Görüldüğü üzere sözleşme, iki grup tenfiz engeli düzenlemiştir. Birinci gruptakiler davalı tarafından savunma olarak ileri sürülüp ispat edilmesi gereken tenfiz engelleri, ikinci gruptakiler ise mahkemece resen gözetilecek tenfiz engelleridir. Esasen tanıma ve tenfiz davalarında taraflar, maddi vakıaların yeniden tartışılmasını isteyemez ve tenfiz davasında mahkemece yapılacak inceleme, tanıma ve tenfiz engellerinin mevcut olup olmadığıyla sınırlıdır. Mahkeme, hakem kararının maddi hukuk yönünden isabetli olup olmadığı denetleyemez. Aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen taraf, ancak tenfiz şartlarının bulunmadığını (tenfiz engellerinin mevcut olduğunu) öne sürerek itiraz edebilir. Yani, uyuşmazlığın esasına ilişkin savunma sebeplerine dayanamaz ve bunlara ilişkin olarak delil gösteremez. Bu nedenlerle, davalı vekilinin hakem kararının esasına dair iddialarının dinlenmesi mümkün değildir....
DAVA TÜRÜ : Tanıma ve tenfiz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:09.11.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanan tanıma ve tenfiz isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (6.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar ... ve ... vekili; dava konusu yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; tenfizi talep edilen kararın Alman mahkemesince verildiği, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı ve belgelerin tercümesinin sunulduğu, ülkemiz ve ... arasında karşılıklığın devam ettiği, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olduğundan tenfize engel olmadığı, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı ve tenfiz için gerekli tüm şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Köln Asliye Hukuk Mahkemesinin 15 0 503/10 sayılı 02.12.2011 tarihli kararının tenfizine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.07.2017 tarih ve 2017/303-2017/533 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; Federal ... Cumhuriyeti ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 3. Sivil Hukuk Dairesinin 3 O 472/11 numaralı dosyasından verilen 09.11.2012 tarihli kararı ile yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının kesinleştiğini ve tenfiz koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, bu kararın ve masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; yabancı mahkeme kararı, ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının İtalyan Usul Hukuk hükümlerine göre kesinleşen ilam niteliğinde bir mahkeme kararı olduğunun saptandığı ve MÖHUK hükümleri uyarınca tenfiz şartlarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne, ilgili kararın tenfizine hükmedilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Tenfize konu edilen...sayılı kararında .Euro'nun davalıdan tahsiline karar verildiği görülmektedir. Bu durum karşısında; tenfize konu kararın nispi harca tabi davalardan olduğu gözetilerek dava değeri (1.791.786,71 E.) üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü oranında peşin harcın davacıdan tahsil olunarak yargılama yapılması gerekirken mahkemece, maktu karar ve ilam harcı alınarak ve sonrasında harç ikmali gerçekleştirilmeksizin yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde esasa yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
BOŞANMA KARARININ TENFIZIYETKILI OLAN TÜRK HUKUKUNUN UYGULANMAMASIMİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN (5718) Madde 54MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN (5718) Madde 55MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN(MÜLGA) (2675) Madde 38 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, Fransız (Nancy) mahkemesince verilen boşanma kararının tenfizine karar verilmesini istemiş, mahkemece, "yetkili olan Türk Hukukunun uygulanmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Tarafların Türk vatandaşı oldukları, tenfiz isteğine ilişkin bu davanın 21.02.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile davalı vek.Av.... 'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasındaki emanet fonlar anlaşmasının davalı tarafından ihlal edilmesi üzerine davalı aleyhine İngiliz Queens Bench Bölgesi Yüksek Mahkemesi’nde açılan dava sonucu verilen ve kesinleşen kararın tenfizi istemine ilişkindir....
Mahkemesinin ekli kararı 28.11.2006 tarihli boşanma kararı Türkiye'de tenfiz edilmediğinden davacının henüz mirasçılık belgesi alamadığını, bu nedenle murisin boşanma kararının tenfizi için yetki verildikten sonra nüfus kayıtları düzeltilerek davacının murisi eşi ...'nin mirasçısı olduğuna dair mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir. Mahkemece, veraset ilamını kişinin yasal mirasçılarının belirlenmesine yönelik olup, gerekli tenfiz işlemleri yapıldıktan sonra veraset ilamı için talepte bulunulabileceği, açılmış olan mirasçılık belgesi istemi davasında tenfiz için yetki verilemeyeceğinden bu aşamada davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir Dava mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olup hasımsız olarak açılmıştır. Davacı ibraz ettiği nüfus kaydı ile ... ile 18.09.2010 tarihinde evlenmiş olduğunu belgelemiştir. Ancak mirasçılık belgesi alabilmesi için ......
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/1157 E., 2021/997 K. sayılı ve 30.12.2021 tarihli kararının ortadan kaldırılmasına ve tenfiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
HD'nin 17/01/2019 gün ve 2018/4166 E.-2019/174 K. sayılı kararında özetle, "...Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır..." şeklindeki yerleşik Yargıtay uygulamasına da işaret edilmiştir.(Bkz. benzer yönde Yargıtay 4. HD'nin 18/01/2021 gün ve 2020/854 E.-2021/15 K.; Yargıtay 13. HD'nin 19/12/2019 gün ve 2019/5612 E.-2019/12850 K.; 15/11/2018 gün ve 2016/29053 E.-2018/10724 K. vb.) Yargıtay 2....