İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…Davalı tarafça sunulan belgelerin tercümesi yaptırılmıştır. Dava, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Hükümlerine göre açılan tenfiz davasıdır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında kanunun 52.maddesinde tenfiz isteminin dilekçeyle yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 53.maddesinde ise tenfiz dilekçesine eklenecek olan belgeler sayılmıştır....
Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır: a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti. c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu. DİLEKÇEYE EKLENECEK BELGELER Madde 53 - (1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir: a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/05/2019 NUMARASI : 2018/463 ESAS 2019/288 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Taraflar arasındaki tenfiz istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Sivil Hukuk Dairesi'nin 11.09.2008 tarih ve 9 O 4577/07 sayılı ilamının tenfizine karar verilmiştir....
Görüldüğü üzere Sözleşme, iki grup tenfiz engeli düzenlemiştir. Birinci gruptakiler davalı tarafından savunma olarak ileri sürülüp ispat edilmesi gereken tenfiz engelleri, ikinci gruptakiler ise mahkemece resen gözetilecek tenfiz engelleridir. Esasen tanıma ve tenfiz davalarında taraflar, maddi vakıaların yeniden tartışılmasını isteyemez ve tenfiz davasında mahkemece yapılacak inceleme, tanıma ve tenfiz engellerinin mevcut olup olmadığıyla sınırlıdır. Mahkeme, hakem kararının maddi hukuk yönünden isabetli olup olmadığı denetleyemez. Aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen taraf, ancak tenfiz şartlarının bulunmadığını (tenfiz engellerinin mevcut olduğunu) öne sürerek itiraz edebilir. Yani uyuşmazlığın esasına ilişkin savunma sebeplerine dayanamaz ve bunlara ilişkin olarak delil gösteremez. Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; Öncelikle resen incelenmesi gereken iki tenfiz engeli değerlendirilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve tenfiz ...... ile..... aralarındaki tanıma ve tenfiz davasının reddine dair.. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.03.2013 gün ve 520/86 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,40 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....
Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK md:55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır. Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınmasında da aranır (5718 s. MÖHUK. md:58)....
Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Davacı tarafça Sofya Şehir Mahkemesi Ticaret Bölümü 2154/2020 sayılı, 260640 karar numaralı ve 19/10//2022 tarihli kararı ile 14/11/2022 tarihli icra hükmü kararı uyarınca hem bu mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hem de verilen karar uyarınca İİK.'nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı konulmasına yönelik talepte bulunulmuştur. Yabancı mahkeme kararının ilam niteliği taşıyabilmesi için MÖHUK 57. maddesi uyarınca Türk Mahkemeleri tarafından tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Yabancı mahkemeden verilen bir ilamın Türkiye'de icra edilebilmesi için söz konusu mahkeme kararının tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmekle birlikte bilindiği üzere, ihtiyati haciz işlemi bir icra ve infaz işlemi niteliği taşımamaktadır....
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 57/2. maddesi gereğince tenfiz kararının temyizi onun yerine getirilmesini durdurur.Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 12.H.D 2011/15165 esas, 2012/1482 karar; 2008/22583 esas, 2009/4706 karar) İlamlı takibe konu yapılan tanıma ve tenfiz ilamının takip tarihinde henüz kesinleşmediği ve istinaf yasa yoluna başvurulduğu sabittir. Temyiz edilmesi hususu aslında karara itiraz edilmesi alanını kapsayacağından, istinaf edilmesi de tenfiz kararının infazını kendiliğinden durduracaktır. Belirtilen açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle ; Şikayetin REDDİNE, " karar verildiği görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/03/2014 gün ve 2013/687-2014/339 sayılı kararı bozan Daire’nin 04/06/2015 gün ve 2014/14620-2015/7747 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, kesinleşen Duisburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile 10.225,84 Euro alacağın ve 1.778,49 Euro yargılama giderinin davalı şirketten alınıp müvekkiline verilmesine karar verildiğini ileri sürerek anılan mahkemenin 3 O 371/04 sayılı kararının ve masraf tespiti kararının tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....