İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından tanınmasına karar verilen yabanca mahkeme ilamına konu olaya ilişkin kendilerine tebligat yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını bu nedenle tanıma-tenfiz talebinin reddine karar verilmesini istinafen talep etmişlerdir. Dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararının tercümesi incelendiğinde, karar içeriğinde taraflara tebligatın yapıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19/10/2017 tarih, 2016/25373 Esas ve 2017/11365 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere MÖHUK 54/ç maddesine göre ilgilisine tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak hüküm verilmiş olması tanıma ve tenfiz istemine engel teşkil eder. Başka bir ifadeyle, yabancı mahkemede aleyhine hüküm verilen tarafın savunma hakkının kısıtlanması ilgili tarafa usulü dairesinde tebligat yapılmaması halinde tanıma ve tenfiz talebi reddedilecektir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Kulu Asliye Hukuk mahkemesinde görülmekte olan boşanma davası nedeniyle açılan tanıma ve tenfiz davasının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin tazminat ve nafaka alamaması için eldeki davanın açıldığını, yabancı mahkeme kararının MÖHUK taki tanıma tenfiz koşullarını taşımadığını, kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; - Davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin Siegburg Aile Mahkemesi'nin 333 F 58/15 dosya numaralı, 25/08/2017 kesinleşme tarihli ilamın boşanmaya ilişkin kısmının 5718 sayılı yasanın 54 ve 58 maddeleri gereğince TANINMASINA karar verilmiştir....
Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.) Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez....
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen taşıt tanıma sözleşmesinin 2.2.8 maddesinde, taşıt tanıma sistemine dahil edilen araçların sistemden 2 yıldan önce çıkarılması durumunda (filo araç sayısının % 20’si hariç) müşteriye davalı Shell & Turcas tarafından sistemden çıkarılan araç başına 50 ABD Doları + KDV fatura edileceğine ilişkin cezai şart hükmü bulunduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen 2 yıllık süre geçmeden araç filo sayısının % 20’sinden fazla aracı sistemden çıkardığından, 47.499,76 TL + KDV’yi ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia,savunma,uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmıştır. Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen taşıt tanıma sözleşmesinin 2.2.8 maddesinde, taşıt tanıma sistemine dahil edilen araçların sistemden 2 yıldan önce çıkarılması durumunda (filo araç sayısının % 20’si hariç) müşteriye davalı Shell & Turcas tarafından sistemden çıkarılan araç başına 50 ABD Doları + KDV fatura edileceğine ilişkin cezai şart hükmü bulunduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen 2 yıllık süre geçmeden araç filo sayısının % 20’sinden fazla aracı sistemden çıkardığından, 47.499,76 TL + KDV’yi ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia,savunma,uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmıştır. Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Dosya içindeki belge kayıtlar incelenmiş, taraf vekillerinin dosya içerisine ibraz ettiği vekaletnamelerde tanıma ve tenfiz davalarını takip yetkisi bulunmadığı görülmüştür.Öncelikle bu hususta taraf vekillerine (tanıma ve tenfiz davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamelerinin aslını veya onaylı örneğini sunmaları için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya taraflar yapılan işlemleri kabul ettiklerini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve kararın bu ikinci halde taraflara tebliği ile asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesinde bulunmayan vekili tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dosya içindeki belge kayıtlar incelenmiş, davacı vekilinin dosya içerisine ibraz ettiği vekaletnamede tanıma ve tenfiz davalarını takip yetkisi bulunmadığı görülmüştür.Öncelikle bu hususta vekile (tanıma ve tenfiz davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamenin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve kararın bu ikinci halde asile tebliği ile asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesinde bulunmayan vekili tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
in gerçek annesinin kendisi olduğunun tespitine ve nüfus kayıtlarına tesciline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davaya konu olayda tanıma olduğu, davalı ... çocuğun babası olarak tanıma yaptığı, tanımanın iptali yapılmadan ana adının tashihinin mümkün bulunmadığı, tanıma ile de aile mahkemesinin görevli bulunduğu, anne adının tashihi istenen 09.08.2011 doğumlu ...'in annesinin hastane kayıtlarında da davalı gözüken ... olma 25.01.1993 doğumlu sonradan evlenme ile.. eşi olan ... (...) olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı ... kızı ...'in 11.04.2013 tarihinde davalı ... ile evlendiği, evlenmeden önceki soyadının Masum olduğu, 03.10.2013 tarihinde ... olan ismini Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03.10.2013 tarihli kararı ile Aslı olarak değiştirdiği, 09.08.2011 doğumlu ...'in annesinin... kızı ... (...) olduğu, babasının... oğlu... olduğu, ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne Wuppertal Aile Mahkemesinin 66 F 85/21 nolu 14.12.2021 tarihli 05.03.2021 kesinleşme tarihli yabancı mahkeme boşanma ilamının tanıma ve tenfizine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde; boşanma dosyası ile birleştirme kararı verilmesi gerekirken verilen kararın hatalı olduğunu, tanıma şartlarının mevcut olmadığını, ilamın tenfizine karar verilmesinin mümkün olmadığını bildirerek, davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 295. maddesi gereğince, evlilik dışı doğan çocuğun babası olduğunun tespiti yani tanıma istemine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesine göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir. Bir uzmanlık mahkemesi olarak tasarlanan ve kendine özgü usul hükümleri taşıyan bu Kanun, evvelce genel hukuk mahkemelerince bakılan aile hukukundan doğan dava ve işleri bu mahkemelerden alarak uzmanlık mahkemesine vermiştir. Bu bağlamda gerçek baba olduğunu iddia ederek tanıma talebi ile açılanan davada aile mahkemesinde bakılacaktır. Mahkemece işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....