Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir. (TMK m.282/2). Davacı ile davaya konu küçük arasında açıklanan şekillerde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Tanıma, babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilir (TMK m.295/1). Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğundan; davacının aile mahkemesine yönelik dava dilekçesindeki bu talebinin aynı zamanda tanıma istemini de içerdiği kabul edilmelidir. Türk Medeni Kanununu'nun 296/1. maddesinde mahkemeye yapılan tanıma beyanının babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluğuna bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. O halde mahkemece kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı da değerlendirilip, tanıma konusunda bir işlem gerçekleştirilmeden (HMK m.295,296), yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır....

    Aile Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli ve 2012/665 esas, 2012/585 karar sayılı ilamı ile tanıma ve tenfizine karar verildiği ve mezkur kararın da 05.02.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşışmıştır Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı erkeğe ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Teknik Şartname’nin 6. maddesinde belirtilen hususların Taşıt Tanıma Sisteminin (TTS) özel bir çeşidi olan "Çipli Sistem"e ilişkin olduğu, "Çipli Sistem" dışındaki hiçbir sistemin bu özellikleri taşımadığı, ihale üzerinde bırakılan isteklinin akaryakıt istasyonunun idarenin istediği özellikte çipli sistem taşıt tanıma sistemine sahip olmadığı, bu itibarla yeterliğe sahip olmadığından teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, anılan firmanın bayisi olduğu dağıtıcı firmanın Taşıt Tanıma Sisteminin (TTS) bulunmadığı, ihaleyi yapan idarenin Teknik Şartname ve önceki usûlleri dikkate almaksızın haksız rekabete neden olan ve hukuka aykırı işlemler tesis ettiği ileri sürülmektedir....

        Sayılı dosyası üzerinden uygulandığını, müvekkil şirkete karar tarihinden itibaren 21 gün içerisinde toplam 41.840,40$ ve 3 aylık bakiye ile birleştirilmiş, yıllık %5 oranında hesaplanmış olan 41.840,40$' ın 04.05.2017 tarihinden itibaren ödemenin tam olarak yapıldığı tarihe kadar olan faizini ödemesine karar verildiğini, ayrıca müvekkil şirketin tahkime başvururken ödemiş olduğu 4.955,00 € tutarındaki masraf ve 4.350,00 € tutarındaki LMAA tescil bedelinin davalı tarafça müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini, İşbu tenfiz davası söz konusu kararın tanıma ve tenfizine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Dava, deniz hukukundan kaynaklanan tanıma ve tenfiz davasıdır....

          nın evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 22.06.2016 tarihinde tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 337. maddesinde evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı; ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın çocuğun velayetini alma hakkı mevcuttur. Yani mahkeme hükmü olmaksızın tanıma ile velayet hakkı doğrudan babaya geçmemektedir. Bu sebeple mahkemenin çocuğun velayetinin babasında olduğu yönündeki kabulü doğru değil ise de, anne ... 01.01.1999 doğumlu olup, temyiz inceleme tarihi itibari ile ergin olup, çocuk annesinin velayeti altında olduğundan TMK.nın 337/2 ve 404. maddeleri gereği küçüğe vasi atanması istemi konusuz kalmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Beyanın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin küçük ...'in babası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hazine vekili tarafından karar temyiz edilmiştir. Tanıma beyanının tespiti davasında davanın Hazine ve Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarı gerekmediği halde ihbarı ve neticesinde müdahele talebinde bulunulması sonuç doğurmaz. Temyiz eden Hazinenin hükmü temyizde hukuki yararı yoktur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz ... ile ... aralarındaki tanıma ve tenfiz davasının kabulüne dair ......

                TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  Aile Mahkemesinin 2015/843 esas - 2016/694 karar sayılı kararı ile tanındığı ve tanıma kararının 14.04.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı erkeğe ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                    Bu hükme göre, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfizdeki usule tabi olduğundan, tanıma talebini içeren dilekçenin, anılan Kanunun 39. maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükme uygun olarak duruşma günü ile birlikte davalıya tebliğ edilmesi gerekmektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesinde de mahkemenin, Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde iddia ve savunmalarını bildirmeleri için tarafları usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin ve duruşma gününün davalıya tebliğ edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa uyulmaksızın karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan hasımsız olarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu