Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira MÖHUK’da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, kararın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi hâlin kabulü, tenfiz hâkimini, üst mahkeme görevini kendinde bulması şeklindeki bir sonuca götürecektir. 23. Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmıştır. Ancak hâkim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık sebebini ve bu hukukun genel prensiplerini dikkate almak durumundadır. Bu hususta MÖHUK’nın 54/c maddesinde kamu düzenine “açıkça” aykırılıktan bahsedilerek yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde kamu düzenine aykırılık hususunda hâkimlerin takdir yetkisi daraltılmaya çalışılmıştır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ' TARİHİ : 10/01/2020 NUMARASI : 2018/790 ESAS, 2020/6 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı yönelik ava numarası/esas numarası: 2395229/vv expl 13- 90 numaralı kararının tanınması talebinin kabulüne, tenfiz talebinin reddine verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Bahar KÜÇÜKALİ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Selçuk Karahan Kayımkaya ile Hollanda kanunları uyarınca yapmış olduğu anlaşma ile yardıma ve bakıma muhtaç bir kişiye yardım edilmesi ve bu hususta müvekkili ile...

    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesine göre, on yıl olarak kabul edilmektedir. Yargıtay'ın ve Dairemizin görüşü bu yöndedir. Çözüme kavuşturulması gereken husus, zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte mi yoksa, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihte mi başlayacağıdır. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun mad.50)....

      Kamu düzeninin belirsiz niteliğinin sonucu olarak hangi kriterlerin kullanılması ile ortaya çıkacağı hususu yabancı ilamda gösterilen gerekçede ve ittihaz olunan hüküm ile ortaya çıkacağını kabul etmek gerekecektir.Yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığının denetlenmesi sırasında içeriği tetkik yasağı devreye girmekte olup, bu yasağın takdir hakkı ile ortadan kaldırılamayacağı açıktır. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hakimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hakiminin, tenfiz şartları dışında ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi halin kabulü, tenfiz hâkimini, üst mahkeme görevini kendinde bulması şeklindeki bir sonuca götürür. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, tenfiz şartları içinde sayılmıştır....

        Ve 4. Fıkralarının değiştirilmek suretiyle lehe vekalet ücretine hükmedilmesi ve yine yargılama masraflarının davalı yana yüklenmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması şayet Bölge Mahkemesi aynı görüşte değil ise bozulması, ortadan talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE : Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun(MÖHUK)'un 50 vd. maddeleri gereğince yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, tenfiz istemine konu yabancı mahkeme kararıyla ilgili olarak MÖHUK uyarınca tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı T1 T5 Silm İnvestment Holding Inc.'...

        Davalı vekili ;davalıya olan borcun ödendiğini ,bu nedenle borcu olmadığını menfi tesbit davası açtıklarını sonucunun beklenmesini,borcu söndüren sebeblerin yargılamanın her aşamasında sunulacağının Yargıtayca kabul edildiğini ileri sürmüştür.MÖHUK 55(2) maddesi hükmü uyarınca yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş olması bir tanıma -tenfiz engelidir.Ancak tenfiz engeli olan ifa ,yabancı kararın verilmesinden sonraki bir ifadır.Türk tenfiz hukukunda "davanın esastan incelenmesi yasağı ,yabancı mahkemenin vakıaları biçimine ve ulaştığı adli hakikate tenfiz mahkemesi tarafından itibar edilmesini gerektirmekte ,bunların tenfiz mahkemesince yeniden incelenmesine engel olmaktadır.Bu nedenle ,dava henüz yabancı mahkemede görülmekteyken mevcut itiraz ( maddi hukuk anlamındaki itirazlar,alacağı sona erdiren )sebebleri tenfiz mahkemesince dikkate alınamaz.Buna mukabil davanın esastan incelenmesi yasağı ,yabancı mahkeme kararından "sonra "ortaya çıkan itiraz sebeblerinin...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) Tenfiz İstemi başlıklı 52 nci maddesi şöyledir: "Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır: a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti....

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/08/1994 tarihli kararı ile icra kararının verildiği ve bu kararın 30/08/1994 tarihinde davalıya tebliğ edilerek kesinleştiği, bu nedenle Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde öngörülen zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır....

              Talep, yabancı mahkeme tarafından verilen kararın tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davacı şirket tenfizini istediği Milano Medeni Hukuk Mahkemesi’nin 14.05.2017 tarih ve ... sayılı ilamında davalı şirketten ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu ileri sürerek tanıma ve tenfiz talebinde bulunmuştur. Tanıma ve tenfiz hususları 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 50. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Tanıma, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm etkisinin yabancı bir ülkeye teşmilini ifade eder. Tenfiz ise; yabancı mahkeme ilamının icrai etkisinin /kuvvetinin kabul edilmesidir. Dava dilekçesinde tanıma ve tenfiz istemlerinde birlikte bulunulmuştur. Bir yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle tanınması gerekir. Yani tenfiz zaten tanımayı da içerir....

                Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 2675 sayılı.....nun 38/c maddesi (yeni 5718 SK.’nun 54/c maddesi) uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma haklarının ihlali ise kamu düzenine aykırılıktan bağımsız bir tenfiz engeli olarak, 38/d maddesinde (yeni 54/ç maddesi) düzenlenmiştir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir....

                  UYAP Entegrasyonu