Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir. İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesince, tanıma ve tenfiz davalarında 5718 sayılı kanunun 51/1. Maddesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun düzenlenmesi ve 6335 sayılı kanunun 2. maddesine göre de Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun belirlenmesi nedenleriyle görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, tarafı arasındaki ilişkinin ticari ilişkiden kaynaklandığını, bu nedenle davanın ticari dava olduğunu tanınması ve tenfiz istenen mahkeme kararından da davanın ticari dava olarak görüldüğünün anlaşılması nedenleriyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında:“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde:“Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...
Öte yandan,---------- de tanıma/tenfiz talepli dosyaya eklenmelidir. Bir yabancı mahkeme kararının, tanıma ve tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler ----- öngörülmüştür. Bu maddedeki şartları bir nevi ön koşut niteliğindedir. Ön koşullan sağlayan yabancı kararlar tenfiz için ------- yönünden denetlenir. ----- şekilde düzenlenmiştir: "MADDE 50 - (I) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların ---- icra olunabilmesi yeikili ----- tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır."...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/38 sayılı dosyasıyla davalıya karşı tapu iptal/tescil davası açtıklarını; tapu iptal/tescil için öncelikle yabancı mahkeme kararının mal paylaşımına ilişkin bölümünün tenfizine karar verilmesi gerektiği ve bu amaçla eldeki tenfiz davasının açıldığı açıklanarak tenfiz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, MÖHUK 38/b ve HMK 12. maddeleri uyarınca; Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda verilen yabancı mahkeme kararlarının tanıma/tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine kararı verilmiş; hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Bir yabancı ilamın Türkiye'de icra olunabilmesi (icra takibine konu edilebilmesi) tenfiz kararı verilmesine (MÖHUK m. 50/1) kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi ise, tanıma karar verilmesine (MÖHUK.m.58/1) bağlıdır....
Her ne kadar madde başlıklarından yalnızca tenfiz usulünün düzenlendiği, tanımanın ise hangi usul çerçevesinde yapılacağının tespit edilmediği gibi bir sonuç ortaya çıktığı düşünülse bile, madde içeriklerinden kanun koyucunun yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını tenfize ilişkin şartlara bağladığı, dolayısıyla tanıma usulü ve tenfiz usulü arasında bir ayrım gözetilmediği görülmektedir (Doğan, V.: Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara 2019, s. 144- 145).5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51. maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir.Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir....
Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK md:55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince, “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/256 Esas KARAR NO : 2021/935 DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 27/04/2021 KARAR TARİHİ : 25/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahkemesinin ... tarih ... karar sayılı ilamında taraflar arasındaki ticari ilişkinden dolayı yargılama yapıldığını, yargılama neticesinde davalının ......
Kanunun 50 ilâ 57. maddeleri tenfize, 58 ile 59. maddeleri ise tanımaya ilişkindir. 5718 sayılı Kanun'un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”...
Yerel Mahkemesinin ... sayılı ve 03.11.2015 tarihli kararında, kendisi hakkında verilen iflas kararı nedeniyle davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek tanıma ve tenfiz talebinde bulunmuştur. Tanıma ve tenfiz hususları 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 50. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Tanıma, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm etkisinin yabancı bir ülkeye teşmilini ifade eder. Tenfiz ise; yabancı mahkeme ilamının icrai etkisinin /kuvvetinin kabul edilmesidir. Dava dilekçesinde tanıma ve tenfiz istemlerinde birlikte bulunulmuştur. Bir yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle tanınması gerekir. Yani tenfiz zaten tanımayı da içerir. Somut olayda, davacı tenfizini istediği ... Yerel Mahkemesinin ... sayılı ve 03.11.2015 tarihli ilamında kendisi hakkında verilen iflas kararı nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek tanıma ve tenfiz talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Ve Tenfiz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere ve davanın tanıma-tenfiz olmayıp, tapuda isim düzeltilmesi davası olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ONANMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....