Mahkemece, " MÖHUK m. 50’ye göre tanıma veya tenfiz kararının verilebilmesi için gerekli olan ön koşulların; yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş ilamın bulunması, yabancı mahkeme kararının hukuk davalarına ilişkin olması ve kararın kesinleşmiş olmasının gerektiği, tanıma ve tenfiz talebinin kabul edilebilmesi için gereken esasa ilişkin şartların ise MÖHUK m. 58’de düzenlendiği, anılan maddede; hükmün verildiği yer ile Türkiye arasında mütekabiliyetin bulunması (bu şart tanımada aranmaz), ilamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olması hükmünün mevcut olduğu, Türk mahkemelerinin yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi davasında sadece tanıma veya tenfiz...
DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan T3 müvekkilinin ilk eşi olduğunu, taraflar arasında Samsun Aile Mahkemesinin 2008/202 Esas, 2008/394 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, tarafların bu evlilikten olma Ufuk Özcan isimli müşterek bir çocuklarının olduğunu ve evlilik birliğinden sonra tanıma ile nüfusa kaydedilen Pelin İrem isimli çocuklarının gözükse de bu çocuğun babasının müvekkili olmadığını, bundan iki ay kadar önce davalı Meltem'in çocuk Pelin İrem'in başka birinden olduğunu itiraf ettiğini, DNA testi ile bu durumun ortaya çıkacağını belirterek müvekkilinin T4 yönünden yapmış olduğu tanımanın iptalini, bu yönden babalık kaydının silinmesine, küçüğe kayyım atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılmasını talep ve dava etmiştir....
Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olduğu belirlenerek, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez (Ruhi, A.C.: Türk Hukukunda Yabancı Nafaka İlamlarının Tenfizi, Ankara 2013, s. 265- 266)....
Tüm dosya kapsamından, Düsseldorf Sulh Hukuk Mahkemesi-Aile Mahkemesi'nin 19/03/2014 tarihli 256 F 350/13 sayılı 06/05/2014 kesinleşme tarihli kararın MÖHUK md:52, 53 ve 54'e aykırılık teşkil etmediği, dava dilekçesine eklenmesi gereken belgelerin eklenmiş olduğu, tanıma-tenfiz yasal şartlarının gerçekleştiği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile, Düsseldorf Sulh Hukuk Mahkemesi-Aile Mahkemesi'nin 19/03/2014 tarihli 256 F 350/13 sayılı 06/05/2014 kesinleşme tarihli boşanma ilamının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; delillerin tamamının toplanmadığını, mahkemeye sunulan belgelerin süresinde sunulmadığını, yabancı mahkeme ilamının kamu düzenine ve Türk hukukuna aykırı olduğunu, tanıma-tenfiz koşullarının oluşmadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından tenfiz talebi yanında tanıma talebinde bulunulduğunu, tanıma kararının yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için gerekli olduğunu, tenfiz talebinde bulunan tarafın aynı zamanda tanıma kararı almasında hukuken korunmaya değer bir hakkının olmadığını, müvekkili şirket tarafından yabancı mahkeme kararında, müvekkili şirketin temsilcisi olarak gösterilen ... adlı kişiye verilmiş bir vekaletname bulunmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında, bu kişiye verilmiş bir vekaletnameye rastlanmadığını, davacı tarafın, taraflar arasındaki ihtilafın çözüme kavuşturulması bakımından ... kanunlarının olaya uygulanması gerektiğini ispatlaması gerekeceğini, hiçbir belgenin aslının bulunmadığı gibi ilamın kesinleştiğini gösteren herhangi bir kesinleşme şerhinin de bulunmadığını belirterek; davanın reddini talep etmiştir. III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR A....
HUKUKİ SÜREÇ: Dava; 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği'nin 4., 5., 6., 7. ve 13. maddelerinin ve davacının denklik talebinin reddine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Tanıma ve Denklik Hizmetleri Daire Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır....
Anılan Kanun’un 58. maddesi uyarınca da tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır. Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği hususu da 59. maddede düzenlenmiştir. Buna göre Türk mahkemelerince bir yabancı mahkeme ilamına ilişkin olarak verilen tanıma ve tenfiz kararı neticesinde, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren geçerli olmak üzere Türk hukuku açısından kesin hüküm ve kesin delilin sonuçları ortaya çıkacak ve Türkiye’de de icra edilebilir hale gelecektir. Somut uyuşmazlıkta tarafların ... tarihli evliliklerinin ... Devleti ... Kraliyet Hakimliği Mahkemesi ... Yargı Yetki Bölgesinin ... tarih ve ... tarihinde kesinleşen kararı ile boşanma ile sona erdiği, bu evlilik birliği içerisinde... tarihinde davacı anne ve davalı babadan ... isimli ikiz çocukların dünyaya geldiği hususu ......
Bu amacına ulaşmak için açtığı davada önce tenfiz ve daha sonradan tanıma istemektedir. Tanıma ve tenfiz taleplerinden hangisi davacının lehine ise ona göre davaya yön vermek gerekir. Davasında yabancı mahkemenin kararının tenfizini isteyen davacı aynı zamanda tanınmasını da talep etmiş olmaktadır. Çünkü çoğun içinde az da vardır. Tanıma yukarıda da açıklandığı gibi 2675 Sayılı Yasanın 42. maddesinde düzenlenmiştir. Bilimsel çevrelerde yabancı mahkeme kararının tanınması, kararın kesin hüküm vasfının Türkiye'de kabul edilmesidir. Kesin hüküm teşkil etmeyen bir kararın icra kabiliyeti de yoktur. İcra kabiliyeti taşıyan mahkeme kararlarının yalnızca tanınmaları da mümkündür. Başka bir anlatımla bir karar hakkında tenfiz talep edilmeden salt tanımanın istenmesi de olanaklıdır....
GEREKÇE : Davanın konusu, tanıma ve tenfiz talebine ilişkindir. Davalı kadın istinafında, anlaşmalı boşanmada bahsi geçen bir takım ziynetlerin verilmemesi nedeniyle kararın kesinleşmediğini, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu tanıma kararı verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tahran adliyesi Tahran Şehit Bahuner adına 283.Aile Mahkemesi'nin 15/07/2019 karar tarihli ilamında tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, karara karşı 20 güne kadar temyiz mahkemelerine itiraz hakkının olduğu, 3 aya kadar da kesinleşen kararın boşanma tescil dairesince tescil edilmez ise kararın geçersiz sayılacağının belirtildiği, tarafların Tahran 10....
m. 54/1.c kapsamında da bir tanıma engeli olmadığı, savunma hakkının kullanılmasıyla ilgili MÖHUK m.54/1.ç kapsamında da tanımaya engel bir durum bulunmadığı, davacının İstanbul 19....