Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 57/2. maddesi gereğince tenfiz kararının temyizi onun yerine getirilmesini durdurur.Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 12.H.D 2011/15165 esas, 2012/1482 karar; 2008/22583 esas, 2009/4706 karar) İlamlı takibe konu yapılan tanıma ve tenfiz ilamının takip tarihinde henüz kesinleşmediği ve istinaf yasa yoluna başvurulduğu sabittir. Temyiz edilmesi hususu aslında karara itiraz edilmesi alanını kapsayacağından, istinaf edilmesi de tenfiz kararının infazını kendiliğinden durduracaktır. Belirtilen açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle ; Şikayetin REDDİNE, " karar verildiği görülmüştür....

Mahkemece, uyuşmazlığın kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle münhasır görevli bir Türk Mahkemesinin bulunmadığı, kredi sözleşmesi ile İngiliz mahkemesinin yetkilendirildiği, ilamda davacı olarak görünen şirketin tenfiz talebinde bulunmakta hukuki yararının bulunduğu, yargılama sırasında ilk tebligatın davalının adresine, sonraki tebligatların ise davalının vekiline yapılması nedeniyle tebligatlar bakımından davalının savunma hakkının ihlalinden söz edilemeyeceği, davalının ilamın kısmen yerine getirildiğine dair iddialarının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, ibraz edilen bir kısım dekontların karardan önceki tarihli olduğu, tenfiz istemine karşı ileri sürülebilecek itirazların MÖHUK'un 55. maddesiyle sınırlı bulunduğu, bu nedenle takas ve mahsup savunmaları ile ... 9....

    Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın görevli olan asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, MÖHUK m.51 uyarınca tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemenin asliye mahkemeleri olduğunu, asliye mahkemeleri tabirinden kastedilenin de asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, hukuk sistemimizde revizyon yasağı olduğu için tenfiz davalarında esasa girilemeyeceğinden, tenfiz hâkiminin karara konu teşkil eden ticari uyuşmazlık üzerinde durmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle tenfiz davalarında yabancı karara konu teşkil eden uyuşmazlık ticari de olsa ticaret mahkemelerinin kurulmasına sebep teşkil eden ihtisası gerektiren bir yön bulunmadığını, bundan dolayı ticari konulara ilişkin tenfiz davaları asliye hukuk mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, yabancı makamlarca verilen kararın kamu düzenine uygun olup olmadığı incelenmeksizin tenfiz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için...

      , yabancı bir kararın tanınması ve tenfiz edilebilmesi için Türk kamu düzenine aykırı olmaması gerektiğini, bu nedenlerle; davanın usul ve esastan ayrı ayrı reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen hakem kararının, taraflar arasındaki tahkim anlaşması ve İngiliz tahkim kanunu hükümlerine uygun bulunduğu, davalının talepte bulunanın tahkim kararına taraf olmayan kişi olduğu, ayrıca tahkim kararının tenfizi için özel yetki gerektiği yönündeki itirazının yerinde olmadığı, davacının acentesi sıfatını haiz olduğundan tenfiz talebinde bulunma yetkisini taşıdığı ve acentenin müvekkili adına dava açabilmesi gibi onun adına tenfiz talebi için de özel yetki gerekmediği, tenfizi istenen hakem kararının onaylı sureti ile Türkçe tercümesinin ve tahkim sözleşmesinin ibraz edildiği, MÖHUK'un 60. maddesine uygun başvuru şartlarının varlığı belirlendikten sonra dosyada taraflar arasındaki tahkim sözleşmesine göre başvurulan hakemin verdiği tenfize konu kararın genel ahlaka ve kamu düzenine aykırı olmadığı, uyuşmazlığın tahkime konu olabilecek nitelikte olduğu, hakem önünde tarafların usulünce...

          sağlanmasını dava ve talep etmiştir....

            İlk Derece Mahkemesi'nce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfiz talebine konu alacağın niteliği dikkate alındığında tenfiz isteminin Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği, yetkiye süresinde itiraz edilmediği, tenfiz istemine konu kararın, davalının müteselsil kefaletinden kaynaklanan sorumluluğu kapsamında Alman Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'u 700. maddesi uyarınca Alman Mahkemesince verilmiş ilam niteliği taşıdığı, bu düzenleme kapsamında davalıya 20.04.2011 ve 09.05.2014 tarihlerinde iki kez tebligat yapıldığı, davalının herhangi bir savunma ve karşı kanıt sunmadığı, kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiği, tenfizi istenen ilamın hukuk davasına ilişkin bir yabancı mahkeme ilamı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, Almanya Mayen Asliye Mahkemesi'nin 11.0215042-0-0 N sayılı (28642/101811 Ukto.-1 Inso Dosya no'lu), 25.05.2011 tarihli kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir. Davalı vekili, istinaf yoluna başvurmuştur....

              Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/261-2015/244 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının, ...'...

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/05/2022 NUMARASI : 2022/77 Esas - 2022/319 Karar DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Yozgat 2....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2020 NUMARASI : 2020/3 ESAS 2020/85 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu