Mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak talep edilen kısmında hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava terditli olarak, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ise alacak istemine dayanmaktadır. HMK’nin 111. maddesinde terditli dava düzenlenmiş olup bu düzenleme, anılan maddede “ Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. Mahkemece, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz” şeklindedir. Somut olayda da dava, terditli olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi niteliğindedir....
Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu belirlenen taşınmazın değeri olan 120.000,00 TL üzerinden 03.03.2014 tarihinde tamamlama harcı yatırılmış, alacak miktarını gösteren bir açıklama/ıslah dilekçesi sunulmamıştır. Dava, tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli (kademeli) şekilde açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmesi halinde terditli (kademeli) alacak talebinin incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekecektir. Dava dilekçesinde alacak miktarının ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, dava açılırken gösterilen değerlerin ise alacak talebine ilişkin olmayıp tapu iptali ve tescil talebi yönünden harca esas değer olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 31.07.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, terditli talep olarak alacak talebi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali tescil talebinin reddine, alacak davasının kabulüne dair verilen 11.03.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflar vekilince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava terditli olarak açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi halinde terditli alacak talebinin incelenmesine ve bu hususta bir karar verilmesine de gerek kalmayacaktır. Ancak tapu iptali ve tescil isteğinin yerinde olmadığı anlaşıldığı takdirde alacak isteği incelenebilecektir. Terditli açılan davaların niteliği gereği ancak isteklerden biri hakkında hüküm kurulabilmekte olup, tek vekalet ücreti takdir edilir. Ancak davacının talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi mümkündür. Terditli açılan davalar için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Olmaz İse Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davanın terditli açıldığı, davada muvazaa sebebi ile tapu iptali tescil talebinde bulunulmuş ise de BK'nun 18.maddesi gereğince taraflar arasında işlemin satışa dayalı olup ortada tapuda muvazaalı şekilde düzenlenmiş bir akit tablosu bulunmadığı gerekçesiyle davacının terditli isteklerinden muvazaa sebebi ile tapu iptaline yönelik talebinin reddine,davacı kademeli istekte bulunduğundan dava tasarrufun iptali niteliğinden sayılarak bedelini borçlunun ödeyeceği taşınmazı tapuda oğlu adına tescil ettirmesi mal kaçırma fiilini oluşturduğu, bu işlemin icra takibine konu borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, İİK 278/1.maddesindeki şartlar gözetilerek İİK 283.madde gereğince tasarrufun alacak tutarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle diğer terditli isteği tasarrufun iptali talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı ... adına olan 1/2 pay bakımından takip konusu asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak borçlunun...
"İçtihat Metni"Asliye Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, alacak .... ve ........... ile ...... ve ............... aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı ..., dava konusu 134 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını (taşınmaz üzerinde bulunan binanın 3. katındaki dairenin) adına kullanıcı şerhi verilen davalı ... tespit tarihinden önceki tarihte satın aldığını ileri sürerek terditli olarak tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde ise satın aldığı taşınmaz bölümünün emsal değerinin ödenmesi istemi ile dava açmış, mahkemece tapu iptali tescil isteğinin reddine, bedele yönelik istemin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca davalı tarafından bedele yönelik istem yönünden temyiz edilmiş olmakla; temyizin konusu geçersiz sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Davalı vekilinin alacak kısmına yönelen temyiz itirazları bu bakımdan yerindedir. Davacı vekili faiz bakımından temyiz isteğinde bulunmuş ise de; dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde davacı vekilinin terditli alacak isteği bakımından herhangi bir faiz isteği bulunmadığına göre mahkemece faize hükmedilmemiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı vekili, davalı ... aleyhine terditli olarak öncelikle tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa alacak isteğinde bulunmuş, mahkemece tapu iptali ve tescil isteği reddedilmiş, alacak isteği kısmen kabul edilmiş, mahkemece, hem reddedilen tapu iptali ve tescille ilgili talep hem de alacağın reddedilen kısmı bakımından davacı aleyhine ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir. Her ne kadar birleşen dosyada ayrıca Mümin aleyhine açılan davanın da reddedildiği görülmekte ise de Mümin davada vekille temsil edilmediğine göre lehine vekalet ücreti takdirine imkan bulunmamaktadır....
Şöyle ki, davacı dava dilekçesinde ‘taşınmazların ve aracın yarısının mülkiyetinin davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde bedellerinin yarısının davacıya verilmesini’ talep etmiş, alacak miktarını göstermemiş; sadece harca esas değer göstermiştir. Davacı 26.09.2018 tarihli açıklama dilekçesinde de dava dilekçesindeki değerin harca esas değer olduğunu açıklamış, yine alacak miktarını göstermemiştir. Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, davacı vekili 01.03.2021 tarihli dilekçesiyle ‘toplam 163.333,67 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini’ talep etmiş, eksik harcı yatırmıştır. Dava, tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli (kademeli) şekilde açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmesi halinde terditli (kademeli) alacak talebinin incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekecektir....