Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği’nin 25.12.2009 tarihli, 30362 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki tanıma senedi ile tanıyarak kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği iddiasıyla çocuğun soybağını değiştirme suçundan açılan kamu davasında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/276 Esas sayılı dosyasında evlat edinmeye ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi için dava açmıştır. Eldeki dosyada, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/276 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine karar verilmiştir. Daha sonra tanıma ve tenfiz dosyasının bekletici mesele sayılmasından vazgeçilerek davanın reddine karar verilmiş ise de bu hususlar doğru görülmemiştir. Mevcut nüfus kayıtlarına göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması nedeni ile hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece .... Mahkemesi ... Hukuk Sektörü .... Dairesinin, ...dosya no ile 361344 ve 373571 dava numaralı 06/04/2012 tarihli kararının TANINMASINA ve TENFİZİNE karar verilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesine ekli yabancı mahkeme ilamının tercümesi incelendiğinde “tarafların boşanmalarına" dair bir hüküm içermediği, söz konusu kararın "geçim nafakası ve malvarlığı paylaşımına” ilişkin olduğu, davacı tarafından boşanma ilamının 21.03.2011 tarihinde verildiği belirtildiği halde, dosyaya sunulan ilamın 06.04.2012 tarihli olduğu anlaşılmaktadır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.07.2008'de kesinleşen yabancı mahkeme kararıyla boşandıkları, bu kararın tanındığı ve tanıma kararının 30.07.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma işlemi, bir yabancı mahkeme ilamının "kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi" sonucunu doğurur (5718 sayılı MÖHUK m.58). Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmamıştır. Bu durumda davalı eşe kusur yüklenemez. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat yükümlüsünün kusurunun varlığı gerekir. Hal böyleyken davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

            nun 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı, ile nüfus kayıt tablosu aldığında ... T.c. Kimlik numaralı ... isimli bir kişinin nüfusuna kaydedildiğini öğrendiğini, ...'in tanıma senedindeki bilgilerin kendisine ait olduğunu ancak imzanın kendisinin olmadığını,... isminde bir kızının olmadığını, tanınması için başvurmadığını belirterek ...'in nüfus kütüğündeki kaydının iptaline karar verilmesini Davanın kabul edilmesi halinde ...'in baba adının değiştirilmesinin yanında nüfus kaydındaki soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.'nun 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili olan bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasında ... Asliye Hukuk ile ... Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yabancı mahkemeden verilen vasi atanması kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, 4797 sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1-2 maddeleri uyarınca vesayet kararlarını vermek ve 20/05/1982 gün ve 2675 sayılı Milletler arası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku hakkındaki Kanuna göre aile hukukuna giren, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizine karar vermek aile mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ......

                Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı TMK'nın 404. maddesi uyarınca evlilik dışı doğup tanıma yoluyla nüfusa tescil edilen ve annesinin de yaşının küçük olması nedeniyle küçüğe vasi tayini istemine ilişkindir. .... 3. Sulh Hukuk Mahkemesince, velayetin tanıma yapan babaya verilip verilmeyeceği hususunda bir karar verilmesi gerektiği, velayet hususunun değerlendirilmesinin de aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. .... 4. Aile Mahkemesi tarafından ise küçüğün babasının ceza evinde hükümlü olduğu, vesayet altında bulunduğu, vesayet altında olan kişiye velayet hakkının verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, küçüğün vesayet altına alınması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 337. maddesine göre, “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir....

                  KARŞI OY YAZISI Davacı tarafından yabancı mahkemede açılan boşanma davası reddedilmiş, redde ilişkin bu karar Türkiye'de tanınmış ve tanıma kararı da kesinleşmiştir. Bu durumda 5718 sayılı Yasanın 59. maddesi uyarınca yabancı ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkemedeki kesinleşme anından itibaren hüküm ve sonuç doğurur. Durum böyle olunca Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine dayalı davada, üç yıllık sürenin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlatılması gerekir. Bu husus nazara alınmadan tanıma kararının kesinleştiği tarih esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. O halde, mahkemece tarafların delilleri toplanarak bu süre içerisinde ortak hayatın kurulup kurulmadığının saptanarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

                    Mahkemece; "İşbu dava; 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’ un 50 ila 63. maddelerinde düzenlenen yabancı mahkeme kararının (ilamının) tanıma tenfizi davasıdır. Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Tanıma; "Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü", tenfiz ise "bir mahkeme kararının , sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı"dır. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu