Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde: “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...

    Bölümünün 1. maddesinde "Bir tanıma kararı, yükseköğretim belgesi tarafından belgelenen bilgi ve beceri esasına dayanıyorsa, her Taraf, tanımanın istendiği belge ile tanımanın istendiği Tarafça bu belgeye karşılık gelen diploma arasında önemli bir farklılık görülmediği durumda, diğer Tarafta verilmiş yükseköğretim belgelerini tanıyacaktır." hükmü yer almaktadır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MÖHUK'un tanıma ve tenfiz davalarında görev hususunu düzenleyen MÖHUK 51....

        ın "..." olan adının Amerika Birleşik Devletleri Teksas Eyaleti Horis İlçesi Bölge Mahkemesinin 11.05.2009 gün, 2009/25296 sayılı kararı ile "..." olarak değiştirildiğini ileri sürerek bu kararın tanınmasını istemiş, mahkemece kararın tanıma koşullarının bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 58.maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, gerektiğinde Türkiye Cumhuriyeti Nüfus İdaresi tarafından tutulan davalılara ait nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması sonucunu doğuracaktır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinde sayılan ve bunlarla ilişkili bulunan tenfiz veya tanıma istemlerine yönelik olarak açılan bu tür davaların görülüp karara bağlanabilmesi için mahkemece öncelikle söz konusu davanın Cumhuriyet Savcısının ve Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin huzuru ile görülmesi gerekir....

          Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Yasa, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. ... velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir. ( Y. 2. HD. 2010/4292 – 16873 E-K sayılı ilamı ) Bu durumda uyuşmazlığın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21., 22. ve 23 . maddeleri gereğince ... 1....

            Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Yasa, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. ... velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir. ( Y. 2. HD. 2010/4292 – 16873 E-K sayılı ilamı ) Bu durumda uyuşmazlığın ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21., 22. ve 23 . maddeleri gereğince ... 6....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki yabancı mahkeme iflas kararının tanıma tenfiz davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı (talep eden) vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Talep eden vekili, aleyhine talep olunan hakkında ...'da iflas kararı verildiğini, talep edenin de müflise kayyım olarak atandığını ileri sürerek, iflas kararının tanıma ve tenfizini istemiştir. Aleyhine talep olunan, isteme cevap vermemiştir.Mahkemece, talebin reddine dair verilen karar, talep eden vekilinin temyizi üzerine, kapatılan 23....

                Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan davada, boşanmaya ilişkin Gelsenkirchen-Buer SulhHukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi) 4/5/1999 tarih ve 19 F 172/98 sayılı kararının tanınmasına karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 2675 sayılı Milletlerarası ÖzelHukuk ve UsulHukuku Hakkında Kanunun 42. maddesi hükmüne göre, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfiz davalarındaki usul ve esasa tabi olup, yabancı mahkeme kararının tanınması, kararın TürkMahkemelerinde kesin delil veya kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurmaktadır....

                  in babasının ... olmadığı halde gerçek dışı beyanda bulunularak tanıma yoluyla nüfusa tescil edildiği, ...'ın gerçek babasının nüfus kayıt işlemi bittikten sonra ... olduğunun açıklanması üzerine nüfus müdürlüğünce kaydın iptali için ihbarda bulunulduğu bildirilerek ...'in kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 14.02.2010 doğumlu ...'ın annesi ...'ın bekarlık hanesine ... soyadı ile 25.11.2010 tarihinde tescil edildiği, 02.05.2011 tarihinde ise ...'ın 12.04.2011 tarihinde evlendiği ... tarafından tanınmak suretiyle baba hanesine tescil edildiği anlaşılmaktadır....

                    in dünyaya geldiğini, çocuğu 2001 yılında kendi nüfusuna kaydettirdiğini, bir yıl sonra da babanın çocuğu tanıma yoluyla kendi nüfusuna aldığını, ancak çocuğun baba ile kişisel ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek küçüğün "..." olan soyadının annesinin soyadı olan "..." şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. 4721 sayılı yasanın 282. maddesinde çocuk ile annesi arasındaki soybağının doğumla, çocuğun baba ile arasındaki soybağının tanıma, anne ile evlilik ve hakim hükmüyle kurulacağı hüküm altına alınmıştır. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...

                      UYAP Entegrasyonu