"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma-Tenfiz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın vekili olduğunu beyan eden Av. ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; erkek tarafından açılan ve kadının açtığı boşanma davasından tefrik yoluyla gelen tanıma ve tenfiz davası olup, davalı kadın vekili yargılama aşamasında, kendisinin boşanma davasında yetkili olduğunu, iş bu tanıma ve tenfiz davasında ise yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle tebligatların davalı asıla yapılması gerektiğini talep ve beyan etmiş, mahkemece bu talebi 16.06.2016 tarihli ara kararıyla reddedilmiştir. Gerekçeli karar tebligatı da dahil olmak üzere davalı kadın adına olan tüm tebligatlar Av. ...'a tebliğ edilmiştir....
Tanıma ve tenfıze ilişkin kararın kesinleşmesi halinde, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının o ülkede kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracağına (5718 s. MÖHUK md.59) göre, taraflar o tarihte boşanmış olacaktır. Dolayısıyla tanıma ve tenfiz davasının neticesi bu davanın sonucunu etkileyecektir. Öyleyse tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesinin beklenmesi ile, hasıl olacak neticesine göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.09.2016 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5718 sayılı MÖHUK madde 53/b bendi uyarınca tenfiz davasında dava dilekçesine eklenmesi gereken tenfizi istenen ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesine dosya içeriğinde rastlanmamıştır....
Cumhuriyeti Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında karşılıklılık esasına dayanılarak, mahkeme kararlarının tanıma ve tenfiz kararlarının verilebileceği, davacı vekili tarafından sunulan yabancı mahkeme kararı ve diğer belgelere göre; Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kamu Düzenine aykırı bulunmayan dava konusu yabancı mahkeme kararının 5718 Sayılı MÖHUK nun 50. ve devamı maddelerinde aranan tanıma ve tenfiz koşullarının mevcut olduğu, davalı vekilinin tanıma ve tenfiz koşullarının gerçekleşmediğine ilişkin savunmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıda yazılı kararın verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın Kabulüne, ... Cumhuriyeti ......
Atılaşma m. 23/f.3'e göre "Kararların ittihaz olunduğu ------ kanunlarına göre, yajrgılamaya ---- ve davayı kaybeden taraf, usulüne uygun olarak yargılamaya--- savunma hakkından yoksun bırakılmışsa veya hukuki ehliyetsizliği halinde keindisine usulüne uygun olarak temsil edilme hakkı verilmemişse" Tanıma ve Tenfiz Talebi reddedilir. Yine ----. 58'e göre tanıma ve tenfiz talebinin kabul edilebilmesi için. kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olması gerekmektedir. Davacı şirketin dayandığı --- 6100 sayılı HMK ve --- hükümlerine uygun olarak kesinleşmiş bir ilam olup olmadığının belirlenmesi, --- kararının Türk Kamu Düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, MÖHUK 54.maddesi gereğince -------- karşılıklılık---- --- ve fiili uygulamanın bulunup bulunmadığının tespiti, ---- 50....
Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunması tenfiz ve tanıma kararı verilmesine engeldir (5718 s.MÖHUK.m.54/c). O halde, ölümden sonra verilen bir boşanma kararı, Türkiyede tanınamaz ve tenfiz edilemez. Bu durum nazara alınarak tanıma ve tenfiz isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.05.2015(Salı)...
Sözü edilen düzenlemede; yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararları için Türk mahkemelerince tenfiz veya tanıma kararı verilip, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi hâlinde; boşanma tarihinin tanıma ve tenfiz kararının kesinleşme tarihi değil, yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi olacağı kabul edilmiştir. 09.05.2020 tarih ve 31122 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2505 sayılı Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 27 nci maddesinde de yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hâlinde yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin boşanma tarihi olarak aile kütüklerine tescil edileceği düzenlenmiştir. 9....
Hukuk Dairesi'nin E:2009/8580, K:2009/21495 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kararın tanınması ve tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tanıma ve tenfiz isteminde bulunabilir. Davacı vekili, dava dilekçesinde mirası reddeden yasal mirasçıların mirasçı olamaması nedeniyle murisin kardeşi olan davacının mirasçı konumuna geldiğini belirterek tanıma ve tenfiz talebinde bulunmada hukuki yararının olduğunu belirtmiştir. Dosya arasındaki muris Hayrettin KARAÇAM'a ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde, muris Hayrettin KARAÇAM'ın 20/03/2017 tarihinde öldüğü, en yakın mirasçıları olarak eşi Fatma ile çocukları Ayşe, Gül ve Onur'un kaldığı anlaşılmaktadır....
Dava vesayet konusunda verilen kararın tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51.maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olduğu belirlenerek, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492)....