Ancak, yabancı mahkeme kararlarının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespiti gerektiği, ihtilafsız kaza kararlarının tanınması veya yabancı mahkeme ilamlarına dayalı olarak Türkiye’de idarî bir işlemin yapılmasında da 42. madde hükmü uygulanacaktır. Somut olayda; Davacının bu davadaki isteği, Türkiye'deki nüfus kütüğünde Batu olan oğlunun adının, Amerikan Mahkemesinde açtığı dava sonucu Nepal olarak değiştirilmesine ilişkin mahkeme kararını infaz ettirmek ve nüfus kütüğüne oğlunun adını Nepal olarak kaydettirmektir. Bu amacına ulaşmak için açtığı davada önce tenfiz ve daha sonradan tanıma istemektedir. Tanıma ve tenfiz taleplerinden hangisi davacının lehine ise ona göre davaya yön vermek gerekir. Davasında yabancı mahkemenin kararının tenfizini isteyen davacı aynı zamanda tanınmasını da talep etmiş olmaktadır. Çünkü çoğun içinde az da vardır....
kısmen karşılıyor olsa da, ''savunma hakkının ihlal edilmemesi'' şartını sağlamadığını, MÖHUK 54.maddede tanıma ve tenfiz davasının şartları sayılırken savunma hakkına ilişkin 4.fıkrada dava şartının ''O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.''...
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan Kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. MÖHUK'nun 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri malvarlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....
Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.) Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez....
Davaya konu taşınmazın yabancı mah.ilamında yer alan taşınmaz olduğu hususu taraflar arasında ihtilafsızdır.Davalılar cevap dilekçelerinde "...yabancı mahkeme ilamındaki ortak mallar kısmında tarif edilen ve adresi belirtilen taşınmazın dava konusu taşınmaz olduğunu" bildirmektedirler.Yabancı mah.karar tarihi ve hatta tanıma-tenfiz kararının kesinleştiği tarihlerde dahi taşınmazın tamamı davalılardan Ceylan adına kayıtlıdır ve bu davalının kendisi adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili boşanma davası sırasında mal paylaşımı ile ilgili tasarrufta bulunmasına engel herhangi bir durum bulunmamaktadır.Bu şekilde bir anlaşma ile boşanmayı sağlayıp hatta tanıma-tenfiz davası açıp boşanma hükmü yanında taşınmaz ile ilgili kararın da tanınması-tenfizini isteyip bu doğrultuda verilen kararı temyiz etmeyen davalı Ceylan'ın sonradan 2017 tarihinde kendisinin ve davacının taşınmazda hiç bir hakkı bulunmadığını,tanıma-tenfiz kararının yok hükmünde olduğunu,yabancı mahkeme ilamının bu yönleri ile yerinde...
Davalı; davaya konu, yabancı mahkemeye ait dosyasının karar aşamasında, ne davacı müvekkil ne de kendisini temsil eden bir vekili bulunmaksızın, yokluğunda tarafların boşanmalarına, bunun sonucu davacıya ödenecek nafaka ve tazminatlara karar verildiği ve davalının savunma hakkının engellendiği, bu hususun Türk kamu düzenine ve Türk yasalarına aykırı olduğu, MÖHUK md.54-ç bendinde yer alan tenfiz şartı eksikliği nedeni ile davacının tanıma ve tenfiz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır..." düzenlemesi mevcuttur. Dava konusu somut olayda, ... Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayıa, ... İlçesi Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilamına ilişkin olarak tenfiz ve tanımaya ilişkin ...'daki şartların somut olayda mevcut olduğu, davalının yabancı mahkeme kararının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebi ile kararın esası yönünden inceleme yapılmasına ilişkin taleplerinin Mahkememizin görev ve yetki alanında olmadığı görülmekle davacının tanıma ve tenfiz isteminin kabulüne karar gerekmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ... Tarih ...-.../......
Özel hukuka ilişkin yabancı mahkeme ilamlarının Türkiye'de icrası tenfiz kararının alınmasına bağlıdır (5718 sayılı MÖHUK md. 50). Tenfiz kararı alınmadıkça Milletlerarası Özel Hukukuna göre yabancı ilamın Türkiye'de icrası olanağı yoktur. 1956 tarihli Nafaka Alacaklarının Yabancı Memleketlerde Tahsiline İlişkin sözleşme, bir tanıma veya tenfiz sözleşmesi olmayıp, nafaka alacaklısı ile nafaka yükümlüsünün farklı memleketlerde bulunması halinde nafaka alacaklısının tahsiline kolaylaştırıcı hükümler getirmiş olup, bu sözleşme nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı ilamların, ilamın verildiği devlet dışında sözleşmeye taraf diğer bir devlette doğrudan icrasına imkan vermez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması isteğine ilişkin olup, 13.01.2015 günü açılmış, mahkemece, tanıma istemine ilişkin dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden, aynı gün duruşma açılıp, davalının yokluğunda aynı gün tanıma kararı verilmiştir. Tanıma ve tenfiz istemine ilişkin dava dilekçesinin duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliği zorunludur. Sadece ihtilafsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizinde tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır (5718 s.MÖHUK.m.55/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz ... ile ... aralarındaki tanıma ve tenfiz davasının reddine dair ... 15. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen mallar nedeniyle anlaşma yapılan ... Eyalet Mahkemesi tarafından verilen ... nolu hükmün tanıma ve tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, dilekçeler aşaması tamamlanmadan ve öninceleme aşamasına geçilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme ile, kesin süre içinde kesinleşme şerhli mahkeme kararının sunulmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....