"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı vekili, 117 ada 46 No'lu parsel lehine 117 ada 45 No'lu parsel aleyhine genel yola çıkışı olmadığını belirterek geçit hakkı kurulmasını dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki intifa hakkı sahibinin sağ olup olmadığı ve intifa hakkının devam edip etmediği araştırılarak devam ettiğinin tespiti halinde intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken, ilgilisinin davaya dahil edilmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Muhalif) -KARŞI OY- Anayasamızın " Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. Maddesinde "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir." İfadesi ile mülkiyet hakkı korunmuş ve sadece kamu yararı amacı ile kanun ile sınırlanabileceği belirtilmiştir. Mülkiyet hakkının içeriği Türk Medeni Kanunu'nun 683. Maddesinde "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. " ifadesi ile mülkiyet hakkı korunmuştur. Ayrıca TMK 1023. Maddesine göre tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.04.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı tesisine ilişkindir. Davacı vekili, 1051 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmazdan genel yola bağlantı bulunmadığını belirterek davalıya ait parselden davacı parsel lehine geçit tesisi talep etmiştir. Davalılardan ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Komşuluk hukukunun gerektiği haller dışında bir taşınmazın böyle bir mecra ile aynı hak olarak yüklenmesi, ancak bir irtifak hakkı kurulması suretiyle olabilir. İrtifak hakkı, mecra dışardan görülmüyorsa tapu kütüğüne tesciliyle, dışarından görülüyorsa noterce düzenlenecek sözleşmeye dayanılarak mecranın yapılmasıyla doğar” şeklindedir. Türk Medeni Kanunun 779.maddesinde; taşınmaz lehine irtifak hakkı bir taşınmaz üzerinde diğer taşınmaz lehine konulmuş bir yük olarak tanımlanmış 780.maddesinde ise; “irtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır. İrtifak hakkının kazanılmasında ve tescilinde aksi öngörülmüş olmadıkça taşınmaz mülkiyetine uygun hükümler uygulanır. İrtifak hakkının zamanaşımı yolu ile kazanılması ancak mülkiyeti bu yolla elde edilebilecek taşınmazlarda mümkündür.” denmiştir....
Bu davacı yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, çekişmenin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. 3- 364 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 26 adet bağımsız bölümden ibaret bir bina bulunmaktadır. Tapu kayıtlarında irtifak hakkının her bir bağımsız bölümün kaydında ayrı ayrı yer aldığı görülmektedir. Davacı ... binada 200/5200 arsa paylı 6. Kat 14 numaralı bağımsız bölümün malikidir. Tapu maliki (kat maliki) olan davacı ...'nın arsa payı üzerinden irtifak hakkının kaldırılması gerekirken, diğer bağımsız bölümleri de kapsar biçimde tüm taşınmaz üzerinden irtifak hakkının kaldırılmasına karar verilmiş olması da doğru bulunmadığından hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir....
Bu durumda davacı idare yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmadan, bu kez %30 objektif değer artışı uygulanarak bedelin fazla belirlenmesi, 2)Dava konusu taşınmazda irtifak hakkının davacı idare lehine tesisi ile tapuya tesciline, pilon yerinin ise davalı adına olan mülkiyetinin iptali ve davacı idare adına tapu kaydına tesciline ilişkin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, 3)Bozma öncesinde dava konusu taşınmazda ..., ... , ... ve ... isimli şahısların tapu kaydına göre hissedar olarak yer aldığı ve tespit edilen kamulaştırma bedelinin hisseleri oranında ayrı ayrı hesaplanarak bankaya depo edildiği dosya içerisinde mevcut dekont suretlerinden anlaşılmakla bu husus gözetilmeksizin bozma sonrasında oluşan güncel tapu kaydına göre dava konusu taşınmazda davalı ...'nun tam hisse sahibi olduğundan bahisle sadece davalı ... adına yatırılan bedelin davalı ...'...
tarafından dosyaya sunulan 21/04/2021 tarihli krokide R1- R2- R3- R5- R6- R4- R7- R8 noktaları ile gösterilen ve irtifak hakkı alanı olarak belirtilen toplam 424,45 m²'lik alanın davacının payı oranında davalı TEDAŞ adına irtifak hakkı tesisi ile irtifak hakkının davacının payı oranında tapuya kayıt ve tesciline," şeklinde karar verildiği görülmüştür....
İdarelerin tapu iptali ve tescil davalarına dayanak yaptığı, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi Anayasa Mahkemesi'nin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile iptal olmuştur. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasına eklenen Geçici 6. madde ile; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Yasasının 38. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır....
İdarelerin tapu iptali ve tescil davalarına dayanak yaptığı, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi Anayasa Mahkemesi'nin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile iptal olmuştur. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasına eklenen Geçici 6. madde ile; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Yasasının 38. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır....