Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin bölümünün ONANMASINA, .//.. 2013/14908-2014/1232 -2- Davacının terditli olarak açtığı iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde taşınmazların gerçek bedelinin, yasal faiziyle birlikte miras payı oranında tahsiline yönelik, alacak isteğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise, HMK'nun 25, 26, 31 ve 33. maddeleri (1086 sayılı HUMK'nun 74, 75 ve 76. maddeler) gereğince, Hakime aittir. Şöyle ki; “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan HMKnun 26....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Dava, yükleniciden satın alınan konutun bedeli ödendiği halde tapu devrinin gerçekleştirilmediği iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, yargılama aşamasında sözleşmeye konu taşınmazın tapu devrinin gerçekleşmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Terditli olarak açılan davada, davacının öncelikli talebi olan tapu iptal ve tescil hakkında hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan niteliğine ve temyizin kapsamına göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Terditli davasında öncelikli talebi tapu iptali ve tescil olduğuna göre, tapu iptali ve tescil isteminin yeterli gerekçe gösterilmeden reddedilmesi doğru görülmemiştir. 2-Birleşen davada, 25.03.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin vekalet görevi kötüye kullanılarak yapıldığı ileri sürülerek iptali talep edilmiş olmasına rağmen, bu taleple ilgili yeterli araştırma yapılmadan gerekçesiz olarak reddedilmesi isabetsiz olmuştur. 3-25.03.2008 tarihli noterde yapılan sözleşmenin geçerli olduğu sonucuna varılması ve tapu iptali tescil kararının verilmesinin mümkün olmaması halinde, dükkanın ...’e teslim edildiği tarihte sözleşmeye göre yükleniciye intikal etmesi gereken 16/1060 hissenin teslim tarihi itibariyle rayiç bedelin tespit edilerek anılan sözleşmeye göre varsa eksik ve ayıplı imalat bedeli, peşin alınan meblağda mahsup edilerek ve davacı ...’in Küçükçekmece 1....
Kat 5 numaralı bağımsız bölüme ait taşınmazın tapu kaydının iptalini, mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile uğranılan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve dava konusu taşınmazın 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir . İLK DERECE MAHKEMESİNİN 18/01/2022 TARİHLİ KARARI: " ... taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin tapu iptal tescil talep etme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin yargılamayı gerektirdiği, davacının tapu iptal tescil, aksi halde alacak isteminde bulunduğu, tapu iptali tescil istemi yönünden yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleşmediği tespit ve kanaatiyle tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Ancak; davacıların terditli olarak tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulundukları ve bu isteklerden ilki olan tapu iptali ve tescil talepleri kabul edildiği ve artık terditli istek olan tenkis isteği yönünden hüküm kurulmasına gerek olmadığı halde, tenkis isteğinin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; davacılardan Vesile yönünden iptal ve tescile karar verilen pay değerinin 24.126,91.-TL olduğu ve davacı taraf yararına bu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Ne varki; değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının 2. bendindeki; " Mahkememizin 2007/297 Esas sayılı dosyası yönünden tenkis talebinin reddine " ibaresi ile, 8. bendinde yeralan " Birleşen Isparta 2....
Davacı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmuştur. Hukukumuzda bir davanın, birden fazla taleple açılması mümkündür. Bu tür davalara da terditli davalar denilir. Terditli davalarda açılmış birden fazla dava yoktur. Dava, aslında terditli istekler içeren tek bir davadır. Somut olayda da davacı tek bir dava açmış ancak mahkemeden terditli olarak talepte bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 326. Maddesi uyarınca yasalardaki istisnalar dışında mahkemelerin yargılama giderlerinden (HMK m.323), bu arada avukatlık ücretinden aleyhine hüküm kurulan tarafı sorumlu tutması gerekir. Görülmekte olan davada, davacının aslında tek bir dava olan terditli isteği kabul edildiğinden, ortada davacı aleyhine kurulmuş bir hüküm yoktur. Dolayısıyla davacı, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamaz....
İlamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez. (Yargıtay HGK'nun 05/10/2005 tarihli 2005/12- 534 Esas 2005/554 Karar sayılı kararı). Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine tapu iptali ve tescil-alacak istemi ile açılan İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/90 esas sayılı dosyada tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı lehine 199.456,61 Euro alacağa, bu dosya ile birleşen İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/255 esas sayılı dosyasında ise tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı lehine 528.000,00 Euro alacağa hükmedilmiştir. Takibe başlandığı tarih itibari ile kararın kesinleşmediği tartışmasızdır....
H.D'nin 04.11.2020 tarih 2019/3611 E, 2020/4734 K sayılı kararı ve aynı yöndeki 10.02.2020 tarih ve 2019/3048 E – 2020/1093 K, 17.02.2020 tarih 2020/197 E-2020/1578K sayılı kararları). Bu hukuki açıklamalar ışığında, davacı tarafların ortağı olduğu şirkete ait taşınmazların şirketin müdürü olan davalı tarafından usulsüz ve muvazaalı bir biçimde satıldığı iddiasına dayalı olarak dava konusu taşınmazların satış işlemlerinin ve taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek şirket adına tescili, tapu iptal ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde, terditli olarak; zarar-ziyanın ve normal şartlarla satış olsa idi elde etmesi gereken gelirin tahsilini istemiştir. Görüldüğü üzere şirket ortakları arasında ortaklık ilişkisi ve şirket müdürlüğü sıfatından kaynaklanan davada TTK'da düzenlenen şirketler hukukuna dayanıldığından dava mutlak ticari dava niteliğindedir. Ancak davacının ilk talebi tapu iptal tescil, terditli talebi ise tazminat talebine ilişkindir....
Davacının esas talebi olan tapu iptal tescil açısından yapılan değerlendirmede ,taşınmaz satımının şekil şartlarına uygun yapılmadığı ,şekil şartlarına uygun yapılmayan sözleşme sonucunda tapu iptal tescil talep edilemeyeceği ve bunun istisnasının -----Kararında beliritldiği görülmekle içtihadı birleştirme kararında yer alan şartların sağlanıp sağlanmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.İçtihadı birleştirme kararı uyarınca şekil şartına aykırı da olsa TMK 2.maddesi uyarınca tapu iptal tescil talebinin yapılabilmesi için satın alanın taşınmazı fiilen uzun süredir kullanması,bedeli ödemiş olması ve durumun hal ve şartları göz önüne alındığında hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesini gerektirecek bir durum olması gerekmektedir.Mahkememizce yapılan keşifte taşınmazın davacı tarafça kullanılmadığı anlaşılmakla tapu iptal tescil şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....
Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal tescil, bunun mümkün olmaması halinde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi ve geç teslim nedeniyle kira tazminatı isteklerine ilişkindir....