş bırakılması kararı bulunduğundan ve ... Belediyesinin tescil davası bulunmadığından, hüküm kesinleştiğinde ......
Somut olayda davacının talebi, kadastro sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazın adına tescili istemine ilişkin olup, dosya kapsamından taşınmazın kadastro sırasında malik hanesinin açık bırakıldığı ve halen tapu kaydında malik hanesi açık bulunduğuna göre, kadastro tesbiti kesinleşmemiş olup görevli mahkeme, kadastro mahkemesidir....
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; nüfus müdürlüğünden “ dava konusu ... sayılı parselde 1/2 paylı malik olan ... ... oğlu ... ile aynı ismi taşıyan başka bir kişi bulunup bulunmadığı” hususu araştırılmamıştır. Ayrıca tapuda ismi düzeltilmesi istenen davacının babası ... anne, baba ve tüm kardeşlerini gösterir nüfus aile kaydı getirtilerek malik hanesinin tapulama tutanakları ile uyumlu olup olmadığı denetlenmemiştir. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de dava konusu 360 parsel sayılı taşınmazda kayıt malikinin baba adının düzeltilmesi ile ilgili bir talep olmadığı halde baba 2010/14350 - 2011/796 adının da düzeltilmesine karar verilmiş olması HUMK'nun 74. maddesine aykırılık oluşturmaktadır....
Bu malların 10 seneye kadar hükmen müstahikki çıktığı taktirde namına tashih edilir ve satılmış ise bedeli verilir” denilmektedir. 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 54 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddeleri uyarınca malikin kim olduğunun Kadastro Mahkemesi tarafından saptanıp tutanağın malik hanesinin doldurulacağı öngörülmüştür. Yukarıda da açıklandığı üzere dava konusu 616 ada 19 sayılı parselin kadastro tutanağında malik olarak ... gösterilmiş ise de, daha önce ...'in mirasçıları tarafından açılan dava nedeniyle malik hanesi doldurulmadığından tapu kaydında malik hanesi boş bırakılmıştır. O halde, 616 ada 19 sayılı parselin tapu kaydında malik hanesi boş bulunduğundan Kadastro Mahkemesi'nce, 3402 sayılı Kanun'un 30. maddesi göz önünde tutularak gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra malik hanesinin doldurulması ve belirlenmesi zorunludur....