Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ana veya çocuk, çocuğun ölmesi halinde füruu, tanıyanın baba yahut büyükbaba olmadığını, tanımanın çocuk için zararlı olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinden itibaren üç ay içersinde tanımaya itiraz edebilirler. (MK. md. 293) Hazine ve herhangi bir ilgilide bu hakkı kullanabilir. (MK. md. 294) Tanıyanın kendisi maddedeki alakadar kapsamına girmez. Ancak tanıma işlemi, hukuki sonuçlar doğuran irade açıklamasıdır. (MK. md. 291) Bu irade açıklamasının hata, hile yahut ikrah ile yapılmış olması halinde iptalinin istenilmesi de imkan dahilindedir. (BK. md. 23, 28, 29) Borçlar Yasasında yer alan bu ana kurallar Medeni Hukukun uygulanmasında da dikkate alınması gerekmektedir. (MK. md. 5) Hata, hile, ikrah ile sakatlanmış irade yok hükmündedir. Ancak bir yıl içinde dava açılıp iptal istenilmemişse işlem geçerli hale dönüşür. (BK. md. 31) İptal isteği, işlemin muteber hale dönüşmesini önlediği gibi, onu hükümsüz hale getirmeye imkan verir. Dava yenilik doğurma özelliğine sahiptir....

    Aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması, 2-Tanımanın koşulları ve şekli TMK'nın 295. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; tanıma baba tarafından nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvuru ile ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla yapılabilir. Başka bir erkekle soybağının mevcut olması ise tanıma engeli kabul edilmiştir. TMK'nun 295 ve devamı maddelerinde çocukların Türk vatandaşı olmamaları, tanımaya engel olarak belirtilmemiştir. Başka erkekle soybağının mevcut olması yönünden ise ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/02/2012 tarih ve 2011/302-2012/96 sayılı kesinleşmiş kararına göre; Suriye nüfus kayıtlarında kayıtlı Mustafa Hammadi'nin temyize konu dosyada davacı Türk vatandaşı ... olduğunun tespitine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 284/1. maddesi uyarınca hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-Nafaka-Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (anne) tarafından; nafakalar yönünden, davalı-davacı (baba) tarafından ise; nafakalar, kişisel ilişki süresi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı annenin tüm, davalı-davacı babanın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayetleri davacı-davalı anneye bırakılan müşterek çocuklar ile davalı-davacı baba arasında kurulacak kişisel ilişkide, çocukların üstün yararı yanında, babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir....

        Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davanamede ikiz çocuklar ... ve ’nın dedesi ... ve büyükannesi ... hanesindeki yanlış kaydın iptali, adı geçen çocukların annelerinin ... ve babalarının ... olduğunun tespiti ile hatalı kaydın düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, ileri sürülen maddi olguların nitelendirilmesi hakime aittir. Davacı bu dava ile ikiz çocuklar ... ve ’nın babasının ... annesinin ... olduğu halde, nüfus kaydında dedesi ... ile babaannesi ...’in çocukları imiş gibi tescil edildiğini bildirerek, çocuklar ... ve ’nın nüfus kayıtlarındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babası olan ... ile ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır....

            Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Hal böyle olunca ...'in mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptaliyle gerçek anne üzerine yazılması nüfus kayıt düzeltim davası ve babasının olduğunun tespiti talebinden ibarettir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Davada, davacı ...'...

              in mevcut kaydının iptali ile gerçek annesinin tespiti istemine yönelik davada yapılan temyiz incelemesinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı ... ile baba olduğu iddia edilen ... arasında soybağı kurulması talebine yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde ise; Dava, Türk Medeni Kanununun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile...

                Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da af kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Somut olayda dava; Zilan ve Halil İbrahim'in, Bedriye ve Halim çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annelerinin ..., gerçek babalarının da...olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

                  TMK’nın m. 297/f.l hükmüne göre tanıyanın yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle açacağı tanımanın iptali istemli davayı anaya ve çocuğa karşı açılmalıdır ve ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tanımaya karşı dava açabilecek diğer hak sahipleri ise TMK’nın 298. maddesinde düzenlenmiştir. TMK’nın 298. maddesine göre ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanıyan, tanıyan ölmüş ise mirasçılarına karşı tanımanın iptalini dava edebilirler. Yine diğer davalarda olduğu gibi bu tanımanın iptali davasında da hak düşürücü süre bulunmaktadır....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; tanımanın iptali ve babalık davasıdır. Davalı taraflardan T3 vekili; davada verilen görevsizlik kararına yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Davalı tarafın istinaf başvurusunun incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin HSK'nın 27/12/2019 tarih, 1584 sayılı kararına göre aile mahkemesi kurulmayan yerlerde aile mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlere 2. Asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerektiği yönündeki değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu