Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yabancı hakem kararlarının tenfizi 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ile Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile ülkemiz açısından bağlayıcılık kazanan Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması Ve İcrası Hakkında New York Sözleşmesi'nde düzenlenmiş olup MÖHUK'un 60. maddesinde yer alan; "Kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir." düzenlemesi uyarınca öncelikle tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının kesinleşmiş veya taraflar için bağlayıcı olması gerekmektedir. Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması Ve İcrası Hakkında New York Sözleşmesi'nin tenfiz talebine eklenecek belgeler ile ilgili dördüncü maddesi MÖHUK'un 61. maddesi ile, tenfiz talebinin red sebeplerini düzenleyen beşinci maddesi ise MÖHUK'un 62. maddesi ile benzer düzenlemeleri içermektedir....

    Bu hükme göre yabancı bir ülke hakem heyeti tarafından verilen kararın geçerli olabilmesi için usulüne uygun Türk Mahkemelerince tenfiz edilmiş olması gerekli ve zorunlu bulunmaktadır. Bir başka deyişle Türk Mahkemeleri tarafından usulünce tenfiz edilmeyen kararların ilâm niteliğinde sayılması mümkün bulunmamaktadır. Tenfiz edilmeyen somut olaydaki hakem kararının Türk Hukuku açısından henüz ilâm niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. 5718 sayılı MÖHUK 62.maddesinde tenfiz şartları belirtilmiş olup, bunlardan birisinin bulunmaması halinde tenfiz talebi reddedileceğinden ve böyle bir hakem kararı henüz Türk Hukuk sisteminde tanınmadığından karara konu alacağın varlığının kabul edilmesi ölçüsüne yeterli bilgi ve belge olup olmadığına ilişkin yaklaşık ispat kurallarının değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır. Tüm bu nedenlerle bu aşamada davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

      Hukukî konulara ilişkin adlî kararlar, b.Tazminata ilişkin olarak cezaî konularda verilmiş kararlar. 2. ---- sadece işbu--- yürürlüğe girmesinden sonra verilen kesinleşmiş adlî kararlar tanınacak ve tenfiz edilecektir." 36. Maddesi ise; "Kararların Tanınması ve Tenfizi Şartları İşbu Anlaşmanın 35. maddesinde belirtilen kararlar, aşağıdaki şartları olmaları halinde diğer ------ tanınır ve tenfiz edilir: a. Karar verildiği, --------- kanunlarına göre kesinleşmiş ve icra edilebilir olmalıdır. b. Kararın verildiği --- kanunlarına göre, davalı taraf, usulüne uygun surette mahkemeye davet edilmiş olmalıdır, c....

        Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hakimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenmez. Şu durumda tenfiz hakiminin, tenfiz şartları dışında ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi halin kabulü, tenfiz hakimini, üst mahkeme görevini kendisinde bulması şeklinde bir sonuca götürür... Buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi kriterlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye'de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir..." denilmek suretiyle kamu düzeninden ne anlaşılması gerektiği ve tenfiz mahkemesince kamu düzeni denetiminin ne şekilde yapılacağı ortaya konulmuştur....

          kabûlüne, Udine Mahkemesinin 1327/10 R....C sayılı dosyası üzerinden verilen 26.04.2010 tarihli ve Udine-27.052010 kayıt yer/ve tarihli 1897 no'lu kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2015/175-2016/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, ..... ... Yöresel Mahkemesinin 30178/09 esas sayılı kararının tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 5718 sayılı MÖHUK’un 51. maddesine göre tanıma ve tenfiz davalarının kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, müvekkilinin merkezinin ...-... Karayolu .... K....ı –.... adresinde olduğunu, yetkili mahkemenin ..... Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir....

              Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

                Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

                  KARŞI OY YAZISI Dava yabancı mahkeme tarafından verilen hükmün tanınması ve tenfizine yöneliktir. Bu davada MÖHUK 54. ve devamı maddeleri gereğince tanıma ve tenfiz şartların oluşup oluşmadığı incelenmekte olup tanıma ve tenfizi istenen kararın münhasıran velâyet düzenlemesine yönelik olmasının bir önemi bulunmamaktadır. MÖHUK’da tanıma ve tenfize ilişkin davalarda temyiz edilemezlik durumuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte; MÖHUK 57/2. maddesinde tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizinin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. HMK’ da tanıma tenfiz davalarının temyiz edilemeyeceğine dair düzenleme de bulunmamaktadır. A.İ.H.S.nin 6. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesi gereğince adil yargılanma hakkının genel unsurlarından biri de adalete erişim hakkıdır....

                    Bu itibarla, tanıma ve tenfiz davasının neticesi bu davayı etkileyeceğinden, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesinin beklenerek hasıl olacak neticeye göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2019(Pzt.)...

                      UYAP Entegrasyonu